06 Haziran 2015’de, Hindistan Başbakanı Modi’nin ziyareti sırasında Bangladeş ile Hindistan, “sadakat”, altyapı, sağlık ve eğitim gibi çeşitli konularda 22 anlaşma ve mutabakat zaptı imzaladılar. Modi’nin bu ziyaretine çok sevinen medya, imgesel çıkarlar üretti ve Bangladeş bu anlaşmalardan çok büyük yararlar elde edecektir denildi. Oysa aslında bu, gerçek üzerinde sansasyondan başka bir şey değildir. Politik olarak saf olanlar bile bir perspektiften baktıklarında, Hindistan ile yapılan anlaşmaların ekonomik refah getirmeyeceğini görürler. Çünkü Hindistan, kendi ekonomik sefalet krizini çözemeyen yoksulluk batağına gömülmüş bir ülkedir. 194 milyon kişi ile dünya açlık listesinin en tepesindedir. Dolayısıyla Bangladeş’in tarihi düşmanı olan fanatik milliyetçi bir ülke, Bangladeş’te ekonomik ve stratejik hedefleri olmadıkça bize yardım etmeye niye bu kadar hevesli olsun ki? Hindistan merkezli Think Thank kuruluşu Gözlemci Araştırma Vakfı (ORF) yazarı Shektar Narain Singh, birkaç yıl önce yazdığı “Asya stratejik ve askerî perspektif” başlıklı kitabında, Hasina ile Modi’nin Cumartesi günü açılışını yaptığı Kolkata-Dhaka-Agartala transit yolunun Hindistan’ın kuzeydoğusunda ekonomik refahı artıracağını yazmıştı. Hindistan ekonomisini güçlendirmek için sarf ettiği çabalar dışında Hasina, Hindistan’ın, Chittagong ve Mongla bağlantı noktalarını kullanmasına izin vererek Bengal Körfezi’nde bölgesel jeopolitik stratejik tatbikatta Hindistan’a yardımcı olmayı da kabul etti.

Aydınlatma için gazyağı kullanan 77 milyon hane ile Hindistan’ın bir elektrik krizi ayarlı saatli bomba üzerinde oturduğunu da unutmayalım. Kuzey Hindistan, 5,000 MW’dan fazla elektrik sıkıntısı ile karşı karşıya iken, neden Hindistan kendi vatandaşlarını Bangladeş’te Hintli şirketler tarafından üretilen 4.600 MW elektrikten mahrum etsin ki? Bu müşrik devlet, şirketleri için kar yollarını araştırmak yanı sıra aynı zamanda Bangladeş’in stratejik enerji sektörlerini de elinde tutmak istiyor. Mücrim Hasina, hassas stratejik enerji kaynakları ve mevkileri düşman devletin ellerine teslim ederek ihanetin ne kadar derin olduğunu göstermiştir. Sadece bu da değil, harbi devlet Hindistan, RMG sektörümüzü yok etmek için komplo kurarken ve zaten jüt sanayimizi de yok etmiş iken Hasina, utanmadan Hintli şirketler için özel ekonomik serbest bölge vermeyi de kabul etti!

Ey Bangladeş Müslümanları!

Bu anlaşmalar, kazan-kazan durumu ile ilgili ikili ilişkiler konularından değildir. Daha ziyade ümmetin servet ve kaynaklarını müşrik devlete teslim etmektir. Hain Hasina, Bangladeş Müslümanlarını aşağılamak ve yenilgiye uğratmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Haydi, zafer ve izzeti müşrikler katında arayan bu tiran yöneticilere son verecek ve Hindistan’ı İslam’ın egemenliği altına geri alacak Hilafeti kurmak için mücadelesinde Hizb-ut Tahrir ile omuz omuza verin.

بَشِّرْ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمْ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا“Münafıklara, kendileri için acı bir azap olduğunu müjdele! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” ^{[Nisa 138-139]}