Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, bugün “Hilafeti Kurmak... Ve Bangladeş’in Siyaset ve Ekonomisinde Kaçınılmaz Dönüşüm” başlığı altında bir siyasi konferans düzenledi. Konferans internet üzerinden de izlendi. Canlı yayımlanan konferansı evinde tek başına izleyenler olduğu gibi gruplar halinde izlemek için bir araya gelenler de oldu: www.livestream.com/emergingkhilafahbd

Konferans ile ilgili resimler, Hizb-ut Tahrir Medya Bürosu’na ulaşanlar arasından özenle seçilmiş resimlerdir. Bu resimler, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulmasına yönelik insanların arzu ve isteklerini yansıtmaktadır.

Konferans, Kuran tilavetiyle başladı. Ardından söz alan ilk konuşmacı, Hilafet ile ilgili sorular ve temel konular hakkında bir konuşma yaptı. Konuların sıralaması şöyle idi: “Hilafet, Bangladeş’in ekonomi ve siyasetini dönüştürmek için özel politikalar benimseyecektir.” ve “Hilafetin uluslararası arenada yaşayabilirlik gücü ve lider devlet olma kapasitesi.” Bu konuşmalardan, Awami-BNP yöneticilerinin son 40 yıldır fahiş bir hata içinde oldukları ve Hilafet Devleti altında ümmetin muazzam bir potansiyele sahip olacağı anlaşılmıştır. Yöneticilerin insanlara karşı olan sorumluluk duygusundan, Hilafetin emsalsiz ve benzersiz olduğu ortaya çıkmıştır. Siyasi irade ve devletin vizyonu, İslam’dan kaynaklanmaktadır. Mevcut yöneticiler, tüm bunlardan yoksundur. Çünkü hâlihazırdaki devlet, emperyalistler için bir tür hırsızlar, yağmacılar, ajanlar örgütüne dönüşmüştür. Hilafetin yöneticileri ve tüm devletin yapısı, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’insahih hadis doğrultusunda halkın sorunlarını çözmeye yöneliktir.

الإمام راع ومسئول عن رعيته “İmam, bir çobandır ve güttüklerinden sorumludur.” Aynı zamanda devletin irade ve vizyonu, İslam Risâleti’ni dünyaya taşımaya yöneliktir. İnsanoğluna liderlik etmek, yöneticiyi, bu ümmete dâhili olarak güvenli ve huzurlu bir yaşam sağlamaya, uluslararası arenada da onu lider bir ümmet yapmak için çalışmaya sevk eder.

Üçüncü konuşmacının konusu ise “Etkili siyaset programı, mevcut tiran rejimini ortadan kaldırmak ve Hilafeti yeniden kurmak” konusunda idi. Konuşmacı, Müslümanlara bir hatırlatmada bulundu ve İslam inancına göre devlet İslam akidesine dayalı olmalıdır dedi. Mevcut Avami-BNP rejimi tarafından uygulanan küfür sistemine sessiz kalmak caiz değildir diye de ekledi.

فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُوا فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا “Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.” ^{[Nisa 65]} Sonra konuşmacı, insanları 3 esasa dayalı bir siyasi program benimseye davet etti:

1- “La İlaha İllallah, Muhammed Rasûlullah” olan İslam akidesi, devlet ve siyasetin tek temeli olmalıdır. Başka bir deyişle, Hilafet insanların tek arzusu olmalıdır. Laik bir Bangladeş kurma çağrısına karşı konulmalıdır. Bozuk küfür demokratik sistemi ve Avami-BNP koalisyonunun politikası reddedilmelidir.

2- Ordu içindeki samimi subaylardan zalim Hasina ve Avami-BNP rejimini devirmelerini istemek ve onları bunun için örgütlemek. Ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelerini sağlamak.

3- Avami-BNP rejimine ve onun emperyalist efendilerinin siyasi-ekonomik ve askeri hâkimiyetine karşı güçlü bir siyasi mücadele sergilemek.

İnsanlar arasında Hilafetin şunları yapacağına ilişkin güçlü bir kamuoyu oluşturmak için yorulmadan, bıkmadan çalışmak:

A. Hilafet, ülkedeki tüm erkek ve kadınların gıda, giyim, barınma, sağlık, eğitim ve güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak, lüks ihtiyaçlarını karşılamaları için de kolaylıklar sağlayacaktır. Gayrimüslim vatandaşları koruyacak, ayrımcılık gözetmeksizin Müslümanlar gibi onlara da Hilafet Devleti altında tüm hakları verecektir.

B. Yaygın yolsuzluk ve insanların servetinin yağmalanmasına bir son verecektir.

C. Etkili servet dağılımını sağlayarak gayri safideki eşitsizliği ortadan kaldıracaktır.

D. Petrol, gaz, kömür gibi kamu malları, özel ve yabancı şirketlerin ellerinden alacak ve bu kaynakları yeniden halkın refahı için istihdam edecektir. Ekonomik refah için ağır sanayiye dayalı ekonomik gelişme sağlayacaktır.

E. Güçlü bir ordu kuracak, Müslüman ümmeti birleştirecek ve emperyalist saldırılardan Müslümanları kurtaracaktır.

İslam ile mücadelede yaşanan son olağanüstü gelişmeler nedeniyle konferansın akışında biraz değişiklik yapıldı. Konferansın sonunda soru-cevap oturumu yerine partinin iki onurlu kadın üyesinin 30 Ağustos Pazar günü tutuklanması nedeniyle acil durum konuşması yapıldı. Konuşmacı, zalim Hasina ve rejim içindeki haydutların Hilafet için çalışan ülkenin samimi ve uyanık Müslüman kadınlarını tutuklayarak Amerika ve emperyalist devletler adına İslam ile mücadeleyi genişlettiklerini söyledi. Bush-Blair ve Obama-Cameron’un birçok kez yaptıkları açıklamalardan, Amerika ve müttefikleri tarafından İslam’a karşı yürütülen mücadelenin arkasındaki tek sebebin Hilafetin kurulmasını önlemek olduğu anlaşılıyor. Emperyalist devletler, Hasina da dâhil olmak üzere İslam dünyasındaki yöneticileri, kendi savaşlarında bir araç olarak kullanıyorlar. Konuşmacı, tutuklamaları kınadı ve bayan kardeşlerin derhal serbest bırakılmasını talep etti. Müslümanları da ümmetin samimi bayanlarına karşı hükümetin eylemlerini protesto etmeye çağırdı.