30 Ağustos 2015 Pazar günü Hizb-ut Tahrir üyesi onurlu bayanlar gözaltına aldıktan sonra 10 günlük ek süre isteyen Dedektif Şubesi, 01 Eylül 2015 Salı günü bayan kardeşlerimizi mahkemeye sevk ettiler. Bir saatten fazla yağan yağmurun ardından neredeyse başkente her şeyi durma noktası getiren tufandan bile koruyamayan tiran Hasina ve onun sözde hükümet diye tanımladığı gangsterler grubu, bayan kardeşlerimizi sürükleyerek mahkemeye çıkarmaktan hiç gocunmadılar! Hizb-ut Tahrir erkekleri ile yüzleşmekten korkanlar, samimi Müslüman bayanlara karşı böyle çaresiz ve korkakça eylemlere başvurdular. Keşke onların “İslam’a karşı savaşta” kendilerini efendilerine adamışlıkları, Allah ve Rasûlü’ne, müminlere hizmet için olsaydı. Sade ve basit olan da budur. Amerika ve emperyalist kâfir devletlerin İslam ile mücadelesi, Hasina ve onun ajan rejimini böyle aşağılık adımlar atmaya sevk ediyor. Amerikalılar ve emperyalist devletler, güçlü Hilafet Devletinin geri dönüşünü engellemek için dünyanın her köşesinde İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş yürütüyorlar. Zira Hilafet, onların pençesinden Müslümanları kurtaracak, siyasi, ekonomik ve askeri açıdan hayatın her alanında lider ümmet haline gelmek için İslami ümmete liderlik edecektir. Emperyalist devletler, Hasina da dâhil olmak üzere İslam dünyasındaki yöneticileri, kendi savaşlarında bir araç olarak kullanıyorlar.

 

Ey güvenlik güçleri ve yargı içindeki Müslümanlar!

 

İslam’a karşı savaşta sizi, Amerika, emperyalist kâfir devletler ve onların ajanlarının paralı askerleri ve ayak takımı haline getiren nedir? İslam düşmanları ve onların ajanları adına kendi kız kardeşleri ile savaşabilmek, sürükleyerek onları mahkemeye götürmek, ailelerinden uzak tutmak, tutuklamak, ek gözaltı süresi talep etmek ve cezaya çarptırılmalarını istemek için bir kimse dininden, duygularından, onurundan ve haysiyetinden ödün vermek zorundadır. Biz, size Ebu Umame’nin Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’denrivayet ettiği şu hadisi hatırlatıyoruz:

من شر الناس منزلة عند الله يوم القيامة عبد أذهب آخرته بدنيا غيره“Kıyamet günü Allah huzurunda insanların en şerlisi, başkasının dünyası uğruna kendi ahiretini kaybeden kişidir.” Peki, bu kimse İslam düşmanı ise o zaman haliniz ne olacak? Hilafet için çalışan samimi insanları tutuklamanın, İslam düşmanlarının çıkarlarına hizmet edeceğini çok iyi biliyorsunuz. Bu yüzden biz sizi bu tür eylemlerden vazgeçmeye çağırıyoruz. Yine size şunu da hatırlatmak isteriz ki, eğer bundan vazgeçmezseniz, o zaman sadece ahiretini kaybedenlerden değil, aksine yakında Hilafet kurulup İslam’a ve Müslümanlara karşı işlediğiniz suçlardan dolayı sizi adalet karşısına çıkardığında, dünyasını da kaybedenlerden olacaksınız.

 

Ey etkin ve yetkin insanlar!

 

Sizi Amerika ve müttefikleri İslam’a karşı savaşta bu ümmetin samimi bayanlarını hedef alırken sessiz seyirci olmamaya çağırıyoruz. Mekke dönemindeki cahiliye toplumunun liderleri tarafından Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’ekarşı savaş açıldığında ve Müslümanlar boykot edildiğinde bile bilinçli insanlar ve düşünürler buna karşı bir tavır almışlardı. Çünkü kendilerine karşı bir saygıları vardı. Onurları sessiz kalmaya asla izin vermiyordu. Etkili insanların ahiretteki sorumluluklarının daha büyük ve muhasebelerinin de daha çetin olduğunu hatırlayın. Bu nedenle biz, hükümeti paylamak ve hemen bayan kardeşlerinizi serbest bırakmaya onu mecbur etmek için etki ve pozisyonunuzu kullanmaya size çağırıyoruz. Böylece belki pozisyon ve etkiniz aşağılanma ve utanç kaynağından ziyade bu dünyanın ve ahiretin iyiliğine ulaşmanın bir yolu haline gelebilir.

 

Ey Müslümanlar!

Görüyorsunuz ki Amerika ve onun müttefiklerinin, İslam dünyasının ajan hükümdarları vasıtasıyla yürüttükleri İslam’a karşı savaş, Irak ve Afganistan’ı tamamen tahrip etmiştir. Suriye ve sayısız diğer Müslüman ülkeleri de yok etmek üzeredir. Kadın ve çocuklara merhamet etmeleri gerekirken, onlara tecavüz ediyorlar, işkence ve ölüme maruz bırakıyorlar. Ebu Garip, sadece bunun bir örneğidir. Buralarda da aynı şeylere tanık olmadan ve haydutların her eve baskın düzenlemesinden önce sizi, zalim Hasina tarafından samimi bayanların kovuşturulmasına karşı sesinizi yükseltmeye çağırıyoruz. Çünkü onların efendileri, bunu emrederse, efendilerinin talimatı nedeniyle şu an olduğu gibi nasıl kendi kız kardeşlerini tutukluyorlarsa, o zamanda bunu yapacaklarında hiç kuşkunuz olmasın. Ve o zaman siz, tıpkı zulmüne boyun eğip itaat eden tiran Firavun’un halkı gibi Allah’ın gazabına nail olacaksınızdır.

فَلَمَّا آسَفُونَا انتَقَمْنَا مِنْهُمْ فَأَغْرَقْنَاهُمْ أَجْمَعِينَ.فَاسْتَخَفَّ قَوْمَهُ فَأَطَاعُوهُ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ“Firavun kavmini aldattı; onlar da kendisine boyun eğdiler. Onlar yoldan çıkmış bir kavimdir. Böylece bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, hepsini suda boğduk.” ^{[Zuhruf 54-55]}

 

Ey güç ve kuvvet ehli! Ey samimi Müslüman subaylar!

 

Kız kardeşleriniz İslam’a karşı savaşın hedefi haline gelmiştir. Buna bir son vermek sizin elinizdedir. Siz, seyirci olarak kaldığınız sürece tiran Hasina, bu ülkenin Müslümanlarına ve İslam’a karşı zulmünde her geçen gün daha da azgınlaşacaktır. Bu daha ne kadar devam edecek? Sizi ayağa kalkmaya, cesur olmaya ve görevinizi yerine getirmeye davet ediyoruz. Samimi Müslüman bayan kardeşleriniz uğruna, İslam ve Müslümanlar uğruna, Allah ve Rasûlü uğruna İslam’ın bu zorba düşmanını, kâfir ve müşrik ülkelerin müttefikini ortadan kaldırın ve Hilafeti kurmak için iktidarı bize, Hizb-ut Tahrir’e teslim edin. Ki İslam’a karşı savaş, sadece burada Bangladeş’te değil, aynı zamanda tüm İslam dünyasında da son bulsun.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! ! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun.” ^{[Enfal 24]}