Hizb-ut Tahrir’in Recep ayında başlattığı ve bir ay süren “Hilafeti Kurun Ey Müslümanlar!” başlıklı kampanyası başarılı bir şekilde sona erdi. Bu kampanya, Hilafetin yıkılışının 100. yıldönümü vesilesiyle düzenlendi. Amacı, halkın dikkatini Hilafetin önemine ve kurulması sorumluluğuna çekmek ve böylece iktidardaki insanları ve iyi donanımlı Müslüman ordularını, Hilafetin yokluğunda Müslümanların maruz kaldığı yüz yıllık karanlık ve kederi sona erdirmek için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelerini sağlamaktı.

Allah’ın lütfu sayesinde kampanya, Afganistan genelinde büyük başarılar elde etti. Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti, Badakhshan’dan Herat’a, Kabil’den Kandahar’a, Kapisa’dan Mezarı Şerif’e, Takhar’dan Panjshir, Paktia ve diğer çok sayıda ilde düzenlediği toplantılar ile halkın liderliğini elde etmeyi başardı. Bu toplantılarda Hilafetin kurulmasının önemini tartışmak, Müslümanların ve insanlığın Hilafetin yıkılmasından sonra yaşadığı olumsuz sonuçlara ışık tutmak için elimizden gelenin en iyisini yaptık. Ümmetin, Hilafeti kurma sorumluluğunun bilincinde olmasını istedik. Kampanya sırasında gençler, yaşlılar, ilim adamları, kabile ve siyasi liderler de dahil olmak üzere on binlerce Afganlı, kampanyanın farklı programlarına katılım gösterdiler. Bunun bir sonucu olarak, halkın ve politikacıların olumlu ve olumsuz tepkilerine rağmen ‘Hilafet’ ve ‘Ümmetin Birliği’ gibi unutulmuş konular, insanların gündemini belirleyen en sıcak konulardan biri oldu.

Kampanya, sosyal medyada da dinamik ve etkili bir şekilde yankı getirdi. #ReturnTheKhilafah hashtag’i, geçen ay sosyal medyada hem Dari hem de Peştu dilinde en popüler TT’lerden biri haline geldi. Afganistan’ın sosyal medya tarihinde benzeri görülmemiş bir seviyeye erişti! Bunun sonucunda Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosu’nun Resmi Sayfası bir ay içinde üç kez kapatıldı.

Hem sahada hem de sosyal medyada halkın kampanyaya verdiği geniş kapsamlı destek, Afgan hükümetini şok ettiği için Devlet Başkanı Birinci Yardımcısı Hizb-ut Tahrir’e karşı olumsuz propagandalar başlattı. Hizb-ut Tahrir’e karşı yıkıcı propagandalar ve kampanyalar yürütmek, halk ile Hizb arasındaki ilişkiye bozmak için Hizb-ut Tahrir’in resmi bir parti olmaması bir komplo olarak kullanıldı. Ancak, komploları geri tepti, geniş bir insan yelpazesinin, Hizb-ut Tahrir’e daha önce olduğundan daha fazla destek verdiği görüldü.

وَلَا يَحِيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِ“Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer.”^{[Fatır 43]}

Çünkü Hizb-ut Tahrir, İslam’a dayalı bir ‘Devlet’in kurulması konusunu tartışıyor. Hilafetin kurulması, her Müslümanın özellikle Afganlı Müslüman ve Mücahitlerin en çok arzuladığı beklentilerden biridir. İslam’ı yeniden canlandırmak ve bir İslam Devleti kurmak için onlarca yıl işgal ve sömürgeciliğe karşı savaştılar, milyonlarca şehit verdiler. Ne yazık ki, henüz yasal taleplerine ulaşamadılar.

Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosu, Afganistan’daki Mücahitlere ve Müslümanlara, Hilafetin kurulmasının farzların tacı ve Müslümanların yaşamsal meselesi olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Hilafetin yokluğunda sadece Afganistan değil, tüm İslam dünyası çeşitli güvensizlikler, istikrarsızlıklar ve krizler yaşadı ve İslam, kapsamlı bir sistem olarak hayata dönmedikçe ileride bunu yaşamaya devam edecektir. Bu nedenle yabancı güçler ve kuklalarının sahte devlet kurma reçeteleri ve versiyonundan şiddetle sakının. Bu tür reçeteler, terörün yoğunlaşmasından ve Afganların kanının dökülmesinden başka hiçbir etki yaratmayacaktır. ‘Savaş’ ve ‘barış’, Afganistan’ı işgal eden ve sömüren ABD ve Batının manipülatif taktikleridir; bunun için aynı delikten iki kez ısırılmamalıyız. Aksine ABD ve Batının Afganistan’daki istihbarat, askeri, politik ve entelektüel etkilerini kalıcı olarak ortadan kaldırmak için çalışmalıyız.

Dolayısıyla tek kurtuluş yolu, İslam’ı yeniden ikame etmek için Hilafet çağrısına destek vermektir. Hizb-ut Tahrir’li kardeşlerinizi destekleyin. Dünya çapında Hilafet şemsiyesi altında İslam’ı kapsamlı bir şekilde uygulamak için mücadele ediyorlar. Allah’ın yardımına inanıyoruz. Allah’ın gözlerimizi aydınlatacağını, üzüntümüzü ve acı çeken ümmetin kederini gidereceğini umuyoruz. Geçmişte en hayırlı ümmete yaptığı gibi Hilafetin kurulması için yardım ve nusretini mutlaka indirecektir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun.” ^{[Enfal 24]}