Günlük "8 Subh" Gazetesi 2 Temmuz 2013 Salı günü, Le Monde Diplomatique Gazetesinden "Afganistan'da Yeni Köktendinci Oyuncular" başlığı altında bir makale yayınladı. Nitekim makale, Amerika ile Taliban arasındaki barış görüşmelerine dikkat çekiyor ancak büyümekte olan yeni temel hareketler hakkında korkular da kışkırtmaya çalışıyor. Ayrıca birçok mugalataları da içeriyor. Zira makale, ülkedeki kamuoyunu Hizb-ut Tahrir'e karşı çarpıtmak da istiyor. Zira makale şöyle diyor: "Ortada toplumsal kargaşalardan istifade eden tek bir köktendinci cemaat vardır ki o da Hizb-ut Tahrir'dir. Aslında o, ellili yıllarda İsrail'de kurulan siyasi bir partidir." Sonra makale, Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Sözcüsü Seyfullah Mustenîr hakkında, hizbin mefhumlarıyla ilgili cılız bir bilgiye sahip herhangi bir kişinin bile yanlış ve kesin iftira olduğunu anlayabileceği saptırıcı ve çelişkili alıntılarla güçlendirilmiş.

Bundan dolayıdır ki Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti, Afgan medya organlarını, aşağıdaki noktaları dikkate almaya davet eder:

Birincisi: Ortada, köktendinci, teröristler, radikaller ve benzerleri gibi saptırıcı ıstılahlarla İslamî partileri suçlayan Batılı gündemlerle orantılı tüm raporları toplayan ve dağıtan bir avuç Afgan medya organı bulunmaktadır. Nitekim Batılı Haçlılar, Ümmeti uyanış ve gerçek İslamî hayatı yeniden canlandırma mefhumundan saptırmak için bu ıstılahları kasıtlı olarak uydurmuşlardır.

İkincisi: Bizler, tüm medya organlarından resmen, Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosunun üyeleriyle bağlantı kurmadan önce hizib hakkında önyargılı ve tek taraflı herhangi bir makaleyi yayınlamamalarını talep ediyoruz. Aksi taktirde basında profesyonel olmayan medya organlarına ve komploculara hizmet veriyor olmaları itibarıyla Ümmet nezdindeki itibarlarına zarar gelecektir.

Üçüncüsü: Son zamanlarda, Afgan medya organları aracılığıyla hizbe karşı asılsız olan bu tür raporların yayınlanması gittikçe artmıştır. Bu da Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti'nin, ülkedeki çeşitli çevreler arasındaki nüfuzunu genişletmede İslam'ın ve Müslümanların düşmanlarının tahammül edemeyeceği şekilde bir başarı elde ettiğini kanıtlamaktadır. İşte bundan dolayı onlar, hizib hakkında bu tür yalanlar yayınlamaktadırlar.

Dördüncüsü: Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan siyasî bir parti olup İslamî Râşidi Hilafet'i kurmak yoluyla İslamî hayatı yeniden başlatmayı amaçlamaktadır. Bunu da Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in metodunu takip ederek yapmaktadır. Ayrıca hizib, Şeyh Takıyyuddîn en-Nebhâni tarafından 1953 yılında Filistin'de kurulmuştur. Şuan ise dünya çapında hizbe, Büyük Siyasetçi, Müçtehit ve Mühendis Celil Alim Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta liderlik etmektedir. Dolayısıyla hizib, hiç bıkmaksızın emirinin liderliği altında çalıştığı gibi emir de şuan, İslamî Hilafet Devleti'ni kurmak için nusret elde etmeye çalışmaktadır.

Sonuç olarak kayda değerdir ki Hizb-ut Tahrir şuan, kaynaşma, yani Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in takip ettiği metoda göre Hilafet Devleti'ni kurmak için nusret talep etme merhalesinin sonundadır. Dolayısıyla bizler, Allahu [Subhânehu ve Teâlâ]'nın yardımıyla Ümmetin Hilafet Devleti'nin gölgesinde İslam ile hükmedecek olan bir Halife'ye biat edeceğine yakinen inanıyoruz. Zira önce Ümmeti birleştirecek, sonra da dünya ve ahiret saadeti yolunda onlara liderlik edecek olan işte bu devlettir.

لِّيَهْلِكَ مَنْ هَلَكَ عَن بَيِّنَةٍ وَيَحْيَى مَنْ حَيَّ عَن بَيِّنَةٍ "Helak olanın açık bir delille helak olması, yaşayanın da açık bir delille yaşaması için." ^{[Enfâl 42]}