- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Gazze'de Modern Çağın En Fazla Yetim Çocuğu Kaydedildi!
Haber:
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu 3/4/2025 perşembe günü yaptığı açıklamada, Filistin nüfusunun %43'ünü çocukların oluşturduğunu, Gazze Şeridi'nin modern tarihin en büyük yetim krizini yaşadığını ve Gazze Şeridi'ndeki yetim çocuk sayısının 39.000'e ulaştığını belirtti. (El Cezire)
Yorum:
Yahudi varlığının Gazze'ye yönelik yürüttüğü imha savaşında stratejik bir hedef haline gelen Gazzeli çocukların durumuna ilişkin rapor ve haberlerde endişe verici rakamlar yer alıyor; zira Merkezi İstatistik Bürosu'nun raporuna göre, bu savaşın kurbanlarının %60'ından fazlasını çocuklar oluşturduğu gibi yine rapora göre, 534 gün süren savaş boyunca 17.954 çocuk şehit olmuş, on binlerce çocuk da çeşitli derecelerde yaralanmış ve ne yazık ki sayılar sürekli artıyor. Ayrıca rapora göre, Gazze'de yaklaşık 60.000 çocuğun, sistematik aç bırakma politikası ve sağlık ve gelişimlerini olumsuz etkileyen içme suyu ve ilaç eksikliği nedeniyle akut yetersiz beslenmenin acısını çekmesi bekleniyor.
Yahudi varlığının genel olarak Gazze halkına ve özel olarak da çocuklarına karşı işlediği vahşi suçlar ve Gazze halkının çocukları arasında bu kadar çok sayıda şehit, yaralı ve yetimin bulunması, Yahudilerin ilk destekçisi ve Gazze'deki acımasız imha savaşında ortakları olan Amerika'nın başını çektiği küfür ve suçlu ülkelerin ve Müslüman yöneticilerin onlara karşı komplo kurması nedeniyle Müslümanların bugün yaşadıkları yetimlik durumunun, “alçakların sofralarındaki yetimler gibi olmalarının” bir yansıması olduğu gibi milletlerin onların üzerine üşümelerinin ve düşmanlarının kalbinden onlardan korkma duygusunun çekip alınmasının ve onların kalbini de vehn sokulmasının da bir yansımasıdır; zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: يُوشِكُ الْأُمَمُ أَنْ تَدَاعَى عَلَيْكُمْ كَمَا تَدَاعَى الْأَكَلَةُ إِلَى قَصْعَتِهَا» فَقَالَ قَائِلٌ: وَمِنْ قِلَّةٍ نَحْنُ يَوْمَئِذٍ؟ قَالَ: «بَلْ أَنْتُمْ يَوْمَئِذٍ كَثِيرٌ وَلَكِنَّكُمْ غُثَاءٌ كَغُثَاءِ السَّيْلِ وَلَيَنْزَعَنَّ اللَّهُ مِنْ صُدُورِ عَدُوِّكُمْ الْمَهَابَةَ مِنْكُمْ وَلَيَقْذِفَنَّ اللَّهُ فِي قُلُوبِكُمْ الْوَهْنَ» فَقَالَ قَائِلٌ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، وَمَا الْوَهْنُ؟ قَالَ: «حُبُّ الدُّنْيَا وَكَرَاهِيَةُ الْمَوْتِ “Aç insanların yemek kabına üşüştükleri gibi yakında diğer milletler de sizin başınıza üşüşeceklerdir." Dediler ki: Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak ey Allah’ın Resulü? Dedi ki: “Bilakis sizler o gün çok olacaksınız, fakat sizler sel üzerinde akıp giden çer çöp gibi olacaksınız. Allah düşmanlarınızın kalbinden sizden korkma duygusunu çekip alacak, sizin de kalbinize vehn sokacaktır.” Dediler ki; "Vehn nedir, ey Allah’ın Rasulü? Dedi ki: “Dünyayı sevmek ve ölümü kerih-kötü görmektir."
Artık İslam ümmetinin kendi işlerinin dizginlerini yeniden ele almasının, zayıflık, korkaklık ve endişe tozunu üzerinden silkelemesinin ve çok geç olmadan Gazze halkını desteklemek için harekete geçmesinin zamanı gelmiştir; yine artık İslam ümmetinin insanlar için çıkarılmış en hayır ümmet olmasının ve yeniden düşmanlarının kendisinde korktuğu izzetli ve muvahhit bir ümmet olmasının zamanı da gelmiştir; ayrıca artık İslam ümmetinin, pasif rolden aktif bir role geçmesinin zamanı da gelmiştir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انفِرُوا فِي سَبِيلِ اللهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُم بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ * إِلَّا تَنفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَاباً أَلِيماً وَيَسْتَبْدِلْ قَوْماً غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئاً وَاللهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
“Ey iman edenler! Size ne oldu ki, «Allah yolunda savaşa çıkın!» denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Dünya hayatını ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır. Eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamakla) O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir.” [Tevbe 38-39]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beraa Munasıra