إِنّا لِلّهِ وَإِنّا إلَيْهِ راجِعُونَ

"Biz şüphesiz Allah'a aitiz ve şüphesiz O'na döneceğiz" derler." ^{[Bakara 156]}

Eski Sovyetler Birliğine karşı savaşmış cihatçı ve İslami siyasi partilerin tüm liderleri, Batılı ortakları ve müttefikleri tarafından yavaş yavaş kuşatılarak sonunda Batının tuzağına düşürüldüler. 15 Şubat 2014 günü eski Sovyetler Birliği ordusunun Afganistan'dan geri çekilişini ilk kez anmak için düzenlenen törenden sonra Hizb-i-İslami, Qutbuddin Hilal'ın başkanlık seçimleri için adaylığını desteklediğini açıkladı. Hilal, Hizb-i-İslami'nin liderlik komitesinin aktif üyelerinden biridir. Hilal, Bonn sürecinden beri üçüncü başkanlık demokratik seçimlerde kendisini aday gösterdi. Gulbeddin Hikmetyar'ın partisinin üyelerinden gelen destek, parti liderinin helikopterler, toplar, silahlar ve tanklar gücüyle Afgan halkına dayatılan Haçlıların demokratik sistemini kabul ettiğini gösterir.

Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayet Medya Bürosu en son durumu ve Hizb-i-İslami'nin Haçlı Batılılara teslim olmasını şiddetle kınar. Bunu, Allah için Kızıl Ordu ve Haçlı Batılılara karşı savaşan mücahitlere, Afgan Müslümanlarının kutsal kanına ve kutsal savaş cihada ihanet ve hıyanet kabul eder. Haçlılar lehine Hizb-i İslami'nin son tutumu, İslam Ümmet için aşağıdaki noktaların açık bir kanıtıdır:

• Hikmetyar Hizb-i İslami'si Afganistan'da demokratik seçimlerin meşru olduğuna inanıyorsa, öyleyse neden bu parti bu rejime karşı 13 yıl cihat yaptı? Bu durum, onların yaptıkları cihat ve mücadelenin arkasında görünmez ellerin var olduğunu kanıtlar. Bugün bu eller görünür hale gelmiştir.
• Biz, Sayın Hikmetyar ve onun partisinin liderlerine, cihat kazanımlarını ve Allah yolunda mücadeleyi heder etmemelerini tavsiye ederiz. Onlar, gayrimeşru demokratik sistemi meşrulaştırmak için bunu yaparlarsa, Hikmetyar partisi yargılanacak ve Afganistan'daki ABD savaş stratejisinin etkin bir rol oyuncusu olarak kabul edilecektir. Bu, ABD'nin Afganistan'da doğrudan savaş stratejisini barış sürecine değiştirdiği zaman, Hizb-i İslami, Afganistan'da ABD tarafından yönetilen siyasi sürece [Demokratik Seçim] dâhil edildiği anlamına gelir.

Ayrıca Hikmetyar partisinin son tutumu, ABD kuklası Navaz Şerif rejiminin ve ISI'nın bu parti içindeki etkisini gösterir. Yine kukla rejim Navaz Şerif ve ISI'nın bu partinin arkasında olduğunu ve bu parti ve lideri üzerinde derin bir etkiye sahip olduğunu kanıtlar. Kukla rejim Navaz Şerif ve ISI, Haçlı Batı yararına Afganların kutsal cihat savaşını iç savaşa dönüştürdüler. Bugün bir kez daha ISI ve Navaz rejimi, Allah adına İslam Sistemi kurmak amacıyla Afganistan'da Batılı Haçlılara karşı 13 yıl savaşan şehitlerin kutsal kanına ihanet ve hıyanet ettiklerini gösterir.

ABD bugün bölgedeki savaş politikasını barış politikasına dönüştürdüğü ve bölgesel stratejik kukla yönetimler aracılığıyla Afganistan sorununu çözmek istediği zaman bir kez daha Afganistan'daki siyasi arena, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlik kızışacaktır. Hizb-i İslami'nin son tutumu, Hindistan'a karşı Pakistan'ın siyasi manevrasından başka bir şey değildir.

Bugüne kadar ateist Sovyetler Birliği rejimine karşı ilan edilen cihadın ardından, Afgan Müslümanları İslami Devletin yeniden kurulması için kanlarını akıttılar ve komple İslami sistemi yeniden geri getirmek için mücadele ettiler, ediyorlar. Ne yazık ki cihatçı liderler ve İslami Siyasi Partiler, bir yandan İslam ve İslami Devletin yeniden kurulması üzerinde uzlaştılar, diğer yandan ise insan yapımı kâfir anayasa ve demokratik kâfir sistemi, açıkça BM altında Afganistan'ın Haçlı işgalini kabul ettiler. Bu cihatçı liderler ve İslami siyasi liderler, kendi çıkarları uğruna İslami ümmetin kutsal kanını sattılar. Onlar, Müslüman şehitlerin kanını satarak Haçlıları memnun ettiler. Küfür sistemlerinin iktidar yapısına katılarak kendilerini garanti altına almak buna değer miydi? Onlar, Afganistan'da Haçlı varlığını güvence altına almak için çalışıyorlar. Ancak bu çabaları yakında İnşaAllah başarısızlığa mahkûm olacaktır. Bölgede ABD hegemonyasının çöküşü, çok yakındır ve Amerika Afganistan'daki savaşı kaybediyor. Ne yazık ki mücahitlerin liderleri, kendi kişisel çıkarları için kesinlikle Amerika'nın varlığı için çalışıyorlar.

Ey cihatçı ve İslami siyasi liderler! Batı yararına yorulmak bilmez mücadeleniz, gerek dünyada gerekse ahirette size zarar verecektir. Dolayısıyla Allah'a geri dönün, tövbe edin ve saf kalp ve niyet ile bir kez daha mücadeleye başlayın.

Sonuç olarak kâfirlerin böyle naif Müslümanları kandırma siyaseti Hilafet davetini asla geciktirmeyecektir. Cihatçı ve İslami siyasi liderlerin son apolitik tutumları, İslami Hilafet Devletinin yeniden kurulması için çalışan ümmete engel olamayacak ve Allah'ın iktidarı için mücadele eden samimi Müslümanları hayal kırıklığına uğratamayacaktır. Aksine bu, Hilafet için çalışmaları hızlandıracaktır. Son düzeltilemez zarar ve dezavantaj, davet taşıyıcılarını teşvik edecek, konumlarını ve davet taşıyıcıların mücadelesini güçlendirecektir. Onlar, saf ve berrak İslami fikirler ve kavramlar ile ümmetin uyanışı için mücadelelerini hızlandıracaktır. Cihatçı ve İslami siyasi liderlerin son tutumları, samimi Müslümanlar için acı ve öldürücü siyasi bir deneyim olacaktır. Bu, davet taşıyıcıların saflarını ve defterlerini temizleyecek, İslam ve İslami Hilafet için çağrıda bulunanların amacını ve hedeflerini güçlendirecektir.