حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT-BA-2024-MO-TR-30 |
H. 29 Rabi’-ul Âhir 1446 M. Cuma, 01 Kasım 2024 |
Bunca Katliam ve Suç, Rütbe ve Madalya Sahiplerini Gazze Halkının Yardımına Koşmaya Sevk Etmiyor mu?
29 Ekim 2024 Salı günü sabahın erken saatlerinde, Yahudi güçleri Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin sığındığı Ebu Nasır ailesine ait beş katlı bir binayı bombalayarak korkunç bir katliam gerçekleştirdiler. Bu katliam sonucunda en az 25’i çocuk olmak üzere 93 kişi şehit düştü, 40’tan fazla kişi kayboldu ve onlarca kişi yaralandı; yaralıların birçoğu hâlâ enkaz altında.
Bu korkunç katliam, Yahudilerin Gazze’nin kuzeyine yönelik yürüttüğü soykırım kampanyasının bir parçasıdır. Delivari bir şekilde gerçekleştirilen hava ve topçu saldırıları, camileri, hastaneleri ve sağlık ekiplerini hedef almakta, birçok sağlık personeli öldürülmekte veya tutuklanmaktadır. Ambulanslar ve sivil savunma binaları hedef alınarak devre dışı bırakılmakta, çalışanları öldürülmekte ya da gözaltına alınmaktadır. Sığınma merkezleri ve evler bombalanarak halk defalarca göçe zorlanmaktadır. Bu esnada, tam bir abluka ile gıda, ilaç ve yakıt girişinin engellenmesi devam etmektedir. Bunların hepsi, kuzey bölgesini halkından arındırarak Yahudi varlığına ilhak etmeyi amaçlayan ve “Generallerin Planı” olarak bilinen suç planının bir parçasıdır.
Bunca suç, ardı arkası kesilmeyen korkunç katliamlar ve Gazze’den, özellikle de kuzeyinden yükselen yardım çağrıları, rütbe ve madalya sahiplerinin Gazze halkını desteklemek için harekete geçmelerine vesile olmuyor mu? İnsanların kalplerini ve akıllarını etkilemesi şöyle dursun taşları bile çatlatabilecek bu katliamlar karşısında damarlarındaki kan kaynamıyor mu? Böylece, onlar hakkında Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözü gerçek oldu:
ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُم مِّن بَعْدِ ذَٰلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الْأَنْهَارُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاءُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللهِ وَمَا اللهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ“(Ne var ki) bunlardan sonra yine kalpleriniz katılaştı. Artık kalpleriniz taş gibi yahut daha da katıdır. Çünkü taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır. Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukardan aşağı yuvarlanır. Allah yapmakta olduklarınızdan gafil değildir.” [Bakara 74]
Yahudi liderler, kurbanların çoğunun kadın ve çocuk olduğu katliamlarla övünürken onların nasıl huzurlu bir yaşam sürdükleri anlaşılır gibi değil? Yahudiler, Gazze’de ve Gazze dışında istedikleri her yere ulaşabildikleri ve hiçbir şeyin onları durduramayacağıyla övünürken, nasıl huzurlu bir yaşam sürebiliyorlar? Tevrat’taki hayallerini gerçekleştirmekten ve sözde kendi devletlerini kurmaktan bahsediyorlar. Aranızda, onların küstahça konuşmalarını durduracak ve köklerini kazıyacak bir kimse yok mu? Zulmettiler, diyarlarda fesat yaydılar, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sını pislettiler ve Allah’ın Kâbe’nin yıkılmasından daha büyük bir günah saydığı haram kanı akıttılar.
Allah aşkına, bize cevap verin: Müslüman ülkeleri savunmak, mazlumlara yardım etmek ve acı çeken kardeşlerinizin yardım çağrılarına cevap vermek için orduya katılmadıysanız peki o zaman ne için orduya katıldınız, silah taşıdınız ve eğitim aldınız? Yoksa ülkeyi ve insanları satan, Peygamberiniz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sını Yahudilere teslim eden ve onların güvenliğini sağlayan suçlu ve işbirlikçi rejimleri korumak için mi silah kuşandınız? Bize cevap verin ve inanan bir avuç insanın asgari teçhizat ve mühimmat ile gerçekleştirdiği kahramanlıklara bir bakın; kardeşlerine yapılanlar karşısında damarlarındaki kanları kaynayan kişilerin en basit imkânlarla burada orada yaptıklarına bir bakın. Peki ya tanklara ve uçaklara sahip olan sizler ne yapıyorsunuz? Bize cevap verin ve Rabbiniz Kıyamet Günü size, “Neden mahlûka itaat edip Hâlika isyan ettiniz?” diye sorduğunda ne cevap vereceğinizi şimdiden düşünün.
فَاللهُأَحَقُّأَنْتَخْشَوْهُإِنْكُنْتُمْمُؤْمِنِينَ“Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa Allah, -eğer siz gerçek müminler iseniz- kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.” [Tevbe 13] Allah’ın, bu duyarsızlığınız nedeniyle gazabını ve cezasını ahiretten önce bu dünyada üzerinize indirmesinden korkmuyor musunuz?
Allah aşkına, ey Müslümanlar! Bunca katliamdan sonra gerçek bir harekete geçmek için daha neyi bekliyorsunuz? Bu hain ve suçlu rejimleri devirmek, ordularınızdaki evlatlarınızı Yahudi varlığını yok etmek, Gazze halkına ve tüm Filistin’e yardıma sevk etmek için daha ne bekliyorsunuz?
يَاأَيُّهَاالَّذِينَآمَنُوامَالَكُمْإِذَاقِيلَلَكُمُانْفِرُوافِيسَبِيلِاللَّهِاثَّاقَلْتُمْإِلَىالْأَرْضِأَرَضِيتُمْبِالْحَيَاةِالدُّنْيَامِنَالْآخِرَةِفَمَامَتَاعُالْحَيَاةِالدُّنْيَافِيالْآخِرَةِإِلَّاقَلِيلٌ* إِلَّاتَنْفِرُوايُعَذِّبْكُمْعَذَاباًأَلِيماًوَيَسْتَبْدِلْقَوْماًغَيْرَكُمْوَلَاتَضُرُّوهُشَيْئاًوَاللَّهُعَلَىكُلِّشَيْءٍقَدِيرٌ“Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir. Eğer Allah, yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” [Tevbe 38-39]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |