Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü, Cebeliye mülteci kampının batısındaki Felluce bölgesinde yer alan Şadiye Ebu Gazale Okulunda yaklaşık 15 çürümüş cesedin bulunduğunu belgeledi. İlk incelemede, bu kişilerin suçlu Yahudi varlığı ordusunun sorgulaması sırasında infaz edildiği anlaşıldı. Gözlemevi, “Şehit cenazelerinin, işgal ordusu askeri araçlarının günlerce söz konusu okulu işgal ettikten ve oraya sığınan yerinden edilmiş insanlara kötü muamelede bulunduktan sonra okulun içinden ve çevresinden ayrılmasının ardından bulunduğunu” ekledi. Görgü tanıklarına göre şehitler arasında kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da vardı.

İşgal askerleri tarafından güvenli olduğu söylenen koridorlar, hastaneler ve sığınma merkezlerinde sivillere karşı uygulanan infaz politikası, masum siviller, kadınlar ve çocuklar üzerine öfke kusan ve hedefi haline gelen bu suçlu ve korkak varlığın vahşetini ve suçlarını gözler önüne seriyor. Bu sivillerin günahı neydi de infaz edildiler? Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar bu suçlu varlık için ne gibi bir tehlike teşkil ediyorlar?

Tüm sahte insani değerler ve sloganlar tarumar olmuş ve bu acımasız savaşta bu slogan savunucularının gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır. İnsani yardım kurum ve kuruluşların gerçekliği gün yüzüne çıkmış ve sömürgeci ülkelerin araçları oldukları anlaşılmıştır. Efendilerinin çıkarlarına hizmet ettiği zaman haklar ve insanlık sloganları atarlar, ama iş Müslümanlara gelince, sağır ve dilsizdirler, dahası Gazze halkına karşı işlenen vahşi suçların suç ortağı ve işbirlikçileridirler. Savaştan önce Gazze’de yozlaşmışlığı yaymak, Müslüman aileyi yozlaştırmak ve özellikle kadınları şeriat hükümlerine isyan ettirmek için titizlikle çalışan feminist kurumların gerçek yüzüne ortaya çıkmıştır. Ama nedense bu feminist kuruluşlar bugün Yahudi varlığının kadın ve çocuklara karşı işlediği vahşi suçlara ses çıkarmıyorlar.

Başta kötülüğün ve suçun başı Amerika olmak üzere sömürgeci ülkelerin desteği olmasaydı, ona yeşil ışık yakmasaydılar ve Gazze halkına karşı katliam yapması için para ve silah yardımında bulunmasaydılar, Arap ve Müslüman yöneticilerin komploları ve ihanetleri de olmasaydı, güvenliğini korumasalardı, onu kökünden söküp atmak ve Gazze halkına destek olmak için harekete geçmesinler diye ümmeti ve ordularını prangaya vurmamış olsalardı bu suç varlığı, sesli ve görüntülü olarak belgelenen bu vahşi suçları dünyanın gözleri önünde asla işleyemezdi.

Ey Müslümanlar! Filistin halkına ve Gazze halkına yardım edin. Bu suç varlığı tarafından yok edilmeden önce imdatlarına yetişin. Hain yöneticilerinizden uzak durun, Gazze ve Filistin’in geri kalanındaki kardeşlerine yardım etmek için harekete geçmek üzere ordulardaki çocuklarınızın ellerinden tutun.

Ey Müslüman orduların subay ve askerleri! Harekete geçmek için daha ne olmasını bekliyorsunuz? Yaradan’a isyanda yaratığa itaat edilmeyeceğini, bu yöneticiler ve onların efendilerinin, kıyamet günü sizden uzaklaşacaklarını ne zaman anlayacaksınız? Eğer onlara itaat etmeye ve kardeşlerinizi yüz üstü bırakmaya devam ederseniz, dünyada da ahirette de hüsrana uğrayanlardan olursunuz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

إِذْ تَبَرَّأَ ٱلَّذِينَ ٱتُّبِعُواْ مِنَ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُواْ وَرَأَوُاْ ٱلْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ ٱلْأَسْبَابُ“İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.” [Bakara 166] Hadi ümmetinizin yanında yer alın ve isimlerinizi dünya ve ahiret şeref defterine yazdırın.