- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Dün Suçlu Rejimle Normalleşen, Bugün Yaptırımların Kaldırılmasının Ardından Yeniden İnşaya Destek Veriyor!
Haber:
Bakan Esad Şeybani, Suudi mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:Suriye'nin kurtuluşundan bu yana, özellikle yaptırımların kaldırılması konusunda verdiği destekten dolayı Krallığa teşekkür ediyoruz; gaz tedarikini güvence altına almak için uluslararası bir anlaşma imzaladık. Suriye'nin yeniden inşasının, dış dayatmayla değil, Suriye halkının iradesiyle olacağını ve Suudi Arabistan ile ortaklığımızın ortak çıkarlar temelinde olduğunu da teyit ederiz. (Şam News Network)
Yorum:
2011 yılında devrimin patlak vermesinden itibaren bölge, doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar kargaşa içinde olup ne bir gün rahatlık ne de ne bir saat huzur verdiler; bilakis onların tek dertleri, “Tufanın” kendi eylemleriyle öldürdükleri topraklarına ulaşmamasıydı ki bu yüzden tüm imkânlarını ve güçlerini Amerika'nın eline teslim ettiler ve kendilerini koruması için ona para yağdırdılar. İşte devrimin başlangıcında bu Suudi Arabistan, tüm adamlarını harekete geçirdi, onlar da devrimci çevrelerle bağlantı kurmaya başladılar; onların kullandığı dil ise devrimi ve devrim halkını kendi sözleri, ifadeleri ve terimleriyle özdeşleştirmek olmuştur; tüm bunlar ise devrime sızabilmek için kendisine bir kapı aralamak için olduğu gibi aynı zamanda devrimi şekillendiren operasyon odalarının da önemli bir parçası olmaktı ki bu odalarda devrimi saptırmak, hatta ona düşük yaptırmak için çalışan adamları vardı; böylece birçok kişinin vicdanını satın aldı ve onları kendi politikası için kullandı ve tüm bunları ise Amerika'nın emriyle yaptı.
Nitekim eğilim değişir değişmez Suudi Arabistan da rotasını değiştirdi; zira üç bölgenin teslim edilmesinin ve insanların İdlib'e tehcir edilmesinin ardından Amerika, normalleşme, devrimin sona erdirilmesi ve halkın ilk çembere geri döndürülmesi başlıklı yeni bir politika izlemeye başladı ve bu ülkeler de her zamanki gibi efendilerinin rotasına uyum sağlamak için hemen rotalarını değiştirdiler. Bunun üzerine Esad'ın kendisini ziyaret etmesi ve onun zafer kazanmış biri gibi karşılanması çağrısında bulundu; ardından Ahmed Matar'ın söylediği gibi onun havzaya geri dönmesi için zemin hazırladı, daha da ileri giderek Eylül 2024'te Şam'da büyükelçiliğini açtı. İşte bütün bunları Suudi Arabistan yaptı, bunu ise gafil olanın bilmesi ve onun peşinden gidenlerin onun gerçekliğini ve nasıl ve kimin emriyle hareket ettiğini idrak etmesi için söylüyoruz.
Bakın işte bugün yeniden karşımıza çıkıyor; aman ha ona karşı dikkatli olun ve onun ihanetine güvenmeyin; yani devriminizi sona erdirmekle meşgul olan bir devletin peşinden nasıl gidebilirsiniz?! Suudi Arabistan'ın bugün oynadığı rol çok tehlikeli ve habis olup Kralları da nerede olurlarsa olsunlar, ifsat etmektedirler. Onların durumunu Subhanehu ve Teala’nın şu hak kavli doğrulamaktadır: إِنَّ المُلوكَ إِذا دَخَلوا قَريَةً أَفسَدوها وَجَعَلوا أَعِزَّةَ أَهلِها أَذِلَّةً وَكَذلِكَ يَفعَلونَ “(Kraliçe Belkıs) şöyle dedi: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı ifsat ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.” [Neml 34]
Dolayısıyla onlar bizim iyiliğimizi ve kurtulmamızı istemiyorlar ve Amerika'nın istediği bağımlılık ve ajanlık altında kalmamız için çalışıyorlar. Bu yüzden bugünkü görevimiz, devrimin tarihini ayrıntılı olarak okumamız ve ülkelerin eylemlerini ayrıntılı olarak takip etmemizdir ki böylece onlara karşı nasıl davranacağımızı bilelim. Eğer kurtulmak ve devrimin kendisi için çıktığı şeyi gerçekleştirmek istiyorsak bunu yapmalıyız; yok eğer niyetler ve gayeler bunun tersiyse, o zaman tüm bu tarihi bir kenara bırakıp gayemiz ve başlığımız, istediğimiz ve kendisine ulaşmak isteğimiz şey için bir temel olacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdu ed-Della - Suriye