- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hane Hoş Lakin İçi Boş!
Haber:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısının ardında yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin dış politikadaki yaklaşımına da değinerek, “Türkiye; Gazze, Suriye, Somali, Libya’da kan ve gözyaşıyla ıslanmış bölgelerde barış ve hakkaniyet odaklı çalışmalarıyla dünyaya insan hakları dersi verdi.” dedi. Türk, Kürt, Arap, Alevi, Çerkez ayrımı olmaksızın milletin birbirine sarsılmaz bir bağlılıkla kenetlendiğini vurguladı. (15.12.2025 Ajanslar)
Yorum:
Âlimler, isminin anlamının hakkını vermeyen bunun dışında davranış sergileyen kişilerİ gördüklerinde ya ismini değiştirmesini ya da ahlakını değiştirmesini telkin ederlermiş. Belki de bu sözün bugün en fazla söylenmesi gereken kişiler başımızdaki yöneticilerdir. Çünkü bir asırdır ümmet, yöneticileri tarafından aldatılıp maalesef ihanete uğruyor. Siyaseti, iktidarda kalabilme sanatı olarak gören yöneticilerin duyguları okşayıcı kelimelerle halka istikamet verme anlayışları artık normalleşti. Söz ve amelleri arasındaki alakasızlık sıradanlaştı. İşte bu anlayışın yansıması olarak hiçbir ortamı es geçmeyen yöneticiler, halkın bilinç altını vermek istedikleri mesajlarla doldurmaktalar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son konuşması da bu meyandadır. “Türkiye; Gazze, Suriye, Somali, Libya’da kan ve gözyaşıyla ıslanmış bölgelerde barış ve hakkaniyet odaklı çalışmalarıyla dünyaya insan hakları dersi verdi.”
Barış, adalet, hakkaniyet, insan hakları, ders vermek gibi dolgun kelimeler kulağa hoş gelse de dış politikada pratiğinin ne düzeyde olduğu herkesin malumudur. Bakın 2 yıl boyunca Gazze’de insanlık tarihinin en barbar katliamı, soykırımı yapıldı ve hala yapılmaya devam ediyor. Sözde barış adı altında, garantör maskesi takan ülkeler, yaşanan ihlal, katliamlara rağmen sesiz ve tepkisiz. Gazze’ye girmesi gereken yardımların çok azı ulaşmasına rağmen hiçbir şey olmamış gibi sakin kalan başımızdaki yöneticiler barış ve hakkaniyetten bahsediyor! Sizler, yahudi kafirini tanıdığınız sürece ilişkilere devam etmeniz bu katliamlara ve sistematik aç bırakma vahşiliklerine ordularla değil de reel politik putuyla yaklaştığınız müddetçe kendinizi kandırırsınız. Saydığınız ülkelerde sadece göz yaşı akmıyor kanlar oluk oluk toprağa akıyor iken sizler stratejik ortak ABD ile bu bölgelerde yeni bir siyasi dizaynın hesapları içindesiniz. Tabi ABD menfaatleri ekseninde yapılan bu dizayn sözde size verilen ‘’meşruiyet’’ karşılığında…
Peki yahudi kafirine en büyük silah, para, istihbarat, medya ve siyaset desteği sunan ABD, Gazze ve Filistin topraklarının işgal edilmesini destekliyor. Bu kafirler bu icraatleri yaparken sizler ise bunlarla siyasi, askeri, ekonomik ilişkiler içindeyken acaba nasıl bir insanlık dersi vermiş oluyorsunuz?
Sözde ateşkes anlaşmasına dahi bağlı kalmayan ve her gün onlarca Müslümanı katleden Batı Şeria’yı adeta açık hava hapishanesine çevirip gün ve gün işgali genişletirken kafir yahudi varlığının bu cürümlerine sesiz kalarak acaba nasıl bir göz yaşının durmasına katkı sunuyor olabilirsiniz?
Suriye’de hemen sınırımızda, binlerce km öteden gelip bölgeyi dizayn eden ABD planları çerçevesinde başta Suriye yönetimi olmak üzere batıya entegre olacak bir sistem ve yönetim kademesinin terbiye edilmesi vazifesini alan sizler, acaba nasıl bir adalet sağlamış olabilirsiniz?
Tüm bunları ve daha fazlasını yapan NATO, BM gibi organizasyonların içinde sadece kafir ABD’nin siyasetiyle bir uydu pozisyonunda hareket etmeyle dünyaya nasıl bir ders verilmiş oluyor? Gerçekten merak ediyoruz. Bu süslü kelimeler dışardan görüntüsü güzel, hoş bir ev gibi olsa da amel ortaya koymamasından dolayı içi viran ve boştur.
Rabbimizden duamız ameli sözlerinden daha güçlü, kafirlerin çizdiği sınırları değil Allah Subhanehu ve Teâlanın çizdiği sınırları esas alan, reel politiği değil ümmetin maslahatlarını önceleyecek halifeleri ikram etmesidir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmet SAPA