Perşembe, 09 Şevval 1445 | 2024/04/18
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Önce Hak, Sonra Halk

بسم الله الرحمن الرحيم

Önce Hak, Sonra Halk

Haber:

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında; ahlakımızla, duruşumuzla, mütevazılığımızla, hizmetlerimizle, projelerimizle, vizyonumuzla biz halkımızı ikna edeceğiz. “Siyaset; milleti kendinden nefret ettirme değil, kendini millete sevdirme sanatıdır.” (11.01 2019 Milliyet/AA)

Yorum:

Meliklerin siyasetnamelerinde şöyle bir söz geçermiş: “Amelin sözünden daha güzel olsun. Şüphesiz amelsiz güzel söz fitneye yol açar.”

İslam Coğrafyasında, haddizatında bir adım öne çıkmış, Müslümanların başındaki yöneticilerin genel özelliği; süslü kelimeler, mübalağalı işler, ters yüz edilmiş gerçekler siyasetin esası haline getirilmiş. Bu tezviratı en çok kullananların başında Erdoğan’ın gelmesi elbette şaşırtıcı değildir. 17 yıl boyunca tüm seçimlerden birinci olarak çıkması Sayın Erdoğan’ın lafazanlığı sayesinde mümkün olmuştur.

Yine bir seçim öncesi ve bu hususta teşkilatını uyaran Erdoğan, siyasetini temellendirdiği kelimeleri özetliyordu “siyaset kendini sevdirme sanatıdır.”

Hayır! Siyaset;  bir fikre göre insanları yönetme sanatıdır. Fakat maalesef bugün bu yönetme dünya üzerinde kapitalist fikre göre şekillendiği için yöneticilerin, iktidarlarını garanti edip devamını sağlama adına, halka yaltaklık yapma dâhil her türlü yola tevessül etmekte bir sakınca görmemekte.

İslam Coğrafyasında, Müslümanlara yabancı olan demokrasi ve kapitalizm gibi fikirlerle siyaset edilme, özellikle de Müslümanların duyguları kullanılmak suretiyle toplum aldatılmaktadır. Demokrasi zehrini İslami söylemlerle harmanlayıp topluma sunan suret-i haktan görünen zevatların derdi hak olmadığı gibi gerçekte halk da değildir.

Bu topluma yapılan en büyük zulümlerden biri olarak demokrasi dikenini ümmetin toprağına dikip onun serpilmesini sağlayanlar, bizden bu dikeni sevmemizi, korumamızı istemekteler. Bu fikrin siyasetiyle her türlü fitne, fesat, fahşâ, zulüm, zorbalığı ümmetin arasında yaygınlaştıranlar, bu çirkinliklerin üstünü yaptıkları park, bahçe ve basit imarlarla örterek kendilerini bizlere sevdirmeye çalışıyorlar.

Projelerinizin, vizyonunuzun, ahlakınızın, duruşunuzun özeti;

Siyasetinizde, İslam ve Müslümanların düşmanı kâfirlerle her türlü ortaklığı ve stratejik işbirliği yapmakta hiçbir beis görmemek… Ümmetin evlatlarından topladığınız yüzlerce milyar dolar değerindeki vergileri her yıl faiz lobilerine teslim etmekten utanç duymamak… Eğitimi yapboz tahtasına döndürerek tertemiz dimağları demokrasi ve laiklikle kirletmekten ar etmemek… Toplumu, Allah’ın haram kıldığı kredi-faiz batağına sürükleyerek ateş çukurunun kenarına itmek… Kumarın, içkinin her türlüsünü yaygınlaştırıp teşvik ederek büyük ekonomik gelirler elde etmek… Özgürlük adı altında her türlü zina ve fuhşu yaygınlaştırarak her türlü ahlaksızlığa kapı açmak… Ateist, deist bir gençliğin ortaya çıkmasına sebep olan eğitim sistemini daha bir laikleştirmek…

Sadece Rabbim Allah’tır dediği için zindanlara atılan yüzlerce suçsuz Müslüman, ceberut yargınızın kurbanları iken, sahte istatistiki verilerle halkı aldatarak topluma kendinizi sevdirmeye çalışmanız hak nazarında zulüm iken, halk nazarında da ikiyüzlülükten başka bir şey olmazsa gerek. Toplumun sizden istediği hak üzere kendinizi sevdirmenizdir. Nitekim “yöneticinin doğru ve hak yolda olması, dönemin bolluk ve refah içinde olmasından daha iyidir.”

Müslümanların siyaseti; doğru ve hak bir fikir ile toplumu yönetmeye aday olmaktır. Salt menfaatler uğruna kendinizi halka şirin göstererek iktidarınızın teminatı olan seçim sandıklarıyla değil. Rabbinizin belirlediği ölçüler içinde önce hakka, sonra halka hizmeti esas almanız doğru olandır.

Dünya hayatında, iktidarınızın devamı için kendinizi halka sevdirme adına yaptığınız şirinlikler, sizlere bir takım menfaatler sağlayabilir. Lakin hakkı gücendirme adına yaptığınız bu tuğyanlar, ahirette hüsrana uğramanıza sebep olur. Hz. Ali (r.a): “Lafazan dilden, iyiliğe yönelmeyen kalpten, birbirine uymayan işlerden Allah’a sığınırım” demişti. Maalesef bugünün yöneticilerinin dilleri başka, kalpleri başka, amelleri ise bambaşka bir vaziyet almış durumda. Topluma düşen batıl fikirlerle kendilerini sevdirmeye çalışan yöneticilerden uzaklaşıp hak ile hükmedecek, Allah’ın ve müminlerin seveceği düzeni kurup, yöneticileri başa getirmek olmalı. Bu, imanımızın ve inancımızın gereğidir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Ahmet SAPA

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER