Avustralya Federal Polisi, son zamanlarda meydana geldiği iddia edilen antisemitik olayların ve terör planı iddialarının, tamamen yurt dışındaki suç örgütleri tarafından kurgulandığını ortaya koyan çarpıcı bilgiler paylaştı.

Dural’da patlayıcı dolu bir minibüs bulundu, ama şaşırtıcı olan şu ki, terörle mücadele ekipleri birkaç saat içinde bunun ‘kitlesel can kaybına yol açacak’ büyük çaplı bir saldırı olmadığını duyurdu!

Fakat bu gerçek, eyalet ve federal siyasetçiler ile ilgili temsilci kuruluşların, Avustralya’da sözde antisemitizmin arttığına dair iddialarını yüksek tonla dile getirmelerini, bu süreçte geniş kapsamlı nefret söylemi yasalarını apar topar geçirmelerini ve etkilenen topluluklara daha fazla mali destek aktarılmasını durdurmamıştır.

En önemlisi, bu süreçte Filistin yanlısı sesler telafisi mümkün olmayan bir şekilde itibarsızlaştırılmıştır. Soykırım savunucuları, soykırım karşıtı muhalefetin sesini kısmak maksadıyla abartılı bir mağduriyet algısını kasıtlı olarak istismar etmişlerdir.

Bugüne değin pek çok husus aydınlatılmış olsa da halen yanıtsız kalan birçok kritik mesele mevcuttur. Artık ciddi soruların sorulması şart:

1- Polis bu olaylar hakkında tam olarak ne biliyordu ve bu gerçeklerden ne zaman haberdar oldu?

2- Bu soruşturmalar kapsamında polis, hangi kişi veya kurumları bilgilendirdi ve bu bilgilendirmeler hangi tarihlerde gerçekleştirildi?

3- Eyalet ve federal düzeydeki politikacılar, kendi siyasi menfaatleri doğrultusunda toplumsal huzursuzluğu istismar etmek amacıyla kolluk kuvvetlerinin elde ettiği bulguları dikkate almamış olabilirler mi?

4- İlgili temsilci kuruluşlar, devam eden polis soruşturmaları hakkında düzenli olarak bilgilendirildi mi ve kamuoyuna yaptıkları açıklamalar, sahadaki gerçeklerle ne kadar örtüşüyordu?

5- ASIO Başkanı Mike Burgess’in 2024’ten beri bazı ‘dost ülkelerin’ toplumsal gerilimleri kullanarak müdahalede bulunabileceği konusunda uyarılarda bulunduğunu biliyoruz. Pek mevcut ifşaatlar ışığında bu ülkeler, olaylarda herhangi bir rol oynamış mıdır?

Bu ifşaların taşıdığı ciddiyet ve kamu hesap verebilirliği ilkesi gereği, söz konusu soruların ve benzeri meselelerin ivedilikle ve kapsamlı bir şekilde soruşturulması elzemdir.