Pakistan güçlerinin, Afganistan’ın Paktika ve Khost eyaletlerinde gerçekleştirdiği hava saldırılarında çok sayıda sivil öldü ve yaralandı. Bu saldırılara yanıt olarak Afgan güçleri, Durand Hattı’ndaki Pakistan’ın bazı askeri mevzilerine saldırı düzenledi. Saldırıda ölenler oldu. Her iki ülkenin sosyal medyasında, milliyetçilik ve intikam naraları yükseldi.

Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosu, her iki ülkenin Müslümanları arasında yaşanan bu çatışmayı kınamakta ve bu bağlamda aşağıdaki hususları duyurmaktadır:

Birincisi: İslam dünyasında nükleer silaha sahip en güçlü ordunun, mübarek Ramazan ayında “terörle mücadele” kisvesi altında Afganistan’daki sivilleri, çocukları ve kadınları hedef alması sadece talihsizlik değil, aynı zamanda utanç vericidir! Hain Pakistan ordusu, beş aydır Gazze’yi kan gölüne çeviren, Pakistanlı generallerin gözleri önünde Filistinli Müslümanları katleden Yahudi varlığının suçlarına seyirci kalmış, kayda değer hiçbir tepki göstermemiştir!

İkincisi: Pakistan, bölgede Amerika’nın paralı asker devletidir. Öyle görünüyor ki Pakistan hükümetinin bu tür korkakça eylemleri, ABD’nin bölgede Pakistan’a biçmiş olduğu yeni bir rolden kaynaklanmaktadır. ABD, Pakistan silahlı kuvvetlerinin kendi halkıyla, yapay Durand Hattı’nda yaşayan kabile bölgelerindeki Pakistanlı Müslümanlarla ve Afganistan’daki mücahitlerle karşı karşıya geldiğini görmek istiyor. Acı ironi şu ki, Müslümanlar birbirleriyle çatışırken, Modi’nin Hindutva hükümeti sadece Hindistan’daki Müslümanlara zulmetmekle kalmayıp, Keşmir’i korkusuzca işgal etmeye devam etmektedir. Tüm bu çabalar, ABD’nin Çin’i çevreleme stratejisi kapsamında kilit rol oynayabilmesi için Hindistan’ın Pakistan endişelerini gidermeyi amaçlıyor. Dolayısıyla iki Müslüman taraf arasındaki bu çatışmalar, Pakistan’ın hain yöneticilerinin ABD’nin bölgesel politikalarını uygulamalarından kaynaklanmaktadır.

Üçüncüsü: Afgan mücahitleri, aşiret bölgelerindeki mücahitler ve Pakistan ordusu saflarındaki samimi unsurlar, birbirlerine ateş etmek, milliyetçi ve vatansever duygulara kapılmak yerine silahlarını doğru yöne yönlendirmelidirler. Bu kritik dönemde, hiçbir şey savunmasız Filistin halkının savunmaktan ve işgal altındaki Keşmir’i kurtarmaktan daha önemli değildir. Bu nedenle, bu büyük görev için kanserli Durand Hattını ortadan kaldırmak ve Mescid-i Aksa ile Filistin ve Keşmir Müslümanlarını savunmak amacıyla enerjilerini ve güçlerini birleştirmelidirler. Böylesi küçük meseleler, Müslümanlar arasında tefrikaya yol açmamalı ve yaşanan bu ajitasyon ABD ve Hindistan lehine sonuçlanmamalıdır.

Dolayısıyla bölgenin siyasi haritasını ulus-devlet sisteminden Hilafet sistemine dönüştürmedikçe, hain yöneticiler ve generaller pis ellerini ümmetin üzerinden çekmedikçe bu tür huzursuzluklar yaşanmaya devam edecektir. Bu nedenle bu tür yıkıcı tarihi çatışmalara son vermek için Afganistan, Pakistan ve Orta Asya Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet çatısı altında birleşmelidir. Hilafet, bölgenin fikri, siyasi, askeri ve ekonomik yeteneklerini birleştirecek, Müslümanları küresel bir güç haline getirecektir.

وَأَطِیْعُوا اللهَ وَرَسُوْلَهُ وَلَا تَنَازَعُوْا فَتَفْشَلُوْا وَتَذْهَبَ رِیْحُكُمْ“Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” ^{[Enfal 46]}