- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Lübnan'daki UNIFIL Güçleri... Kendisi Himmete Muhtaç Dede, Nerde Kaldı Gayrıya Himmet Ede!
Haber:
Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL), 26 Aralık Cuma akşamı yaptığı açıklamada, güçlerinin Cuma sabahı Güney Lübnan'da iki ayrı olayda Yahudi güçlerinin ateşine maruz kaldığını duyurdu.UNIFIL, Mavi Hat yakınlarındaki hassas bölgelerdeki devriye faaliyetlerine ilişkin olağan prosedürlere uygun olarak, söz konusu bölgelerdeki faaliyetleri hakkında Yahudi ordusunu önceden bilgilendirmesine rağmen iki olayın da gerçekleştiğini vurguladı.
Şunu belirtmek gerekir ki, UNIFIL devriyelerinin sınırda risklerle karşı karşıya kalması ilk kez olmuyor.
Yorum:
Bu haberi işitince, kişinin aklına ilk gelen şey, bölgede yaygın olarak kullanılan şu meşhur sözdür: "Seni, bize yardım etmen için atadık, ey Abdul-Muin, ama anlaşılan senin yardıma ihtiyacın var!"Bu deyim, açıkça yardıma muhtaç bir kişiden veya odaktan yardım istemeyi veya kendisi de açıkça korunmaya muhtaç bir odaktan korunma talep etmeyi ifade etmek için kullanılır.
Birleşmiş Milletler'e bağlı ve BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararı çerçevesinde Lübnan'da faaliyet gösteren UNIFIL güçleri, barış güçleri olmaları gerekirken, mutlak surette Yahudi varlığını destekleyen uluslararası sisteme bağlılıkları nedeniyle tek bir barışı, yani sadece Yahudilerin barışını koruyorlar; bunun en açık kanıtı, Lübnan topraklarında bulunmalarıdır. Oysa Lübnan, Yahudi ordusunun sürekli olarak saldırılarına maruz kalmakta, hatta UNIFIL güçlerinin kendileri bile ateş ve top atışlarına maruz kalmaktadır. Söylendiği gibi eğer gerçekten barış gücü olsalardı, saldırganın kontrolündeki bölgelerde bulunup onu ve saldırılarını önlemek için orada olurlardı. Eğer Lübnan'da herhangi bir şeyi korumak için orada olsalardı, Yahudi ordusunun başlattığı ardı ardına gelen saldırılara karşılık verirlerdi. Dahası bu UNIFIL güçlerinin, ister ateşkes ilan edilmeden önce olsun, isterse sonrasında olsun, Yahudi varlığının geçen yıl Lübnan'a karşı yürüttüğü savaşta neredeyse hiçbir rolü olmamıştır. Zira haber ajansları, anlaşmanın ihlal edilme sayısını saymakla yetinmekte, ardından raporlarını Birleşmiş Milletler'e sunmakta ve Yahudi varlığını Lübnan'ı hedef almayı bırakmasını, aksine sadece UNIFIL ekiplerinin bulunduğu bölgelere saldırmayı bırakmasını talep etmektedir.
Sözde barış gücüyle ilgili bu tekrar eden trajıkomik görüntü yeni bir şey değildir, onu Srebrenitsa'ya sorun; ancak gerçek gülünç olan şey, Müslümanların başındaki yöneticilerin, ülkelerimizden biri Yahudi saldırganlığına maruz kaldığında uluslararasından ve barış güçlerinden tekrar tekrar koruma talebinde bulunmalarında yatmaktadır. Uluslararası koruma talebinde en çok gürültü çıkaran ise Ramallah'taki güvenlik koordinasyon otoritesidir; zira bu otorite, uluslararası koruma talebine bulunarak, ordusu veya yerleşimci çeteleriyle birlikte Filistin halkının kanını dökmeyi bırakmasını sağlayabileceğine dair insanları defalarca aldatmaya çalışmaktadır. Oysa bu uluslararası güçler, uluslararası karar gereği, Yahudi varlığının saldırılarına karşı kendilerini bile savunmaktan aciz kalmaktadır. Ancak Yahudi varlığını savunmaları gerektiğinde güçsüz kalmayacaklar, aksine donanmalar, hava filoları ve kara kuvvetlerinin desteğiyle onun yardımına koşacaklardır.
Gerçek şu ki barış koruma güçleri, Yahudi varlığını koruyan güçler olup ister Lübnan, ister Gazze, ister Golan Tepeleri, ister Sina'da olsun, yani her nerede olurlarsa olsunlar rolleri budur; o halde bu güçler Gazze'ye getirildiklerinde saldırıya uğramalarını ne engelleyecek??
Bunun da ötesinde sorulması gereken bir başka soru da şudur: Lübnan ordusu devlete, dolayısıyla da uluslararası sisteme tabi ise ve otoriteye ve “kutsal” güvenlik koordinasyonuna tabi güvenlik cihazları, ülkenin halkını varlığın ordusu veya yerleşimcilerine karşı savunma gücüne sahip değilse, herhangi bir aklı başında kişi, UNIFIL veya başka herhangi bir uluslararası gücün bunu yapmasını bekleyebilir mi?!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Hamad el-Vadi – Mübarek Toprak (Filistin)