- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ey Ürdün Halkı, Hak Üzere Sebat Edin ve Firavunların Zulmü Sizi Ondan Vazgeçirmesin!
Haber:
Haber ajansları, 16 Ürdünlü genci “terör hücresi” adı altında tutuklayan Ürdün rejimi ile Ürdün'ün topraklarındaki varlığını yasakladığı Hamas ve Müslüman Kardeşler arasındaki tepkiyi aktardı. Ajanslar, Ürdün hükümetinin şu açıklamasını aktardı: “Ürdün hükümet kaynakları Hamas'ın “Kardeşler hücresi” ile ilgili talebi hakkında şöyle dedi: “Krallık, grupların açıklamalarına yanıt vermekten daha büyüktür.”
Yorum:
Müslümanlarda asıl olan, diğer insanların dışında tek bir ümmet, savaşlarının tek ve barışlarının tek olmasıdır; zira Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ensar’a şöyle hitap etmiştir: الدَّمَ الدَّمَ وَالْهَدْمَ الْهَدْمَ، أَنَا مِنْكُمْ وَأَنْتُمْ مِنِّي، أُسَالِمُ مَنْ سَالَمْتُمْ، وَأُحَارِبُ مَنْ حَارَبْتُمْ “Bilakis kana kan ve dişe diş var. Ben sizdenim, siz de bendensiniz. Sizin savaştığınız kimselerle savaşır, barış yaptığınız kimselerle da barış yaparım.” Dolayısıyla Allah'ın dininde sadakat, hiçbir gün toprağa, vatana ve Allah'tan, Rasulü'nden ve müminlerden başka hiç kimseye olmamıştır.
Ürdün halkı, gerek Filistin halkı gerekse Peygamberinin gasp edilen İsra'sında temsil edilen ümmetin davası için her zaman doğal bir destek ve güçlü bir inkübatör olmuştur.Filistin meselesi sadece Filistinlilerin meselesi olmadı ve olmayacaktır; bilakis bu, Amerika, onların üvey evladı Yahudi varlığı ve özellikle çevre ülkelerdeki Müslümanların başındaki Ruveybidalar gibi düşmanın istediği şeydir.
Müslümanların ve ordularının Gazze ve tüm Filistin'i desteklemesi vaciptir, hatta hiçbir şekilde ihmal edilemeyecek vaciplerden biridir. Nitekim özellikle Ürdün rejiminin, orduların Filistin'e yardım etmesini engellemek için kurduğu tuzaklar ve ümmetin birliğinin ve Müslümanların birbirlerine yardım etmelerinin gerekliliğinin tezahürlerini ifade eden her türlü eylemi şeytanlaştırmak için yaptıkları, bu rejimin ve bu firavunların, ümmete ve onun uyanışına yönelik terörünü göstermektedir.
Amerika Yahudilere en güçlü ve yıkıcı silahlar tedarik ederken, gaspçı varlık çocuklarını küçük yaştan itibaren silah taşımaları için eğitirken ve bunu, Amerika'da ve tüm kafir ülkelerde olduğu gibi her birey için meşru bir hak haline getirirken, Müslüman ülkelerdeki mevcut devletler Müslümanları bu haktan mahrum bırakmakta, silah taşınmasını yasaklamakta ve halkını ve ülkelerini savunmak için silah taşıyanları aşırılık yanlısı teröristler haline getirmektedir. Tıpkı Firavun'un sihirbazlarını toplayıp Musa Aleyhisselam'ı onların gözünde şeytanlaştırmaya ve onları, Musa'nın ülkelerini yok etmek ve onları topraklarından çıkarmak geldiğine ikna etmeye çalıştığı gibi: قَالَ لِلْمَلَإِ حَوْلَهُ إِنَّ هَذَا لَسَاحِرٌ عَلِيمٌ * يُرِيدُ أَن يُخْرِجَكُم مِّنْ أَرْضِكُم بِسِحْرِهِ فَمَاذَا تَأْمُرُونَ “Firavun çevresinde bulunan ileri gelenlere dedi: Bu, çok bilgili bir sihirbaz!Sihriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor.Şimdi ne emredersiniz?” [Şuara 34-35]
Tiranların zihniyeti aynıdır: Kitleleri hak olana karşı kışkırtmak ve çatışmayı hak ile batıl arasındaki bir çatışmadan, hak ile kitleler arasındaki bir çatışmaya dönüştürmeye çalışmaktır.
Böylece Müslümanların başındaki yöneticiler onu, Müslüman kardeşine yardım eden bir kahraman yapmak yerine, ülkenin güvenliğini ve emniyetini sabote etmeyi hedefleyen dışlanması gerekli bir suçlu haline getirmeye çalışıyorlar.
Musa ve Firavun arasındaki savaş, her zaman hak ve batıl savaşı olmuş ve aralarındaki çatışma sahneleri bize, her zaman Allah Subhnaehu'nun çaresiz kullarıyla ilgili sünnetlerini hatırlatmıştır.
Firavun Musa Aleyhisselam'ı öldürmeye çalışmış ve onun gelişini engellemek için ona tuzak kurmuştu ancak Allah'ın tuzağı daha büyüktür; bu da Allah'ın kudretinin Musa'nın tiranın evinde büyümesini istediğine dair Musa'dan sonra gelen hak ehli için bir kandil olsun diyedir. Bu nasıl bir azamettir ve nasıl bir güçtür ya Rab? Velisi Sen olduğu ve Senin yönettiğin biri, nasıl mağlup olabilir ki?
Musa Aleyhisselam'ın doğumuyla başlayan savaş, Firavun'un ömrü boyunca parası ve gücüyle yetiştirdiği sihirbazların, bir anda Firavun'un askerlerinden Musa'nın dini uğruna kanlarını döken şehitlere dönüşmeleri için verilmiştir!قَالَ لَهُم مُّوسَى أَلْقُوا مَا أَنتُم مُّلْقُونَ * فَأَلْقَوْا حِبَالَهُمْ وَعِصِيَّهُمْ وَقَالُوا بِعِزَّةِ فِرْعَوْنَ إِنَّا لَنَحْنُ الْغَالِبُونَ * فَأَلْقَى مُوسَى عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ تَلْقَفُ مَا يَأْفِكُونَ * فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سَاجِدِينَ “Müsabaka başlayınca Musa sihirbazlara: “Haydi, ne atacaksanız önce siz atın” dedi.Onlar da derhal iplerini ve değneklerini yere atıp: “Firavun’un gücü ve izzeti hakkı için, galip gelen kesinlikle biz olacağız, biz” dediler. Sonra da Musa asasını yere attı; bir de ne görsünler asa, onların göz boyayıp uydurdukları şeyleri yalayıp yutuveriyor!Gerçeği fark eden sihirbazlar derhal secdeye kapandılar.” [Şuara 43-46]
Hak ile batıl arasındaki savaşa, hakka tabi olanların girmeleri gerekir; zira Musa emin bir şekilde: فَأَلْقَى عَصَاهُ “Asasını yere attı”…Kendisini öldürmelerinden korktu ancak Rabbi ona şu kavliyle güven verdi: كَلَّا فَاذْهَبَا بِآيَاتِنَا إِنَّا مَعَكُم مُّسْتَمِعُونَ * فَأْتِيَا فِرْعَوْنَ “Allah buyurdu: Hayır (seni asla öldüremezler)! İkiniz mucizelerimizle gidin. Şüphesiz ki, biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz. Haydi Firavun'a gidin.” [Şuara 15-16]
Allah seni bir fırtınayla karşı karşıya bıraktığında, senin korkmanı istemez, bilakis sadece O'nun sana emrettiği şekilde yapmanı ister; أَلْقِ عَصَاكَ “Asanı yere at.” Zira bir tek olan Celle Celalehu’nun kudreti ve gücü sayesinde hak olan asa, onların uydurduklarını yutacaktır.
Allah, Firavunlar ne kadar yüksekte olursa olsun müminlere yardım etmeye kefildir ve Musa'nın asası hâlâ bizim elimizdedir; ancak muhlisler, Firavun ve yandaşlarından korkularını attıktan sonra Allah'a tevekkül ederek asalarını yere atmalıdırlar... ve kalpleri de şu şekilde mutmain olmalıdır: إِنَّ مَعِيَ رَبِّي سَيَهْدِينِ “Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir.” [Şuara 62]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beyan Cemal