Hasina hükümeti akıl sağlığını yitirmiş durumda. Yarım yamalak iftiralar, hain entrikalar ve karamalarla Hizb-ut Tahrir’in davetini kötülemeye çalışmaktadır. Umutsuzca sahte militanlık suçlamalarıyla masum insanları tutuklayarak bir medya çılgınlığı yaratma çabasında. Geçen Cuma gecesi, hükümetin haydut paramiliter gücü RAB-2, Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti Medya Sekreteri olduğu gerekçesiyle Hafez Mevlana Mamunur Raşid Mamun’u tutukladı. Oysa RAB ve hükümetin diğer tüm kötü şöhretli güvenlik güçleri, Mevlana Mamun’un artık Hizb-ut Tahrir üyesi olmadığını ve kişisel sebeplerden dolayı yıllar önce partiden ayrıldığını çok iyi biliyor. Buna rağmen RAB, ‘yıkıcı faaliyetlerde’ bulunmak gibi saçma bir suçlamayla Narayanganj ilçesinde düzenledikleri sözde bir baskında Mamun’u tutukladılar. Hasina hükümetinin bu iğrenç planı, ümmet içinde ve onunla birlikte çalışan, halk tarafından asla militan veya şiddet yanlısı olarak görülmeyen Hizb-ut Tahrir’e karşı çok acemice kurgulanmış bir plandır. Hasina’nın polis güçleri bile Hizb-ut Tahrir’in şiddet yanlısı olmayan siyasi bir parti olduğunun, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak ve Yüce Allah’ın indirdiği ile hükmetmek için fikri ve siyasi mücadele yürüttüğünün çok iyi farkındadır.

Hasina hükümetinin yaklaşan genel seçimler öncesinde sömürgeci kâfir efendilerini memnun etmek için bu aşağılık komploya başvurduğu gün gibi ortadadır. ‘İslami militanlık’ ile mücadele ettiği gerekçesiyle iktidarda kalmanın ve koltuğunu korumanın derdindedir. Hasina hükümeti, Hizb-ut Tahrir’in Batılı güçlerin jeopolitik komplolarını, Bangladeş’in içişlerine müdahalelerini ve laik politikacıların Batılı güçler ile işbirliklerini sürekli ifşa etmesinden ötürü bu samimi ve cesur partiyi militanlıkla ilişkilendirmenin çabası ve gayreti içerisindedir. Hasina hükümeti, haklı İslami partilerin imajını lekeleyerek ve İslamofobiyi körükleyerek halkı partiden ve İslam’dan uzaklaştırmak, Batılı efendilerine, ‘İslam’la mücadelede’ en iyi cephe askeri olduğunu kanıtlamak için canhıraş çalışmaktadır.

Ey Hasina hükümetinin kolluk kuvvetleri! Hizb-ut Tahrir’e ne kadar iftira atmaya kalkarsanız kalkın, masum insanları ve dava taşıyıcılarını ne kadar kovuşturmaya ve hapse tıkmaya çalışırsanız çalışın biz sizden ve zalim Hasina rejiminden zerre kadar korkmuyoruz. Bu tür tutuklamalar, işkenceler ve iftiralar sadece kararlılığımızı güçlendirmekte, bizi Allah’ın bu yüce davasında daha sabırlı ve kararlı hale getirmektedir. Hilafetin geri dönüşünü önlemek için kurduğunuz tüm planlar, Allah’ın izniyle, Allah bize zafer bahşedene kadar başarısız olmaya mahkûmdur. Öyleyse, ey subaylar! Yanılgılarınızdan kurtulun! Sizler Müslümanlar olarak bizim kardeşimiz olduğunuz için zorba rejime verdiğiniz destek konusunda sizleri uyarmak istiyoruz. Yaptıklarınız konusunda Allah’tan korkun. Hasina’ya itaat etmekle, sadece samimi İslam davası taşıyıcılarına eziyet etmekle kalmıyor aynı zamanda bu çirkin oyunlar ile insanları haktan uzaklaştırmaya çalışmak gibi büyük bir günah da işlemiş oluyorsunuz. O halde aklınızı başına toplayın ve Hasina’nın bu Firavun rejiminden ve Allah’ın gazabından kendinizi kurtarın. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَالَّذِينَ يُؤْذُونَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَانًا وَإِثْمًا مُبِينًا  “Hak etmedikleri halde mümin erkek ve mümin kadınları incitenler apaçık bir bühtan ve günah yüklenmiş olmaktadırlar.”^{[Ahzab 58]}