Cuma, 19 Ramazan 1445 | 2024/03/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

“Ey İman Edenler! Tedbirinizi Alın” [Nisa 71]

 

Ulusal Koalisyon Başkanı Halid Hoca, 02 Mayıs 2015 tarihinde Şarku’l Evsat gazetesine verdiği demeçte, “Özgün Suriye Ordusuna uçaksavar verilmesini yasaklayan veto sona erecektir” dedi ve Amerika’nın “Güvenlikli bölge oluşturmak için” yoğun çaba sarf ettiğini söyledi. Siyasi arena ve sahada meydana gelen gelişmelerin nedeninin, tabii ki Amerikan kontrol ve gözetiminde Suudi Arabistan, Türkiye, Katar ve Ürdün arasındaki yakınlaşmanın bir sonucu olduğunu ifade eden Hoca, “Esed rejimi aniden düşebilir” diye de ekledi.

Bazı grupların mücrim Beşşar karşısında kazandıkları son zaferler, 04 Mayıs 2015’de başlayacağı açıklanan Cenevre 3 konferansı kapsamında değerlendirilmelidir. Farklı taraflardan olsalar da muhalifler ve rejim, bu konferansta Cenevre 1 konferansının kararlarını çözüm için temel ölçü alacaklardır. İşte bu konferans, bu kararların uygulanmasında bazı ilerlemeler kaydetmeyi amaçlamaktadır. Kazanılan zaferler, rejim ile muhalifler arasında güç dengesi oluşturmak içindir. Zaferler, diyalog masasına oturmak için Koalisyona insanlar önünde bir bahane oluşturacak ve Koalisyon güçlü iken pazarlık masasına oturduğunu gösterecektir. İnsanların bunu kabul etmesi durumunda da Amerikan çözüm treni, hareket etmiş olacaktır. Şüphesiz bu çözüm treni birçok istasyona uğrayacaktır: Cenevre 3, Cenevre 4 ve Cenevre 5... Bu tren her bir istasyonda duracak, her birinde de çözümün bir parçasına ulaşılacaktır. Son istasyona varana dek bu şekilde yol alacaktır. Son istasyona gelindiğinde ise Amerikan çözümü, Beşşar’a alternatif bir ajan yönetici bulunarak olgunlaşmış olacaktır. Bu yönetici de en kötü selefin en kötü halefi olacaktır.

Bu zaferleri Amerika’nın savaşçı gruplara “Uçaksavar” verilmesini yasaklayan vetoyu kaldırmasıyla ilişkilendiren Hoca, Suudi Arabistan, Türkiye, Katar ve Ürdün’ün bu konuda Amerikan komutlarına göre hareket ettiğini de deşifre etmiş oldu. Hoca, “Suriyeli Müslümanların yaşadığı trajedilerinin nedeni Amerika’dır. Çünkü uluslararası topluma Müslümanları silahlandırmasını yasaklarken, Rusya ve İran’ın katil Beşşar’ı silahlandırmasına göz yumdu. Müslümanların yöneticileri de Amerika’nın kuyruğuna takıldılar” diye hücum edeceği yerde, savaşçılara niteliksel silah verilmesi ve vetonun geçici olarak kaldırılması ile ilgili planlı izinle gurur duyduğunu görüyoruz. “Esad rejimi aniden düşebilir” diyerek ABD’nin tavrını teyit eden zavallı Hoca, kendisini alternatif olarak düşünmüş olmalı ki Amerika’nın bu tavrını bir değişiklik olarak görmüştür. 

Güvenlikli bölge oluşturmak ile ilgili sözlere gelince, Amerika’nın gözetiminde oluşturulan Koalisyonun, Müslümanların bölgelerine girişine, kutsal devrimi çalmanın bir ön hazırlığı olarak o bölgelerin yönetilmesine ve iç savaş için zemin oluşturulmasına olanak vermek içindir. Suriye’ye “Kararlılık Fırtınası” operasyonunun yakın olduğu ve Amerika’nın bunu memnuniyetle karşılayacağı ile ilgili ortada dolaşan sözler, Amerika’nın, uluslararası güç kullanma niyetinin olduğuna dair açık bir göstergedir. Sahada Amerikan çözümünü dayatmak için uluslararası güç içinde Arap gücü de olacaktır. Amerika, bu Arap gücünü terörle mücadele için Suriye ve Irak’ta oluşturulan ABD önderliğindeki uluslararası koalisyona da ekleyebilir.  

Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam murabıtı Müslümanları! Hiç şüphesiz kutsal Suriye devriminin kazandığı son zaferler, mücrim Beşşar rejiminin bu devrim karşısında direnemeyeceğini göstermektedir. Şayet Amerikan desteği olmamış olsaydı, katil Beşşar’ın da kardeşi Kaddafi’nin yanına gömülerek çoktan tarih olacağını ortaya koymuştur. Zaferler bahşedilmesi ve Cenevre 3-4 konferansları yapılacak olması, sadece ve sadece Amerikan çıkarı kapsamındadır. Cenevre 3 istasyonunun amacı, savaşçı grupların silahının yönünü -ki rejimle savaşmaktır- değiştirerek, o silahın yönünü, bir ılımlı bir de terörist radikal gruplar var bahanesiyle gruplar arası savaş fitnesine doğru yöneltmektir. Bu yüzden bu dönem içinde bu grupların sadakatini kazanmak üzerinde odaklanıldı. Amerika, Suriye’de projesinin önünde duran yegâne engelin, Hilafet projesi olduğunun tamamen bilincindedir. Terörle mücadele bahanesi altında bizzat Müslümanların eliyle Hilafet projesine darbe vurmak istiyor.

Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam Müslümanları! Lider, halkına yalan söylemez. Biz, bölgedeki ajanları aracılığıyla Amerika’nın tüm hareketlerini takip edenler olarak sizlere aşağıdaki gerçekleri sunuyoruz:

-Amerika, dini hayattan ayıran demokratik sivil devlet projesi aracılığıyla Suriye üzerindeki hegemonyasını korumaya çalışıyor. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurarak Amerikan hegemonyasından kurtulmak isteyen her girişimle terörle mücadele adı altında savaşıyor.

-Amerikan projesi iki eksene dayanıyor: Birincisi: Eski ajanı mücrim Beşşar ile müzakere masasına oturmak için yeni siyasi bir ajan varlık oluşturmak. Ki böylece iktidar, güven içinde Amerika’dan Amerika’ya geçmiş olsun. İkincisi: Sivil devlet projesini zorla dayatmak, terörizm ve aşırılıkla mücadele adı altında Hilafeti kurmak için çalışan her ciddi çalışmaya darbe vurmak amacıyla sahayı kontrol edebilecek bir askeri güç oluşturmak.

-Başlangıçta mücrim Beşşar’ı korumak, Müslümanlara niteliksel silah vermemek, güvenlik ve askeri kurumların muhafazasını şart koşmak, güvenlikli bölge oluşturmak, Suriye’ye “Kararlılık Fırtınası” operasyonu için yeşil ışık yakmak, ulusal ordu kurmak, koalisyon oluşturmak ve onu kurtarılmış bölgelere sokmaya çalışmak, müzakere heyeti oluşturmak, Cenevre konferansları düzenlemek... gibi Amerika’nın yaptığı ve yapacağı tüm bu askeri ve siyasi eylemler, bu iki eksen etrafında dönüp dolaşmaktadır.

Hizb-ut Tahrir / Suriye, iyi niyetle devrime kalkışan devrimcileri, sabredin, sebat edin ve Allah’ın sapasağlam ipine sımsıkı sarılın diye uyarıyor. Siz, ne olursa olsun dünya için kıyama kalkmadınız. Aksine Allah’ın kelimesini yüceltmek için devrime kalkıştınız. Allah yolunda kanlarınızı gözünüzü kırpmadan feda ettiniz. Dünya ve dünya metaını elinizin tersiyle ittiniz. Başından beri bu devrimin Allah için ve liderinin de Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inolduğunu dünya âleme ilan ettiniz. Batı ve ajanlarının küstah ve kibirleriyle yüz yüze geldiniz. Allah’ın bereketi üzerine yürüyün. Ellerinizi samimi kardeşlerinizin elleri üzerine koyun ki her iki yurtta da hem dünyada hem de ahirette kurtuluşa eresiniz. Bu, Allah’a zor değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا“Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.” [Talak 3]

Allahım tebliğ ettik mi? Allahım şahit ol.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti


H. 16 Receb 1436
M.  Çarşamba, 06 May 2015

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER