- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Witkoff Katliamı!
Haber:
Aktivistler, Refah'ta Amerikan yardım dağıtım noktasının hedef alınmasını ve bunun da 30'dan fazla Filistinlinin şehit olmasıyla sonuçlanmasını “Witkoff Katliamı” olarak adlandırdı.(El Cezire X Platform, 1 Haziran 2025)
Yorum:
Gasıp Yahudi varlığı ve onun arkasındaki Amerika, her gün ölüm, açlık, susuzluk ve sürekli göçle helak olan insanlara yönelik ölüm ve yıkım tuzakları kurmakta ustalaşmışlardır; bu ise insanların gözü önünde canlı yayında gerçekleşmektedir!
Nitekim çok kan dökülmüş ve çok fazla mürekkep harcanmış olup artık aklı başında hiç kimse -ki ya da en azından öyle olması gerekir-, 600 günden fazla bir süredir devam eden bu katliam ve yıkımın doğrudan Amerikan desteğiyle gerçekleştiğinden hiçbir şüphe duymuyor.
Bu ölüm ve bu günlük katliamlar Allah'ın izniyle yakın bir günde sona erecektir; peki bizler bu sahneden, daha önce olduğumuz gibi çıkabilecek miyiz?
Gazze savaşı, İslam ümmetinin on yıllardır yaşadığı büyük bir savaşın sonucu olup bu savaşın kalbinde ise bilinç savaşı vardır;yani bir ideoloji olarak İslam bilinci, Batı ülkelerinin nüfuz alanı olarak gerçekliğin bilinci ve düşmanların bilinci.
Düşmanların pusulasının bugüne kadar netleşmemiş olması ne büyük bir kayıptır!
Bazı Müslümanların evlatlarının, Suriye-Şam'da bazılarının zannettiği gibi, Amerika’yı, kalkınma ve ilerlemeyi destekleyen ve kendilerinin iyiliğini isteyen güvenilir stratejik bir müttefik olarak görmesi ne kadar büyük bir kayıptır!
Bu fikri bir lüks değildir; bilakis bu, bilinç, kalkınma ve kurtuluş savaşının temellerinden biridir. Düşman kimdir sorusunun cevabının bilinçli bir şekilde bilinmemesidir. Sonunda ey miskin adam, benekli bir yılanın seni kucaklaması, boynuna dolanıp kaburgalarını sıkması ve kanını emmesiyle son bulacaksın; ah keşke bir de kanabilse!
Bugün Gazze, ondan önce de Humus, Kuseyr, Rakka, Musul, Bosna, Grozni... ve benzerleri.Peki halimizin, Allahu Teala'nın onlar hakkında buyurduğu gibi olmasından korkmuyor muyuz: اَوَلَا يَرَوْنَ اَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ ف۪ي كُلِّ عَامٍ مَرَّةً اَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ “Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belâlarla) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.” [Tevbe 126]
Subhanehu’nun şu kavlini hatırlamıyor muyuz: الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعاً “Münafıklara, kendileri için acı bir azap olduğunu müjdele! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” [Nisa 139]
Celle Celaluhu’nun şu kavlini düşünmüyor muyuz: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَنْ تَجْعَلُوا لِلَّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَاناً مُبِيناً“Ey iman edenler; müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Allah'ın aleyhinize apaçık bir ferman vermesini mi istersiniz?” [Nisa 144]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Usame Es-Suveynî