Perşembe, 09 Şevval 1445 | 2024/04/18
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hilafet Birinci Sınıf Sağlık Sistemi Kuracaktır

بسم الله الرحمن الرحيم

Hilafet Birinci Sınıf Sağlık Sistemi Kuracaktır

(Tercüme)

-  «وَكُلُّكُمْ مَسؤولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ» Her biriniz çobansınız ve elinizin altındakinden sorumlusunuz.”Sevgili Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve Ashab-ı Kirâm'ının hayat ilkesi bunun üzerine kuruluydu: Allah'ın hükümleriyle yönetmek ve Allah'ın hükümlerini icra etmek. İslam Devleti'nin Halifesi halkından sorumludur, onlara adaletle hükmeder ve onlara emniyet ve güvence sağlar. Halkının işlerini yürütür ve temel ihtiyaçlarının ve hayati gereksinimlerinin karşılanmasını temin eder. Temin etmesi gerektiği bu hayati gereksinimlerden bir tanesi de elinin altındaki her bir ferdin sağlık ihtiyaçlarını karşılamaktır.

- İslam'ı hidayet ve rahmet olsun diye gönderen Allah'a hamd-u senalar olsun. İslam'ın hükümleri insan ruhuna sürekli bir dinginlik verir, uzvi ihtiyaçlarını ve içgüdülerini bu hükümlerle en doğru şekilde tatmin ederler. İnsanın tüm ihtiyaçlarını sistematik bir şekilde ve özenle karşılayan, bir içgüdüsünü başıboş bırakıp diğerini bastırmayan, ulaşması gereken tüm değerlere ulaştıran, ona huzur ve güven veren bir şekilde düzenleyen sadece İslam olduğu kesindir. Allah Allah Subhânehu ve Teâlâ Nahl Suresi 97. ayetinde şöyle buyurmuştur: ﴿مَنْ عَمِلَ صَالِحاً مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيَاةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَجْرَهُمْ بِأَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ﴾ “Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.

- Devlet tüm bu hükümleri tatbik ederek ve eğitim müfredatıyla, medyasıyla saf ve berrak İslami mefhumları yayarak, toplumun her bir ferdinin kalbine takvayı, Allah korkusunu ve Allah rızasını gaye edinmeyi teşvik eden imani atmosferi oluşturarak, toplumun fertlerinde İslami mefhum ve duyguları inşa ederek ruhsal sağlığı temin eder. Devlet her ferdin temel ihtiyaçlarını karşılamak ve bunları korumak zorundadır. Dolayısıyla sağlığı korumak, hastaları tedavi etmek ve var gücüyle sağlıklı yaşam koşulları oluşturmak zorundadır... Bu ihtiyaçları karşılamak için eşsiz İslami iktisat nizamını en iyi şekilde tatbik etmek zorundadır. Zira bu temel ihtiyaçların karşılanmaması insanların sağlığını etkiler ve anksiyete ve depresyona yol açar!..

- İslam'ın sağlık hizmetine verdiği ehemmiyet insanlığı sihir, büyü ve efsaneler dünyasından kurtarıp bilim ve deney dünyasına ulaştırmış ve böylece tıpta eşi görülmemiş bir ilerlemeye yol açmıştır. Tıpta bu inanılmaz hızlı ilerlemeyi sağlayan ise İslami fikir ve hükümlerin en elzem ve sahih olan sağlık ilkelerine yaptığı katkılardan dolayıdır... Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hem sözleriyle hem fiilleriyle sağlık ve tıbbi hizmetlerin önemini göstermiştir. İslam henüz ilk yüzyılında Bimaristan tesisleri (İslam dünyasında klasik hastanelerin adıdır) gibi farklı sağlık tesislerinin kurulmasına şahit olmuştur. Bu hizmetler İslam medeniyetinin sağlık ve tıp tarihine kazandırdığı en parlak hususlar olarak geçmiştir. "Özetle; Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sağlık ve tıp konusundaki direktifleri daha sonraları dünyanın tıp ve sağlık rönesansının temel taşlarını teşkil etmiştir. Bu direktifler asırlar sonra gelen tabiplerin istifade ettiği kaynak olmuş, sağlık ve tıp araştırmalarının kapısını açan anahtar olmuştur. Ve her geçen gün bilim bu direktiflerin ne denli muhteşem olduğunu ispat etmektedir. (Health and Medical Care in the First Century AH: Thesis of Professor Asma Yousef Ahmed Al Diab - Hicretin İlk Yılında Sağlık ve Tıp Hizmetleri).

- Allah'ın ve Rasulünün hidayetiyle İslam Ümmeti sağlık ve tıp konusunda dünyaya öncülük etmiştir... Başka milletlerin gıpta ettiği muhteşem bilimsel ilerlemeler elde etmiş, kendi içinden bilim insanları ve tabipler çıkartmış, kusursuz hastaneler inşa etmiş ve donatmıştır. "İslam kaliteli hastane inşa etmede ve tüm ihtiyaçlarını karşılamada tüm dünyaya öncülük etmiştir. Buna dair bir örnek 1160 yılında Şam'da inşa edilmiş olan Nurettin hastanesidir ki üç yüz yıl hizmet vermiş, hastaları ücretsiz tedavi etmiş ve ücretsiz ilaç vermiştir. Tarihçiler bu hastaneyi "267 yıl boyunca sönmeyen bir meşale" olarak tarif etmişler. (Will Durant: Amerikan filozof, tarihçi ve yazar).

- İslam'da devletin vazifelerinden birisi de tebaanın işlerini gözetmektir. Tebaanın ihtiyacı olan ilaç ve hastaneleri sağlamak zorundadır. Muslim; Cabir kanalıyla şöyle tahriç ettiğini rivayet etmiştir: «بَعَثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى أُبَيِّ بْنِ كَعْبٍ طَبِيباً، فَقَطَعَ مِنْهُ عِرْقاً ثُمَّ كَوَاهُ عَلَيْهِ»Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ubeyy İbn-i Ka'b'a bir doktor gönderdi. O da ondan bir damar kesti sonra üzerini dağladı.. El-Hâkim, el-Mustedrak'ta Zeyd İbn-u Eşlem'den o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: "Ömer ibn-ul Hattab'ın zamanında çok ağır hasta oldum. Bunun üzerine Ömer, benim için bir tabip çağırttı. O kadar ateşlendim ki ateşin şiddetinden çekirdekleri emiyordum.” Bu nedenle Halife insanlara sağlık hizmeti sunmak ve gerekli ilaç ve hastaneleri sağlamak zorundadır. Buhari; el-Edebü’l-müfredve et-Târîḫu’ṣ-ṣagīr kitabında, El-Albani’den, o da Mahmud bin Lebid’den sahih olarak şöyle nakletmiştir:

«لَمَّا أُصيبَ أَكْحَلُ سَعْدٍ يَوْمَ الخَنْدَقِ فَثَقُلَ، حَوَّلوهُ عِنْدَ امْرَأَةٍ يُقالُ لَها: رُفَيْدَة، وَكانَتْ تُداوي الجَرْحى، فَكانَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم إِذا مَرَّ بِهِ يَقولُ: كَيْفَ أَمْسَيْتَ؟ وَإِذا أَصْبَحَ: كَيْفَ أَصْبَحْتَ؟ فَيُخْبِرُهُ»  ”Ebu Nuaym, İbnu'l-Gasil'den, o da Asım b. Ömer'den, o da Mahmud b. Lebid'den rivayetle dedi ki: Hendek günü Sa'd kolundan (kolundaki ana damardan) yaralanıp durumu ağırlaşınca onu Rufeyde adında yaraları tedavi eden (hemşire) bir kadına gönderdiler. Nebî Sallallahu Aleyhi ve Sellem oraya (tedavi olduğu çadıra) uğradığında "gününü nasıl geçirdin?", sabah olunca (tekrar) uğradığında "geceni nasıl geçirdin?" diye soruyor, o da (durumunu) anlatıyordu.”Rol modelimiz sevgili Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem böyle yapmıştı... Bu davranışıyla Ashabına ve onlardan sonra gelenlere; İslam Devletinin Başkanı olan Halife'nin, Allah'tan korkarak gözetimi altındaki insanların tedavisiyle ilgilenmesi gerektiğini, tedavinin devletin gözetmesi gerektiği tebaanın maslahatlarından bir maslahat olduğunu öğretmiştir...

- Sağlık, Beyt-ül Mâl tarafından karşılanması zorunlu olan bir hizmettir. Dolayısıyla devlet; “bütün sağlık hizmetlerini herkes için ücretsiz temin eder”. (Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 164)Devlet ücretsiz sağlık hizmetleri sunar fakat ücretle doktor tutmak ilaç satmak yasaklanmaz. «احتجم رسول الله صلى الله عليه وسلم حجمه أبو طيبة, وأعطاه صاعين من طعام وكلم مواليه فخففوا عنه»  Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ebu Taybe'ye hacamat oldu ve ona iki saa yiyecek verdi. Dostlarıyla konuşunca bunu biraz hafiflettiler." (Buhari tahric etti) Hacamat kullanılan bir tedavi türüdür, dolayısıyla bundan ücret alınması doktor tutmanın caiz olduğuna delalet etmektedir. Bundan dolayı devletin "doktor tutmayı veya ilaç satmayı" yasaklaması caiz değildir. (Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 164)

-  ﴿وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ"Allah alışverişi helal kıldı” [Bakara 275] Alışverişin unsurlarından birisi mülkiyetin satıcıdan alıcıya geçmesidir. Dolayısıyla satıcı ilacı sattıktan sonra ilaç satın alan kişinin mülkiyetine girer o da bu ilaç üzerinde istediği gibi ya satarak ya üretim yaparak tasarruf eder... İslam'da telif hakkı veya patent yoktur, herhangi bir ürünün kullanım hakkı kısıtlanamaz, kullanımı kısıtlayan şartlar geçersiz şartlardır. Tirmizi'nin hasen olarak tahriç ettiği bir hadiste Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: «وَالْمُسْلِمُونَ عَلَى شُرُوطِهِمْ إِلاَّ شَرْطاً حَرَّمَ حَلَالاً أَوْ أَحَلَّ حَرَاماً»»Müslümanlar, helali haram veya haramı helal kılan şart dışında şartlarına bağlıdırlar.” Hilafet Devleti dengeli bir şekilde kıymet elde etmeye çalışır ki herkes refaha ulaşsın. Zengin ve fakir arasında ayrım yapmaz, toplumun her ferdinin temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışır hatta lüks ihtiyaçlarını dahi temin edebilmeleri için çalışır. Hilafet Devleti himaye eden, memnun eden, refah sağlayan bir devlettir!..

- Hilafet Devleti hayat işleriyle ilgili her türlü ilmi laboratuvarlar kurmak kurmak, kütüphaneler ve okul ve üniversite dışında ilim edinme araçları hazırlamak zorundadır ki isteyen herkes her bilim ve ilim alanında icat, keşif ve araştırma yapabilsin. O zaman ümmet içinde çok sayıda azimli, mucit ve kaşif insanlar bulunacaktır. Devlet halkı da bilimsel laboratuvarlar açmaya teşvik edecektir: "Hayat işleriyle ilgili her türlü ilmi laboratuvarlar kurmak tebaanın tüm fertlerinin hakkıdır. Bizzat devletin de böyle laboratuvarlar kurması lazımdır." (Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 162).

- “Fertler, ümmet veya devlet için zarara yol açan maddeler üreten laboratuvarlara sahip olmaktan men edilirler.”(Hizb-ut Tahrir Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 163) Fertler; atom laboratuvarları gibi insanlara ve Devlete zarar veren laboratuvarlar açamazlar. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki mevcut kapitalist düzende dünya hayatın her alanında ıstırap çekmektedir: Sağlık hizmetleri ve sağlık sigortası ve şirketleri, eczacılık şirketleri ve araştırmalarında yozlaşma son derece yaygındır. Bu şirketler doktorları da bu "doktorların" hastalarını da sömürmekteler. İnsanların canı ve sağlı üzerinden kazanç sağlamaktalar o kadar ki parası olmayan, imkanları olmayan ne hayatta kalabilir, ne tedavi bulabilir. Bu düzende değer her şeyden önce paraya ve paranın sahibine verilmektedir. Halbuki Hilafet Devleti tam da buna karşı mücadele etmiş ve buna engel olmuştur.

- Fransa'nın Mısır'ı işgali sırasında (1798-1801), Napolyon'un bilim adamlarından birisi olan Gomar; gördüğü sağlık hizmetleri ve 600 yıllık sağlık kurumları karşısında şunları söylemiştir: "Yoksul veya zengin ayrımı olmaksızın, hasta olan herkes Bimaristan'a gidiyordu. Doğu'nun her yanından tabipler getirmişler ve onlara çok iyi maaş ödüyorlardı. Ağzına kadar ilaç ve tıbbi aletlerle dolu bir eczane vardı. Her hastaya iki hasta bakıcı hizmet ediyordu. Psikolojik rahatsızlığı olanlar ayrı bir bölümde tutuluyor ve özenle tedavi ediliyordu. Hikaye anlatarak ve başka şeylerle meşgul ediliyorlardı. Sağlığına kavuşanlar ise (fiziksel veya psikolojik hastalıktan) bir müddet rehabilitasyon bölümünde dinleniyordu. Taburcu edildiklerinde, her hastaya beş altın verilirdi ki hastaneden çıkar çıkmaz çalışmak zorunda kalmasın." 

İşte Hilafetin yönetiminde yaşayan Müslümanların ve gayrimüslimlerin durumu buydu. Bunun gibi bir sağlık sistemini dünya ne bugüne kadar gördü ne de bundan sonra görmeyecektir. Bunun gibi bir sağlık sistemi ancak yeniden ikame edildikten sonra Hilafetin gölgesi altında tekrar mümkün olacaktır. Zira sağlık hizmetinin amacı; tebaanın sağlığını gözetmek, korumak ve onarmak, hem fiziksel hem psikolojik esenliğini sağlamak, bununla birlikte hastalığı önlemek ve ortaya çıktığında takip ve tedavisini yapmaktır. Akli akidesiyle ve güçlü kanunlarıyla (Şeriat) İslam bunu başarmış ve iman edip Rabbinin hidayetine ulaşan herkesin kalbine saadet ve aklına huzur vermiştir. İslam tebaasına Şer'i hükümlerden istinbat edip sunduğu eşi ve benzeri görülmemiş hizmet ve ihtimamla dünyanın gözünü kamaştırmıştır. Bu Şer'i hükümleri Allah Allah Subhânehu ve Teâlâ insanlığa rahmet olarak göndermiştir. Bu hükümler zengin ve fakir, yönetici ve tebaa arasında ayrım yapmaz. Bu hükümlerin hakim olduğu ortamda herkes Allah'tan ve cezalandırmasından korkar ve O'nun rızasını gözetir. Hastaların odaları "odanın bir ucundan diğerine uzanan devasa pervanelerle soğutulurdu. Isıtırken de güzel kokular yakılarak ısıtılırdı..." Bu odaların tabanlarına kına veya nar veya başka kokulu ağaçların dalları seriliydi"... Bunlar Fransız oryantalist Prisse D'Avennes'in verdiği örneklerden bir kaç tanesiydi. Bu örnekler dahi dünyanın gıpta ettiği Hilafet Devleti'ndeki eşsiz sağlık sistemini göstermeye yetiyor!

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına

Ziyne es-Samit

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER