حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu
No: BG–BA–2021–MB–TR–17 |
H. 25 Zilka’de 1442 M. Salı, 06 Temmuz 2021 |
Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, Laik Küfür Sistemini Meşrulaştırmak İçin Kâfirûn Suresini Yanlış Yorumlayan Şeyh Hasina’yı Şiddetle Kınadı
Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, laiklik ile İslam arasında ilişki kuran ve Kuran’ın laiklik akidesini kabul ettiğini iddia ederek Müslümanları yanlış yönlendiren Şeyh Hasina’nın bu beyhude girişimini şiddetle kınadı. 03 Temmuz 2021’de 11. Parlamento oturumunda yaptığı konuşmada Hasina, laikliği meşrulaştırmak için Kâfirûn suresini okudu.
لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ“Benim dinim bana sizin dininiz sizedir.”Hasina’nın laikliği İslamileştirmek için okuduğu ayet ve yaptığı yorumlama, aslında Allah Azze ve Celle’nin Kuran’daki emriyle taban tabana çelişiyor. Bu ayet, Mekke yöneticilerinin İslam ile dinleri arasında uzlaşı talep etmelerinin ardından inmiştir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, bu ayeti okuyarak onların uzlaşı tekliflerini kesin bir dille reddetti. Ayet, hak ile batılın karıştırılamayacağını ortaya koydu. Laikliğin İslam akidesiyle çeliştiği ve Müslümanların İslami yönetim talep ettikleri iyi bilinmesine rağmen laik sistemin hamisi Hasina, Kuran’ın açık ayetini yanlış yorumlayarak iktidarını meşrulaştırmaya yeltendi. Allah Subhânehu ve Teâlâ böyle aldatıcı yöneticiler hakkında şöyle buyurdu:
أُولَئِكَ الَّذِينَ اشْتَرَوُا الضَّلَالَةَ بِالْهُدَى فَمَا رَبِحَتْ تِجَارَتُهُمْ وَمَا كَانُوا مُهْتَدِينَ“İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.”[Bakara 16]
Ey Hasina! Aldatıcı sözlerinle ve yanlış yorumlarınla ümmeti kandıramazsın. Çünkü Müslümanlar, laikliğin din işleriyle devlet işlerini (ekonomi, dışişleri, eğitim vb.) birbirinden ayırdığını çok iyi biliyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ, din işlerinin devlet ve toplum işlerinden ayrılamayacağını buyuruyor.
أَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْأَمْرُ تَبَارَكَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ“Bilin ki yaratma da emir de O’nun hakkıdır. Âlemlerin Rabbi olan Allah Yüce’dir.”[Araf 54] O halde Allah’ı hâkimiyetinden mahrum etmek için nasıl Kuran’dan “meşruiyet” arayışına girebilirsin! Kutsal saydığın laiklik o kadar krizde mi ki İslam’dan ve Kuran’dan meşruiyet arayışına giriyorsun? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu uyarısına kulak ver ve istersen tövbe et:
مَنْ قَالَ فِي الْقُرْآنِ بِغَيْرِ عِلْمٍ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ“Kim Kuran hakkında ilimsiz bir söz söylerse, cehennemdeki yerine hazırlasın”[Tirmizi] Laiklik ile İslam arasında bir çelişki yoksa, peki, o zaman neden İslam’ın siyasi mesajlarından bu kadar korkuyorsun? Neden İslamcılara ve barışçıl siyasi parti olan ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin dönüşüne çağıran Hizb-ut Tahrir aktivistlerine ısrarla zulmediyorsun? Mesele şu ki, laiklik doğası gereği kusurludur ve çelişkili bir inançtır. Hem Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın varlığını kabul eder hem de öte yandan varlığını sadece bireysel inançla sınırlandırır, devletin işleri düzenlemesine izin vermez. Bu, Batının rahminden doğan saçma ve yanlış bir fikirdir, İslam’da temeli yoktur. Eğer Allah’ın varlığını kabul ediyorsan, ki Allah şüphesiz vardır ve varlığı kesinlikle kanıtlanmıştır, o halde egemenliğini de kabul etmelisin. Egemenlik sana ve milletvekillerine ait olamaz.
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar kafirlerdir.”[Maide 44] Ardından Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
“İşte onlar fasıklardır.”[Maide 47] Bu nedenle kusurlu laiklik, ikiyüzlüler, günahkârlar ve zalimler üretiyor. İktidara gelmek için dini istismar ediyorlar ve hayatta kalmak için İslami aktivistlere zulmediyorlar.
Ey Müslümanlar! Bu yozlaşmış laik yöneticiler, İslam’ı bireysel hayatla sınırlandırıyorlar, ikinci Raşidi Hilafetin gölgesi altında İslam’ın kapsamlı bir şekilde hayata geri dönmesine izin vermiyorlar. İkinci Raşidi Hilafetin dönüşü için Hizb-ut Tahrir ile daha tutkulu bir şekilde çalışmalısınız. Hilafet, ateistler de dâhil olmak üzere tüm din, ırk ve inançlardan insanları bir araya getirebilir. Yaklaşan Hilafet Devleti, tüm vatandaşlarına insan gibi davranacaktır. Nitekim on üç asırdan fazla bir süre bünyesinde her türlü insanı barındırmıştır. Hizb-ut Tahrir, anayasa taslağında, Hilafet Devletinin vatandaşlarının canlarını, mallarını ve onurlarını koruyacağını açıkça belirtmektedir:
“Devlet, din, ırk, renk veya başka herhangi bir konuya bakmaksızın tüm vatandaşlarına eşit muamele edecektir. Devlet, yönetim, yargı ya da işleri gütmek olsun, vatandaşları arasında hiçbir ayrımcılık yapamaz.”(Anayasa Tasarısı Madde 6)
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Bangladeş Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi H. M. Siddque Mansion 55/A Purana Patlan, 4th Floor / Dhaka 1000 / Bangladesh Telefon: +(880) 17 13 00 88 22 www.khilafat.org |
Fax: +(880) 29 55 88 54 E-Mail: info@khilafat.org |