Logo
Bu sayfayı yazdır


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu

No: MS-BA-2025-MB-TR-12 H. 13 Şevvâl 1446
M. Cuma, 11 Nisan 2025

Gazze Yok Ediliyor... Mısır Müftüsü İse Sadece Kınıyor! Oysa Şeriat Askıya Alınmaz, Cihat Ertelenmez, Duruşlar İse Batı’dan Değil, Gökten Gelen Vahiyden Alınır

Gazze’ye yönelik barbarca saldırının başladığı günden bu yana her gün benzer manzaralar yaşanıyor. Yahudi varlığı Şucaiye mahallesinde yine korkunç bir katliama imza attı. Çoğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan onlarca günahsız insanı hunharca katletti. Mısır’ın resmi ve dini otoritelerinin bu büyük trajediye uygun bir tepki vermesi beklenirken, Mısır Müftüsü Nazir Muhammed Ayyad sadece bir “kınama” mesajı yayınladı ve işgalin vahşetini anlatmakla yetindi. Sanki cihat hükmü yürürlükten kalkmış ya da Müslümanların kanı kınama ve yardım çağrılarından daha değersizmiş gibi sorumluluğu da “uluslararası topluma” ve “sözde vicdanlara” havale etti!

Hizb-ut Tahrir / Mısır Vilayeti olarak biz, şunu açıkça vurguluyoruz ki, kınama eylemi farz olan sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Cihad farzdır, Gazze’de, hatta tüm Filistin genelinde yaşananlar, açıklama veya kınamayla geçiştirilemez. Aksine kükremiş ordulara, kınından sıyrılmış silahlara ve emir verip infaz edecek bir liderliği ihtiyaç duymaktadır. Cihat, siyasi bir seçenek değildir, İslam’ın bir farzıdır hele de İslam ülkesinin bir parçası gasp edilmiş ise. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.” [Enfal 72] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

رَأْسُ الْأَمْرِ الْإِسْلَامُ، وَعَمُودُهُ الصَّلَاةُ، وَذُرْوَةُ سَنَامِهِ الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللهِ“İşin başı İslâm’dır, onu ayakta tutan namazdır, zirvesi ise Allah yolunda cihattır.”

Peki müftünün sözlerinde cihadın fıkhından eser var mı? Topraklarımızı işgal edip kadın ve çocuklarımızı öldüren düşmanla savaşmanın farz olduğundan neden bahsedilmiyor?!

Sözde alimlerden, meselenin (uluslararası hukuka) ve (insanlığın vicdanına) havale edildiğini duymak utanç verici. Oysa bu vicdanın çoktan öldüğünü ve bu hukukun sadece gaspçının gücünü ve zorbanın desteğini tanıdığını çok iyi biliyorlar. İmam Nevevî şöyle demiştir: “Kâfirler bir beldeye saldırdığında, orada yaşayanların onlarla savaşması ve mümkün olan her yolla onları defetmesi farzdır. Bu konuda hiçbir görüş ayrılığı yoktur.” (Ravdatü’t-Tâlibîn, 10/216)

Nasıl olur da bir Dar’ul İfta, çıkardığı bildiride cihattan, orduların harekete geçirilmesinden bahsetmez? Gazze’ye yardımı engelleyen, sınır kapılarını kapatan, Yahudi varlığına yakıt, su ve elektrik sağlayan hain yöneticiler hakkında tek kelime etmez?!

Müftü, sanki biz dinsiz bir ümmetmişiz gibi, sanki şeriat hükümleri geçerliliğini yitirmiş gibi, sanki Filistin’in kurtuluşu İslam ümmetinin değil de Birleşmiş Milletler’in meselesiymiş gibi, ‘insanlık’, ‘uluslararası adalet’ ve ‘duyarlı vicdanlardan’ söz ediyor!

Filistin meselesi bir akide meselesidir; gasbedilen bir İslam toprağı meselesidir, soykırıma uğrayan Müslüman bir halk ve suç işleyen işgalci kafir bir düşman meselesidir! Bu meselenin tek çözümü cihattır! Yahudilerin zulmünü ve taşkınlığını durdurmanın tek yolu orduları harekete geçirmektir.

Ey âlimler, müftüler, El-Ezher şeyhleri ve Mısır’ın bilginleri! Din hususunda Allah’tan korkun, topraklarımızı satan, namuslarımızı hiçe sayan yöneticilerin borazanı olmayın! İnsanlara cihadın ve Gazze’deki Müslümanlara yardım etmenin farz olduğunu anlatın! Bu yardımı engelleyenin Allah’a, Rasûlü’ne ve Müslümanlara ihanet eden bir günahkâr olduğunu açıkça ilan edin! Sakın ha! Batıla Şeriat giysisi giydirmeyin; sonra Allah Teâlâ’nın haklarında şöyle buyurduğu kimselerden olursunuz:

وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ قَالُوا إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ“Onlara: ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz sadece ıslah edicileriz’ derler.” [Bakara 11]

Ey İslam ümmetinin çocukları! Aldatıcı söylemlere kanmayın! Hakkı bâtılla karıştıranlara akıllarınızı teslim etmeyin! Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet’i kurmak için çalışanlarla birlikte çalışın. Çünkü sadece Hilafet, ümmeti birleştirebilir, ordularını seferber edebilir, onları Allah’ın farz kıldığı görevlere yönlendirebilir, Filistin ve işgal altındaki tüm İslam beldelerini özgürlüğüne kavuşturabilir!

Ey Mısır ve dünya Müslümanları! Artık yeter bu bekleyiş! Yeter bu ağlayış! Yeter bu kınama mesajları... Allah, yaptıklarınızdan, bu dinden, Mescid-i Aksa’dan ve Gazze halkından dolayı sizi hesaba çekecektir; bu sorulara nasıl cevap vereceğinizi şimdiden hazırlayın.

Ey İslam’ın askerleri! Ey ümmetin kalkanı olanlar! Ey omuzlarında emanet ve bileklerinde güç taşıyanlar! Ey toprağı, namusu ve dini korumaya ant içenler! İmanınızın çağrısına kulak vermenin vakti gelmedi mi? Gazze’deki mazlumlardan zulmü gidermek için harekete geçmenizin zamanı gelmedi mi? Kâfir Batı’nın çizdiği, sizi ümmetinizden ayıran ve yönünüzü Mescid-i Aksa’dan, kardeşlerinizin yardımına koşmaktan uzaklaştıran sömürgeci zincirleri kırmanın zamanı gelmedi mi?

Allah’a yemin olsun ki, sizler bu zincirleri kırabilecek, zorbaların tahtlarını parçalayabilecek, cihadı engelleyen, Gazze halkını kuşatan, kadın ve çocukları öldürülmesi için Yahudi askerlerine sınır kapılarını açan, ‘egemenlik’ ve ‘sınır güvenliği’ adı altında Gazze halkını boğan ihanet rejimlerini devirebilecek güçtesiniz!

Ey değerli Kinane askerleri! Ey içinde Halid bin Velid, Selahaddin ve Seyfeddin Kutuz’un ruhunu taşıyanlar! Şanlı tarihinizi unuttunuz mu? Kanalı geçip düşmanınızı tir tir titrettiğiniz günü unuttunuz mu? Daha Mescid-i Aksa ve Gazze’ye yardıma koşmak için yeniden harekete geçmenin zamanı gelmedi mi?! Rabbiniz, bileklerinizin Yahudi varlığını korumak, ribatta direnen kardeşlerinize silah ve gıda ulaşmasını engellemek için kullanılmasından razı olur mu hiç?

Seyfeddin Kutuz’un, dostlarını toplayıp “Ey Müslüman emirleri! Yıllardır beytü’l malın ekmeğini yiyorsunuz ve şimdi de savaşmak istemiyorsunuz. Ben işte gidiyorum. Savaşmak isteyenler benimle gelsin. Kim savaşmak istemezse de o evine dönsün. Allah hepimizi görmektedir. Müslümanların vebali geride kalanların boynunadır.” dediği günü hatırlayın! Bugün İslam’a siz sahip çıkmazsanız kim çıkacak? Mazlum kardeşlerinize siz yardım etmezseniz kim yardım edecek?

Gazze halkı bugün mazlumdur, yok edilmektedir ve yardımınıza muhtaçtır. Allah’tan sonra onların tek umudu sizsiniz.

Ey ümmetin orduları! Allah aşkına! Dininize, mukaddesatınıza ve kardeşlerinize sahip çıkın! Dininiz sizi göreve çağırıyor, Mescid-i Aksa sizden yardım bekliyor, çocukların kanı yüreklerinizi sızlatmıyor mu? Bu sese ne zaman cevap vereceksiniz? Böyle bir ihanet çağında hakkın yardımcıları siz olsanız ya!

Söz yöneticilerde demeyin! Onlar zaten hainlerdir; ümmete komplo kurdular, Allah ve Rasûlü’ne ihanet ettiler, orduları şerefli mücadelelerden saptırıp zalim rejimlerin bekçisi haline getirdiler! Bu yöneticileri devirmek şeri bir farzdır; ümmete yardım etmek bir emanettir, bu konudaki ihmalkârlığınızı Allah asla mazur görmez!

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ“Size ne oluyor da, Allah yolunda ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” [Nisa 75] Allah’la beraber olun ki, Allah da sizinle beraber olsun! Allah’ın kelimesini yüceltmek niyetiyle harekete geçin ki akıbet sizin olsun. Biz tüm kalbimizle inanıyoruz ki, bu ümmete gerçek zafer, Allah’ın izniyle ancak sizin elinizle gelecektir. Siz hain yönetimleri devirdiğinizde ve bir halifeye biat edip onun önderliğinde Filistin’i ve diğer İslam topraklarını özgürleştirdiğinizde, ümmet yeniden birleşecektir. O gün, Kudüs surlarından Lâ ilâhe illallah, Muhammedun Rasûlullah Ukab sancağı ezan sesleri yükselecektir.

Allah’ım! Onları dinin için kullan, başkalarıyla değiştirme! Kalplerinde imanın ateşini tutuştur, göğüslerini zafer azmiyle doldur! Gözlerimizi aydınlat, yüreklerimizi soğut; tankların utanç sınırlarını aşıp Mescid-i Aksa’nın zincirlerini kırdığını, Gazze’nin surlarından tekbir seslerinin yükseldiğini bize göster! Ve o zaman… Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini bileceklerdir. Allahu Ekber, izzet, Allah’a, Rasûlüne ve müminlere aittir.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır
Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010
www.hizb.net/
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.