Logo
Bu sayfayı yazdır
Yöneticilerimiz, Bizim Hakkımızda Ne Bir Ahit Ne de Bir Anlaşma Gözetiyorlar!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yöneticilerimiz, Bizim Hakkımızda Ne Bir Ahit Ne de Bir Anlaşma Gözetiyorlar!

Haber:

Müslüman Kardeşlere bağlı sosyal medya hesaplarına göre Sudanlı yetkililer, firari olan ve topraklarında ikamet eden 21 “Müslüman Kardeşler” üyesini Mısır’a teslim etti. Türkiye’ye kaçan Müslüman Kardeşler lideri ve gazeteci Heysem Ebu Halil, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Sudan’lı yetkililerin, cemaatin 21 Mısırlı üyesini bir erkeğin karısı ve çocukları da dahil olmak üzere Mısır güvenlik birimlerine teslim ettiğini belirtti. Teslim edilenler arasında İslam Abdulmecid Diyab Seyyid, Ekrem Abdulbedi Ahmed Muhammed, Muhammed İbrahim, Mina Said Cadullah, Yusuf Muhammed İbrahim ve İbrahim Muhammed İbrahim’in de olduğunu ekledi. (Nabd Haber)

Yorum:

Sudan hükümetinin akidede kardeşlerimize yönelik gizli işbirliği ile onları Mısır rejimine teslim etmesi ilk kez olmuyor. Zira İnsan hakları örgütü “We Record”, Sudan Badr Airlines uçağının Luksor Havalimanı’na acil iniş yapmasının ardından Mısırlı yetkililer tarafından Hüsam Menufi Selam’ın tutuklandığını belgelediğini söyledi. Yaptığı açıklamada, Selam’ın 12/01/2022 Çarşamba günü Hartum havaalanında Sudanlı yetkililer tarafından tutuklandığını ve ardından Badr Havayolları’nın Hartum’dan İstanbul’a giden J4690 numaralı uçuşla Türkiye’ye uçuşuna devam etmesine izin verildiğini de ekledi.

Ayrıca Mısır güvenlik kaynakları, Türkiye’ye kaçmakta başarısız olmalarının ardından Sudan’da tutuklanan Müslüman Kardeşler Cemaatine mensup üyelerin teslim edilmesi için Sudanlı yetkililerle olan koordinasyonu da ifşa ettiler. Kaynaklar, BAE Gazetesi el-İttihat’a, Sudan güvenliği aracılığıyla teslim edilecekler arasında “Hasm” hareketine bağlı "Savaid Mısır" hareketinin 5 liderinin de olduğunu söylediler.

Müslüman Kardeşler ve onun dışındakilerin üyelerini teslim etmekle ilgili bu aşağılık istihbari muamele, tek dertleri kafir Batı’nın İslam’a ve Müslümanlara yönelik amansız savaş gündemini uygulamak olan ajan yöneticiler için hiç şaşırtıcı değildir. İşte Sudan yöneticisi, yönetimine “hayır” demeye cüret gösteren herkese felaketler yaşatan Sisi’nin (Allah ona çıkış yolu vermesin) olduğu Mısır Firavununun zalim yönetimini reddetmek ve kabul etmemek dışında hiçbir suçları olmayan Müslüman Kardeşlerin üyelerini teslim ediyor. Nitekim Mısır Sağlık Bakanlığı’nın raporuna göre ölü sayısının 670’e ve yaralı sayısının da yaklaşık 4400 kişiye ulaştığı Rabiatul Adeviyye oturma eyleminin dağıtılması bize çok uzak değildir; oysa bu canlara, iktidarını ve ayakları çarpık koltuğunu pekiştirmek için kıymıştır. O halde Sudan yöneticileri, boyunlarını kendisine emanet eden kişileri Sisi gibi bir mücrime nasıl teslim edebilirler?! Oysa böyle bir davranış, cahiliyye dönemde bile utanç verici bir davranış olarak görülüyordu. Siyer kitaplarında geçtiği üzere; Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mut’im Bin Adiyy’e kendisini Kureyş’e karşı korumasını ve himaye etmesini talep eden bir haber gönderdi. (O, kafir bir Müşrik olmasına rağmen) bunu kabul etti. Zira Mut’im, Mekke’nin eşraflarından ve ileri gelenlerinden biri ve komşularına iyilikte bulunan çok mert bir adamdı. Nitekim Mekke’nin toplantılarından birinde şöyle bir nidada bulundu: “Ben Muhammed’i himayeme aldım.” Sonra dışarı çıkarak yedi çocuğuyla birlikte kılıçlarını kuşandılar ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke’ye girip Kabe’yi tavaf edinceye kadar onun etrafında pervane oldular.

Ebu Cehil İbn Hişam Mut’im’e gelerek şöyle dedi: Ey Mut’im, tabi mi oldun yoksa himayene mi aldın? Mut’im şöyle dedi: Hayır, bilakis himayeme aldım. Bunun üzerine Ebu Cehil şöyle dedi: O zaman çekinme… Nitekim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mut’im’in evinde bir veya iki gece kaldı, Sonra Beni Mut’im İbn Adiyy’in kılıçlarının gölgesinde risaletine devam etmek için geri döndü. Bizim yöneticilerimiz cahiliyye seviyesine bile yükselemediler ama hainlik ve ihanette yükseldiler. Bu yüzden onlar bizden değil biz de onlardan değiliz. Nitekim Ebu Said el-Hudri Radıyallahu Anhu’dan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: لِكُلِّ غَادِرٍ لِواءٌ عِندَ اسْتِه يَوْمَ القِيامةِ، يُرْفَعُ لَهُ بِقَدْرِ غَدْرِهِ، ألَا وَلا غَادر أعْظمُ غَدْراً مِنْ أمِيرِ عامَّةٍHer zalimin arkasında bir bayrağı vardır, zulmü ölçüsünde bu bayrak yükseltilir. Haberiniz olsun, âmme hizmetlerini üzerine alandan daha büyük bir zulüm yoktur.” Mümin hakkında bir ahit ve anlaşma gözetmeyen bu tür hainler, bu kerim ümmeti yönetmeye layık değillerdir. Aslında ümmet, kendisiyle korunulan ve arkasında savaşılan bir Halife’ye biat ederek dininin temeline dayalı olan, Müslümanların ahitlerini koruyan ve ne pahasına olursa olsun Müslümanları savunan bir varlık kurmak için çalışmalıdır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdulhâlik Abdûn Ali - Sudan

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.