Cuma, 17 Şevval 1445 | 2024/04/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD-BA-2010-MB-TR-0001 H. 16 Muharrem 1431
M. Pazar, 03 Ocak 2010

-Basın Açıklaması- Öldürmeyen Darbe Güçlendirir

Saygın Şeyhan Gazetesi;

es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh;

 

Gazetenizin 24.12.2009 ve 31.12.2009 tarihli arka arkaya iki sayısındaki parti ve sendika sayfasında Hizb-ut Tahrir'e yönelik birçok iftiralara, ithamlara ve yanlış suçlamalara yer verilmiştir. İki makalede Hilafet'e davet, demokrasiye ve komünizme saldırılması, bunlara küfür fikirleri olarak itibar edilmesi ve benzerleri gibi Hizb-ut Tahrir'in fikirleri zehirli fikirler olarak tanımlanmıştır. Cevap hakkımızı kullanarak aşağıdaki hususları açıklarız:

Birincisi: Hilafet'i ikame edip Müslümanlar için bir halifenin nasbedilmesi ve Allah'ın kitabı ile Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in sünneti ile amel etmesi için ona biat edilmesi yoluyla İslami hayatı yeniden başlatmaya davet etmek kitap ile sünnetten istinbat edilmiş şeri hükme bağlanmaktan başka bir şey değildir. Buna dair pek çok delil vardır. Zira Allahuteala şöyle buyurmuştur:

وَأَن احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ "Aralarında Allah'ın indirdikleri ile hükmet! Sakın onların hevalarına tabi olma!" [el-Mâide 49]

Dolayısıyla hükümler ve kanunlar, beşerin koyduğu değil Allah'ın inzal ettikleri olmalıdır. Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise şöyle buyurmuştur:

مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لا حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً "Her kim itaatten elini çekerse, kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allahuteala'nın karşısına çıkar. Her kim de boynunda biat olmadan ölürse cahilliye ölümü ile ölmüş olur." [Muslim rivayet etti]

Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'den sonra biat ise ancak bir halifeye olur. O halde bu kavilleri dile getiren bir kimse zehir mi saçmaktadır?!

Hilafet'in 1924 yılında yıkılmasıyla Müslümanların beldeleri parçalanmış, Yahudiler Filistin'i işgal etmiş, milletler başımıza üşüşmüş ve bizler haçlı işgali altına girmişken bir makale, Hilafet'in dönmesini Müslümanlar için hayati bir mesele olarak görmemizi nasıl olur da reddedebilir! Evet, Hilafet'in dönmesi Müslümanlar için hayati bir meseledir çünkü Müslümanların meselesi özellikle de Filistin meselesi Hilafet dönmedikçe asla çözülmeyecektir.

İkincisi: Kendisine saldırmamızdan dolayı makalenin bize saldırdığı demokrasiye gelince; çünkü İslam yasamayı beşerin Rabbine isnat ederken demokrasi ise beşere isnat emektedir. Allahuteala şöyle buyurmuştur:

إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّهِ "Muhakkak ki hüküm ancak Allah'a aittir." [Yûsuf 40]

Dolayısıyla İslam, insanlara hükümleri seçme hakkı vermemiş olup hükümler, onlara alemlerin Rabbi tarafından farz kılınmıştır. Allahuteala şöyle buyurmuştur:

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلاَ مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ "Allah ve resulü, bir işe hükmettikleri zaman mümin bir erkek ve mümin bir kadına kendi işlerinde artık seçme hakkı yoktur." [Ahzâb 36]

Demokrasi ise ekini ve nesli helak edip serveti dünyadaki insanlardan azınlık bir zümrenin tekeline veren ekonomik sisteminin vahşeti yüzünden dünyanın kasıp kavrulduğu kapitalizm ideolojisinin yönetim sistemidir.

Üçüncüsü: Makalede Hizb-ut Tahrir'in kurucusu Şeyh Takiyuddin en-Nebhani'nin Beyrut'taki Amerikan büyükelçisini cizye ödemek veya İslam'a girmek arasında muhayyer bırakınca onun da cizye ödemeyi tercih ettiğinin geçmesine gelince; cevap vermeye bile gerek duyulmayacak şekilde oldukça abartılı olmasından dolayı "Nasreddin Hoca'nın" hikayelerine benzeyen bir iftiradır. Müntakim ve Cebbar olan Allah katında bu iftiraların, yalanların ve ithamların hesabını soracağız ki O, şöyle buyurmuştur:

مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ إِلاَّ لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ "(İnsan) hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın." [Kaf 18]

وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُوْلَئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْئُولاً "Bilmediğin şeyin ardına düşme! Muhakkak ki kulak, göz ve kalp, işte bunların hepsi ondan mesuldür." [el-İsra 36]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: info@hizb-jordan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER