Logo
Bu sayfayı yazdır
Zelenski’nin Trump'ın Şantajını Reddetmesi İle Muhammed Bin Selman'ın Buna Boyun Eğmesi Arasında

بسم الله الرحمن الرحيم

Zelenski’nin Trump'ın Şantajını Reddetmesi İle Muhammed Bin Selman'ın Buna Boyun Eğmesi Arasında

ABD Başkanı Donald Trump 19/02/2025 tarihinde, Ukrayna'daki nadir mineraller anlaşmasını imzalamasını ve Amerika'nın bundan %50 pay almasını talep etmesi de dahil birtakım konular hakkında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile Oval Ofis'te görüşmeden önce, dünyanın gözü ve kulağı önünde Zelenki'ye hakaretler yağdırdı. Ukrayna ve onun Devlet Başkanı üç yıldır Rusya'nın savaş yükünün altında olmasına rağmen Zelenski, Trump'ın taleplerine boyun eğmeyi reddetti.

Çok uzak olmayan bir tarihte Trump, 23/01/2025 tarihinde Davos Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada Muhammed bin Selman'dan ABD ekonomisindeki çöküşü sakinleştirmek için ABD ekonomisine -600 milyar Dolar yerine- 1 trilyon Dolar yatırım yapmasını istemiş ve bin Selman da onun bu talebine boyun eğmişti. Peki Zelenski'nin reddetmesinin, Trump ve yardımcısıyla atışmasının ve bin Selman'ın ise icabet etmesinin ardındaki sır nedir?

Trump, Suud Krallığı'nı, Amerika'nın ağzına sağılması gereken bir süt ineği olarak görüyor. Nasıl olmasın ki; zira Trump ilk başkanlığında, çökmekte olan ekonomisinin acılarını sakinleştirmek için Amerika'ya 450 milyar Dolar pompalamak üzere Bin Selman'ın onayını almış ve aynı şekilde Trump'a krallığın en büyük “onur madalyası” olan Kral Abdülaziz Altın Madalyası'nı vermişti.

Trump'ın bin Selman'dan talepleri bununla da sınırlı kalmamış, aksine küresel piyasalarda petrol fiyatını düşük tutmasını ve petrol fiyatlandırmasını sadece Dolar üzerinden yapmaya devam etmesini istemiştir.

Trump çeşitli münasebetlerle defalarca Suudi Arabistan'ın zenginliğinden bahsetmiş, sürekli olarak Cumhuriyetçi destekçilerinin önünde bu zenginliğin büyük bir kısmını rekor bir sürede elde edebileceği ve bin Selman'ın isteklerini yerine getirmeyi kabul edeceği konusunda övünmüştür.Bin Selman'ı Trump'a bu derece boyun eğdiren şey, İngiltere'nin kendisine yönelik planlarından duyduğu korku ve Trump'ın bin Selman'a koruma sağlama karşılığında yakın vadede Yahudi varlığıyla normalleşerek Trump liderliğindeki “Yüzyılın Anlaşması'nı” ilerletmeyi planladığı bir zamanda Trump'ın onu her ikisiyle korkutmakta başarılı olduğu Amerika'nın istihbarat ve askeri korumasına ihtiyacı olmasıdır.

Ayrıca Trump 2016'da, 11 Eylül 2001'le ilgili ABD Jasta kanununu Krallık yöneticilerine şantaj yapmak için kullanmış olup Trump, Cemal Kaşıkçı'nın 02 Ekim 2018'de ülkesinin İstanbul'daki konsolosluğunda öldürülmesine karıştığına dair kanıt elde etmekten yararlanarak Bin Selman'ı mali ve diğer taleplerle takip etmeye devam edecektir.Nitekim bin Selman'ın Ekim 2022'de, Amerika'da akaryakıt fiyatlarını arttırmak ve ara kongre seçimlerinde Amerikan seçmenine daha düşük akaryakıt fiyatları vaat eden Cumhuriyetçilerin yanında yer almak amacıyla Cumhuriyetçilerin, ülkesinin günlük petrol üretimini iki milyon varil azaltma taleplerini nasıl da karşıladığını gördük.

Amerika, Selman bin Abdülaziz'in bir sonraki veliaht prensi Mitab bin Abdullah bin Abdülaziz'i Muhammed bin Nayif ile görevden alındıktan sonra Selman bin Abdülaziz'in de görevden alınmasının, onun 2020'den beri hapiste tutulup mal varlığına el konulmasının ve Muhammed bin Selman'a ulaştırılmasının ardından uluslararası rakibi İngiltere'ye karşı, Selman'ın çocuklarını Krallığın yöneticisi yaparak tüm ağırlığını bin Selman'ın arkasına vermiştir. Amerika, Kasım 2017'de yolsuzlukla mücadele bahanesiyle İngilizlerle bağlantılı kuzenlerini tutukladığında bin Selman'ı desteklemiş ve ABD Başkanı Trump o dönemde şöyle bir tweet atmıştı: “Kral Selman ve Suudi Arabistan'ın Veliaht Prensi'ne büyük güven duyuyorum. Zira (kral ve veliaht prens) ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar.”

Trump, Mayıs 1931'de Washington'un Necd ve Hicaz Sultanı Abdülaziz El Suud'u tanıması ve 1933'te “Aramco” adı altında birleşen dört Amerikan şirketinin Necd ve Hicaz'da petrol arama imtiyazı almak için hazırlık yapması ve daha sonra Abdülaziz El Suud'un temsilcisi olan istihbaratçı John Philby “Hacı Abdullah” tarafından temsil edilen İngiltere'nin şiddetli direnişine rağmen bunu başarmasıyla başlayan Washington ile Riyad arasındaki ilişkilerin tarihinden faydalanmıştır.ABD Genelkurmay Başkanı Leahy'nin 1943'te Başkan Roosevelt'e “Amerika'nın silahlı kuvvetlerin ve temel sivil ihtiyaçların karşılanması için yeterli yerli ham petrol stokuna sahip olmadığı uyarısında bulunan” memorandumundaki talebi yerine getirmiş, bu da ABD Başkanı Roosevelt'in 1945'te Mısır'ın Süveyş kentinde Quincy kruvazöründe Abdülaziz El Suud ile görüşmesine ve petrol tedariki garantisi karşılığında El Suud ailesinin ABD tarafından koşulsuz olarak korunmasına yol açmıştır. Nitekim bu süreç sonunda Amerika'nın petrol ve gelirlerine el koymasıyla son bulmuştur.

Muhammed bin Selman -tıpkı dedesi Abdülaziz ve Körfez'deki komşularının sandığı gibi- petrolün Allah'ın bir lütfu olduğunu ve sadece kendisine ait olduğunu sanıyor ama şerî hüküm bunun aksini söylemekte olup petrolü de su gibi tüm Müslümanların ve zimmilerin ortak olduğu kamu mülkiyetleri kılmaktadır.Trump'a gelince; Müslüman yöneticiler arasında kendisini bu yanlıştan döndürecek bir dengini bulamamıştır. Fakat biz Trump'a, Müslümanlar arasında, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti'nin gölgesinde onun dürtülerini dizginleyecek ve aklını başına getirecek kimselerin olduğunu vadediyoruz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Müh. Şefik Hamis – Yemen

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.