Logo
Bu sayfayı yazdır
Gazze Halkını Desteklemek, Yahudi Varlığını İslam Haritasından Silmek İçin Orduları Harekete Geçirmekle Olur

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Gazze Halkını Desteklemek, Yahudi Varlığını İslam Haritasından Silmek İçin Orduları Harekete Geçirmekle Olur

Haber:

El-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib'in, Filistin'deki kardeşlerimiz için Allah'ın onlara zafer vermesi ve onları kendi topraklarında ve vatanlarında sabit kılması için dua edilmesi talebinde bulunduğu ve tüm Müslümanları dua etmeye çağırdığı bildirildi.

Aynı şekilde Ramazan ayının son on gününün ilk gecesinde Mısır'daki Ezher'de ve Mekke-i Mükerreme'deki Mescid-i Haram'da Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek vermek için dua edildi.

Yorum:

Yahudi varlığı, Ramazan ayının son on gününde Gazze'deki halkımıza yönelik saldırılarını vahşi bir şekilde sürdürerek çocukları katletmiş, kadınları ve yaşlıları öldürmüş ve çadırlarında ve harap olmuş evlerinde bulunan savunmasız sivilleri hiçbir kutsala saygı göstermeden ve iki milyarlık ümmete meydan okurcasına uçaklarla, füzelerle ve roketlerle bombalamıştır.

Peki destek olmak için sadece dua etmek yeterli midir? Bu açıkça meydan okuyan saldırganlık karşısında bize düşen görev nedir?

Peygamberlerin varisleri olan âlimlerin rolü, dua etmeye yönlendirmek midir?

Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيّاً وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيراًSize ne oldu da Allah yolunda ve “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?” [Nisa 75] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ إِلَّا عَلَى قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَاقٌ وَاللهُ بِمَا تَعْمَلُونَSizden din konusunda yardım istediklerinde, aranızda barış anlaşması bulunan bir topluluk aleyhine olmamak şartıyla yardıma icabet etmeniz sizin üzerinize vaciptir.” [Enfal 72] Ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: انْصُرْ أَخَاكَ ظَالِماً أَوْ مَظْلُوماً (Din) kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et.” Ahmed ve Ebu Davud, Cabir ve Ebu Talha’dan merfu olarak şunu rivayet etmiştir: مَا مِنْ امْرِئٍ يَخْذُلُ امْرَأً مُسْلِماً فِي مَوْضِعٍ تُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ وَيُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلَّا خَذَلَهُ اللهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ، وَمَا مِنْ امْرِئٍ يَنْصُرُ مُسْلِماً فِي مَوْضِعٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلَّا نَصَرَهُ اللهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ نُصْرَتَهُ Her kim bir Müslümanı saygınlığının kaybolması, şerefinin elden gitmesi söz konusu olan bir yerde yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini çok arzu ettiği bir yerde yalnız bırakır. Kim de bir Müslümana şerefinin elden gitmesi ve saygınlığının yitirilmesi söz konusu olan bir yerde yardım ederse, Allah da ona kendisine yardım edilmesini çok arzu ettiği bir yerde yardım eder.” Ahmed, Sehl bin Huneyf’den şunu rivayet etmiştir:مَنْ أُذِلَّ عِنْدَهُ مُؤْمِنٌ فَلَمْ يَنْصُرْهُ وَهُوَ قَادِرٌ عَلَى أَنْ يَنْصُرَهُ أَذَلَّهُ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَى رُءُوسِ الْخَلَائِقِ يَوْمَ الْقِيَامَةِKim bir müminin horlandığını görür ve ona yardım etmeye gücü yettiği hâlde ona yardım etmezse Allah Teâlâ, kıyamet günü onu bütün mahlukat önünde rezil eder.

Gazze'deki mustazafları ve halkımızı destekleme görevi, cihat için seferber olmak ve saldırganlığı püskürtmek, onları korumak, bu kanserli varlığı ortadan kaldırmak ve onu İslam beldeleri haritasından silmek için Müslüman orduları harekete geçirmektir; tıpkı rol modelimiz, liderimiz ve gözbebeğimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in, Amr bin Salim el-Huzai'nin kendisine yardım için başvurduğunda yaptığı gibi; nitekim Amr bin Salim, Beni Bekr kabilesinin kendilerine yönelik vahşi ve iğrenç saldırısına uğramalarına ve Kureyş'in de onlara silah ve cephane desteği vermelerinden dolayı Haram'ın içinde rüku ve secde ederken öldürülmekten kurtulamadıkları için yardım ve saldırıyı püskürtme talebinde bulunmak amacıyla gelmiş ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona şöyle cevap vermiştir:نُصِرْتَ يَا عَمْرَو بْنَ سَالِمٍ Ey Amr bin Salim, sana yardım edilecektir.” Ve şöyle demiştir: لَا نَصَرَنِي اللهُ إِنْ لَمْ أَنْصُرْ بَنِي كَعْبٍEğer ben Beni Ka'b'a yardım etmezsem Allah da bana yardım etmez.” Sonra Sallallahu Aleyhi ve Sellem orduyu Mekke'ye doğru harekete geçirmiştir;bunun üzerine fetih olmuş, Kureyş siyasi haritadan silinmiş, devlet olmaktan çıkarılmış ve Darü'l-İslam haritasının bir parçası haline gelmiştir.

Ey peygamberlerin varisleri; vacip olan, Allah'ın emrine icabet ederek Allah yolunda cihada çağırmaktır.Ey peygamberlerin varisleri; sizin vacibiniz, Allahu Teala'nın şu kavline icabet ederek Allah yolunda cihada çağırmaktır: كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تَكْرَهُوا شَيْئاً وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّوا شَيْئاً وَهُوَ شَرٌّ لَّكُمْ وَاللهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَHoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” [Bakara 216] 

Sizin göreviniz, yöneticilere, orduları harekete geçirecek siyasi bir karar alma çağrısında bulunmanızdır; şayet karşı çıkıp reddederlerse, o zaman onların hain tahtlarının yıkılması ve ümmeti birleştirip orduları harekete geçirecek ve Yahudi varlığını ortadan kaldıracak ve onu birkaç saat içinde yok edecek Hilafet Devleti’ni temsil eden muhlis bir varlığın kurulmasını talep edin.

Şimdi sizlere, Abbasi Hilafeti döneminde, Mescid-i Aksa, Haçlıların katliamlarına ve onların işgaline maruz kaldığında bu ümmetin seleflerinden olan âlimlerden birinin tavrını, Müslümanları ve mazlumları nasıl desteklediğini, yani Ebu Said el-Herevi'yi hatırlatıyorum;zira kendisi Ramazan ayında bir gün minbere çıktı, yani insanlar namaz kılmak için camide toplandığında minbere çıktı ve orucunu bozar gibi yaptı; ardından orada bulunan herkes sinirlendi ve öfkeyle ona yaklaştılar; bunun üzerine el-Herevi şöyle dedi: “Oturun ve dinleyin, binlerce Müslümanın katledilmesine ve kutsallarının yıkılmasına öfkelenmezken bir kişinin orucu bozmasına nasıl bu kadar öfkelenebilirsiniz Allah aşkına?!

Bunun ardından el-Herevi ayağa kalktı, başı açık ve traşlı perişan bir şekilde, aynı durumda olan diğerleriyle birlikte Halifenin huzuruna girdi ve Halifeye şöyle dedi:İmanın savunucularının zayıfladıklarını görüyorum; kardeşlerimiz ve bacılarımız öldürülürken siz nasıl güvende olmayı kabul edebiliyorsunuz? Bunun üzerine herkes ağladı, etkilendiler ve cihat etmek, yardım etmek ve Haçlıları Kudüs'ten püskürtmek için harekete geçtiler.

İşte Allah'tan korkan, her türlü üslup ve araçları kullanarak yöneticileri şerî ve pratik çözüm konusunda harekete geçirip nasihatte bulunan, ümmetin bir uçtan bir uca katledildiği ve Müslüman ordularının kışlalarında beklediği bir zamanda sadece dua isteyip bununla yetinmeyen Rabbani alimlerin tavrı böyleydi!

Bugünkü âlimlerin görevi ise ümmete, düşmanla (Amerika ve Yahudi varlığı) ilişkileri normalleştiren bu hain tahtları devirme, Hilafeti kurma ve cihat şiarını yerine getirerek Müslüman ülkeleri birleştirme çağrısında bulunmaktır. كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تَكْرَهُوا شَيْئاً وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّوا شَيْئاً وَهُوَ شَرٌّ لَّكُمْ وَاللهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” [Bakara 216] İşte o zaman ümmetin orduları, cihat ve zafer arzusuyla hareket geçecek, müminlerin kalpleri şifa bulacak ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Yahudi varlığının ortadan kaldırılması hakkındaki müjdesi gerçekleşecektir.

Müslim Sahihi’nde Ebu Hureyre Radıyallahu Anh’dan Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: لا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يُقَاتِلَ الْمُسْلِمُونَ الْيَهُودَ، فَيَقْتُلُهُمُ الْمُسْلِمُونَ حَتَّى يَخْتَبِئَ الْيَهُودِيُّ مِنْ وَرَاءِ الْحَجَرِ وَالشَّجَرِ، فَيَقُولُ الْحَجَرُ أَوِ الشَّجَرُ: يَا مُسْلِمُ يَا عَبْدَ اللَّهِ هَذَا يَهُودِيٌّ خَلْفِي فَتَعَالَ فَاقْتُلْهُ، إِلَّا الْغَرْقَدَ فَإِنَّهُ مِنْ شَجَرِ الْيَهُودِMüslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudi taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, ey Müslüman! Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi. Gel, onu öldür, der. Yalnızca Garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.

Fetihler ve zaferler ayı olan Ramazan ayının bu günlerinde Allah'tan, Yahudi varlığının silinmesine, Mescid-i Aksa'nın, tüm Filistin'in ve gasp edilmiş Müslüman ülkelerin kafirlerin kirlerinden temizlenmesine yol açacak büyük değişimin gerçekleşmesi için ümmetin lehine şartları hazırlamasını niyaz ediyoruz.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ
O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder.” [Rum 4-5]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Hüseyin (Ebu Muhammed Fatih) - Sudan

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.