Afganistan hükümeti tarafından yayınlanan son basın açıklamasında "Afganistan ve halkının Suudi Arabistan ile tarihi ve dini ilişkileri vardır. Kutsal topraklardaki Haremeyn'i Şerifeyn'i savunmak her Müslümanın birincil görevidir. Bu nedenle o topraklara herhangi bir tehdit söz konusu olduğunda Afganistan ve halkı, Suudi Arabistan ile sırt sırta verecek ve Suudi kardeşlerimiz ile birlikte bütün gücümüzle o kutsal toprakları savunacağız." denildi.

Bunlar anlamsız açıklamalardır. Zira Haremeyn'i Şerifeyn doğrudan herhangi bir tehditle karşı karşıya değildir. Afganistan hükümeti "Haremeyn'i Şerifeyn'i korumak" kisvesi altında bu fitne savaşına destek sunmakla ABD yapımı "Ulusal Birlik Hükümetini" ve bir şekilde laik demokrasiyi meşrulaştırmak ve onu İslami bir hükümet gibi sunmak istiyor. Diğer taraftan hükümet, bu tür dolambaçlı hamle ile olumsuz kamuoyunu kendi lehine çevirmek için çalışıyor.

Hepimiz biliyoruz ki İslam ümmetinin ilk kıblesi Mescidi Aksa yıllardır Yahudilerin işgali altındadır. Peki, Mescidi Aksa kutsal değil midir? Peygamberler diyarı Filistin, müdahaleye layık değil midir? Ayrıca son kir kaç yıldır Suriye'de binlerce Müslüman, Beşşar Esed, Hizbullah, İran ve Irak'ın baskıcı ve barbar güçleri tarafından katlediliyor. Oradaki Müslümanlar her gün destek ve yardım için çağrı ve serzenişte bulunuyor. Ama henüz bu hain yöneticilerin hiçbiri, onların bu yardım çağrısına yanıt vermiş, ya da onları şiddetli baskı ve zulümden kurtarmak için orduları seferber etmiş değil. Burada sorulması gereken soru şudur: Bugün tüm bu kukla rejimleri Yemen'e doğru topyekûn harekete sevk eden nedir?

Yemen'deki bu sancılı durum görünürde Suudi Arabistan ile İran arasında bölgesel hegemonya savaşı ve Sünniler ile Şiiler arasındaki bir çatışma olarak görülüyor. Ama gerçekte ise Amerika ile İngiltere arasında sömürgeci güç mücadelesidir. Bu iki ülke, Yemen'e hâkim olarak kötü emellerine ulaşmak için Suudi Arabistan ve İran'ı kukla olarak kullanıyor.

Dolayısıyla Afganistan'ın bu savaşa desteği efendileri Amerika'nın komutları doğrultusunda ve Amerika'nın stratejisini gerçekleştirmeye yardımcı olmaktan başka bir şey değildir. Ki Amerika, mezhepsel tefrika ve fitne yoluyla bölünme ve parçalanma meydana getirerek ve mümkün olduğunca birçok Müslümanı katlederek Yemen'de nüfuzunu artırmak istiyor.