Geçtiğimiz Haziran ayında Hasina hükümeti, akut gaz krizi bahanesiyle gaz fiyatlarına zam yaptı. 15 yıl boyunca yıllık milyonlarca ton LNG ithal etmek için Katar ve diğer ülkelerle anlaşmalar imzaladı. LNG ithalatı sonucu meskûn olmayan yerler için gaz tarifeleri neredeyse iki kat arttı. Ama yeni çerçeveli “Offshore Modeli PSC (Ürün Paylaşım Sözleşmesi) 2019” e göre hükümet, üretimde verimliliği artırmak bahanesiyle Bangladeş’in Bengal Körfezi’nde keşfedilen gazı ithal etmek için uluslararası şirketlere izin veriyor. Ülkenin çıkarlarını sömürgeci Batılı efendileri ve müttefiklerinin ellerine teslim ediyor. Halk düşmanı hükümet, gaz krizini kullanarak insanları sıkboğaz ediyor, sık sık fiyat artışına gidiyor. Bin fit küpünü 6.50 dolardan 7.25 dolara çıkararak yapılan bu zamlarla uluslararası petrol şirketlerinin iştahlarını kabartmaya çalışıyor. Bangladeş halkı, bu sözde demokratik yöneticiler ihanetinden büyük acı çekiyor. Bir yandan kaynaklarımız emperyalist kâfir-müşrike peşkeş çekilirken, stratejik enerji kaynaklarımız risk altına atılırken, öte yandan kendi kaynaklarımızı onlardan daha yüksek fiyata satın almak zorunda kalıyoruz ve omuzlarımızdaki maliyet yükü iyice artıyor.

Ey Müslümanlar! Bu sözde demokratik hükümetler, ekonomik refahınızı ve ümmetin hayati kaynaklarını pek umursamazlar. Petrol ve doğal gaz kaynaklarımızı keşfetmek için hiçbir şey yapmadılar, kamu tesislerinin düzenli bakımını üstlenmediler, üretimi geliştirmeye çabalamadılar. Keşfedilmiş kömür ve uranyum kaynaklarının kullanımından söz etmiyorum bile. Gaz ve elektrik kesintileriyle insanları sıkıntıya soktular. “Hızlı kiralama” ve kiralık enerji üretim sözleşmeleri gibi son derece maliyetli anlaşmalar imzaladılar. Bu maliyetleri kurtarmak için Hasina hükümeti, enerjiye sık sık zam yaptı. IMF direktifleri doğrultusunda hâlâ da zam yapmaya devam ediyor. Böylece halkın yükünü artırıyor. Yozlaşmış politikacılar, pahalı LNG terminalleri inşa etmek, yabancı yatırımlar çekmek, üretim paylaşımı sözleşmeleri imzalamak, ümmetin kaynaklarını yabancılara peşkeş çekmek için bu durumu istismar ettiler.

Ey Müslümanlar! Doğalgaz ve diğer kaynaklar Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bir lütfudur. İslam’a göre doğalgaz kamu mülkiyetidir ve devletin her vatandaşı bu doğalgazdan yararlanır. Bangladeş’teki laik rejim, sadece yabancı şirketlerin ve sömürgeci efendilerinin çıkarını korumak için vardır. Kararları ve eylemlerinin temelini koltuklarını korumak oluşturuyor, bu yüzden efendilerinin çıkarlarını güvence altına alıyorlar. Kaynaklarınız bu laik rejimlerin ellerinde güvende değil.

Ey Müslümanlar! Laik rejim, ülkenin doğal kaynaklarından yararlanmanıza asla izin vermeyecektir. Nübüvvet metodu üzere Hilafeti hatırlatmaktan asla bıkmayacağız. Zira Hilafet, Şeriata göre hükmedecek ve doğal kaynaklarınızı yabancı düşmanların hegemonyasından kurtaracaktır. Yakında kurulacak olan Raşidi Hilâfet, tek yetkili olacak ve bu kaynakların ümmetin yararına kullanılması için kapsamlı kurallar belirleyecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ فِي الْمَاءِ وَالْكَلَأِ وَالنَّارِ“Müslümanlar üç şeyde ortaktır: Su, mera ve ateş.”^{[Ahmed, İbn Mace]}