Son ifşaatlar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda fuhuş olaylarının iyice arttığını gösteriyor. Parlamentoda koltuk ve bakanlık karşılığında kadınların cinsel araç olarak kullanılması halk arasında endişelere yol açtı. Bu tür olaylar Afganistan’da yeni değil, kısa bir süre önce Afgan güvenlik güçleri içindeki dul kadınların, cinsel istismara maruz kaldıklarına tanık olduk. Afganistan Futbol Federasyonu’nun (AFF) bayan oyuncuları da benzer istismara maruz kaldılar.

Gerçek şu ki eşi benzeri görülmemiş bu tür terbiyesizlik ve kepazeliklere Afganistan tarihinde rastlamak imkânsızdır. İnsanlar, kız kardeşlerine yapılan bu cinsel istismar karşısında duyarsız kalarak ortak bir tepki göstermediler. Bazı medya kuruluşları olayı haber yapınca bir ve / veya iki siyasi lider olayı kınadı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı sembolik bir tavır aldı. Eğer bundan on ya da yirmi yıl kadar önce böyle bir olay gerçekleşmiş olsaydı ve olay medyaya sızsaydı, insanların tepkisi şu anda olduğundan çok daha farklı ve çok daha ciddi olurdu. Bu olay, hassas konulara karşı halkın eleştirel tutumunun tuhaf bir şekilde azaldığını göstermiştir. ABD işgali ve uygulanan demokrasinin ardından 18 yıl içinde Afganların etik ve rasyonel duruşlarının ne kadar da değişmiş olduğu kolayca görülebilir.

Çoğu insan, bu tür cazibelerden ve yanlış davranışlardan kendi aile bireylerini korumak üzerine odaklanmıştır. Acımasız fırtınalı bu tür dalgalar oldukça tehlikeli görünse de güçlü kolektif çalışmayla demokratik sistem ve değerlerini ortadan kaldırmadan böylesi dalgalara karşı bireysel mücadele imkânsızdır. Çünkü demokrasi, kadını politikacılar için bir zevk aracı, kapitalistler ve büyük ticari şirketler için cinsellik öğesi olarak görür. Dolayısıyla bu fenomene karşı mücadele, büyük bir entelektüel ve politik gücü ve alternatif bir sistemi -İslami Hilafeti- gerektirir.

Temel endişe şu ki bu gibi durumlarda, kamuoyu kasten bireysel figürlere ve kurumlara yönlendirilir. Böylece hiç kimse asıl nedenin farkına varamaz ve tüm kötülüklerin anası olan demokratik değer ve kavramları sorgulamaz. Afganistan’daki terbiyesizlik ve / veya fuhuş su altında kalan ve sadece küçük bir kısmı görülen devasa bir buzdağına benzer. Eğer Müslüman Afganistan halkı, demokrasinin bu tür tehdit edici değerlerini görmezden gelir ve bu fenomene karşı mücadelede isteksiz davranırsa, bu fenomen aile ve toplumsal düzeni en kısa zamanda mahvedecek, ahlaksızlık ve fuhuş toplumda olağan bir hale dönüşecektir. Böylece aileler, çocuklarının zina yaptığını ve / veya yanlış iş yaptıklarını görseler de onlara engel olmaya cesaret edemeyeceklerdir.