Bangladeş Maliye Bakanı Ahmed Mustafa Kemal, 3 Haziran 2021’de 2021-22 mali yılı bütçesinin 603.681 milyar Bangladeş takası olduğunu açıkladı. “Bangladeş, yaşamları ve geçim kaynaklarını koruyan esnek bir geleceğe doğru” pembe başlığıyla aslında bu yılki bütçe, şimdiye kadarki en büyük ‘kapitalist bütçe’dir. Bütçede Hasina hükümeti, sanayiciler için kurumlar vergisi indirimi, azaltılmış iş cirosu vergisi ve bazı teşvikler öngörüyor. Bangladeş Ticaret ve Sanayi Odası Federasyonu (FBCCI) ve iş dünyası liderleri, bütçeyi ayakta alkışladılar ve hükümetin, uzun süredir devam eden taleplerini karşıladığını belirttiler. Öte yandan hükümet, COVİD-19 krizinde bile yoksullara sahte vaatlerde bulunmaktan gocunmadı. Bu nedenle bu yılki bütçe kapitalist seçkinler ve Hasina rejimi için şatafatlı kutlama gibi görünüyordu. İnsanları soymak ve ganimetleri aralarında paylaşmak için toplanmışlardı. Ana akım haber medyası ve Politika Diyalog Merkezi (CPD) gibi Batı yanlısı düşünce kuruluşları, kapitalist demokrasinin çirkin yüzünü gizlemek için halkı bütçenin küçük ayrıntılarıyla oyalamaya çalıştılar. Ancak sosyal medyada ve kamusal alanlarda insanlar, bütçenin hazırlık sürecine zerre kadar ilgi duymadıklarını açıkça belirttiler. Paralarını yağmalamak ve yandaş kapitalistlere peşkeş çekmek için tasarlandığını düşünüyorlar. Hasina’nın evsizler için konut inşa etmek üzere bütçede belli bir meblağın tahsis edildiğini açıklaması insanları kandırmaya yetmedi. Zira Hasina’nın ‘Ashrayan projeleri’ adına evsiz yoksulları soyan yozlaşmış partili adamlarını nasıl beslediğini çok iyi biliyorlar. Bütçenin yüzde 48’den fazlasının mega projelere tahsis edilmesi, Hasina hükümetinin ‘mega soygununun’devam edeceği anlamına geliyor. ‘GSYİH’nın büyüme saçmalığı’, milyonlarca insanın artan yoksulluğuna rağmen seçkinlerin ceplerini doldurmasından başka bir şey değildir. Son olarak Bangladeş halkı, BNP gibi muhalefet partilerinin bütçe hakkında yaptıkları açıklamalara güvenmiyor, çünkü bütün bu laik partilerin, kötü kapitalist düzenin bir parçası olduğunu biliyorlar.

Ey Bangladeş halkı! Bütçe adına bu kapitalist sistemin laik yöneticileri, ağır vergiler ve Batılı sömürgecilere olan dış borçlar yoluyla sizi daha fazla ekonomik sefalete sürüklemeye devam edeceklerdir. Müslümanlar, laik kapitalist yöneticilerin yolsuzluğundan asla yararlanamazlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurdu:

وَالَّذِينَ كَفَرُوا أَعْمَالُهُمْ كَسَرَابٍ بِقِيعَةٍ يَحْسَبُهُ الظَّمْآنُ مَاءً حَتَّى إِذَا جَاءَهُ لَمْ يَجِدْهُ شَيْئاً وَوَجَدَ اللَّهَ عِنْدَهُ فَوَفَّاهُ حِسَابَهُ وَاللَّهُ سَرِيعُ الْحِسَابِ“İnkâr edenlere gelince; onların amelleri ıssız bir çöldeki serap gibidir. Susamış kimse onu su sanır. Yanına geldiğinde hiçbir şey bulamaz. Ancak Allah’ı yanında bulur da Allah onun hesabını tastamam görür. Allah, hesabı çabuk görendir.”^{[Nur 39]} Kapitalist sistemi kökünden söküp, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet altında İslam’ın ekonomik modelini uygulamadığınız sürece bütçeleri görmezden gelmek iyi bir şey değildir. İslami ekonomik sistem, birkaç seçkinin servet biriktirmesine ve sözde “damlama ekonomisi” adına halkın genelinin onların insafına bırakılmasına müsaade etmez. Hizb-ut Tahrir’in Hilafet Devleti Anayasa Taslağının 124. maddesinde şöyle geçiyor: “İktisadî problem; malları ve menfaatleri tebaanın tüm fertlerine dağıtmak, bunların sahibi olmak ve bunlar için çalışma olanağı tanımak suretiyle bunlardan faydalanmalarına imkân vermektir.”Bu nedenle yakında kurulacak Hilafet, ekonomiyi gençleştirmek, kitlesel istihdam yaratmak, insanlara satın alma gücünü yeniden kazandırmak ve temel haklarını tamamen yerine getirmek için ekonomiye doğrudan müdahale edecektir. Bunu sağlamak için öncelikle sermaye kaybıyla yoksullaşan küçük ve orta ölçekli işletmelere devlet hazinesinden faizsiz kredi verecektir. İkincisi, ekonomik kriz nedeniyle kapatılan okul ve kolejlere finansman sağlayacaktır. Geçim fırsatları sağlamak için eğitim vermek, Halifeye farzdır. Hizb-ut Tahrir’in Hilafet Devleti Anayasa Taslağı’nın 178. maddesinde şöyle geçiyor: “Hayat sahasında insana lazım olan hususları, erkek olsun kadın olsun her bir ferde, ilk ve orta öğretim merhalelerinde yeterince öğretmek devletin üzerine farzdır.”Üçüncüsü, devlet, toplu istihdam sağlamak, tarımsal ve balıkçılık üretimini artırmak için çiftçilere tohum, gübre ve diğer gerekli tarımsal malzemeleri, balıkçılara da balıkçılık ürünlerini temin edecektir. Dördüncüsü, devlet, anlık kitlesel istihdam sağlamak ve ülke genelinde uzun zamandır göz ardı edilen temel altyapıyı oluşturmak için yollar, otoyollar, köprü menfez inşaatı vb. gibi altyapı projelerini finanse edecektir.

Gelir kaynaklarına gelince, Hilafet Devleti, insanların gelirinden vergi almak ve tüketime dayanmak yerine öşür, haraç Fey vb.lerine dayanacaktır. Belirli ihtiyaçları karşılamak için sadece zenginlere vergi koyacaktır. Ayrıca, İslam’ın, mülkiyeti özel, devlet ve kamu mülkiyeti diye benzersiz bir şekilde kategorize etmesinden dolayı Hilafet Devleti, sömürgeci kâfirlere peşkeş çekilmesi şöyle dursun, petrol, gaz ve elektrik gibi kamu kaynaklarının özelleştirilmesine veya kamulaştırılmasına asla izin vermeyecektir. Bu nedenle, Hilafet Devletinin tüm vatandaşları, ırkları ve dinleri ne olursa olsun, kamu mülklerinin gelirlerinden, makine ve altyapı imalat sanayileri gibi devlete ait işletmelerden büyük ölçüde yararlanabileceklerdir. Devletin yakın gözetimi altında devlet ve kamu kaynaklarından bu kadar büyük gelir elde edilmesi, kapitalist sistemde olduğu gibi servetin belli kişilerde toplanmasından ziyade daha fazla dağılımını sağlayacaktır.

Ey Müslümanlar! Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, sizi laik yöneticileri ve yozlaşmış kapitalist sistemi reddetmeye çağırıyor. Vaat edilen Raşidi Hilafet, sizi acımasız tiranlıktan ve sonsuz ekonomik sıkıntılardan kurtaracak, ayrıca sömürgeci kâfirlerin ve kurumlarının yaşam tarzımıza müdahalelerini engelleyecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kuran’da şöyle buyuruyor:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى“Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.”^{[Taha 124]}