Son birkaç haftadır Doğu Halep Müslümanları, katil Esed ve Rus güçlerinin en acımasız kuşatmasına maruz kaldılar. 300.000 sivil,%60 kadın ve çocuk kentte mahsur kaldı. Gıda, su ve tıbbi malzeme hızla tükeniyor. BM’ye göre gıda rezervlerinin birkaç hafta sonra tükenmesi bekleniyor. Tükenmesi durumunda mücrim rejim tarafından abluka altına alınan Madaya ve diğer kentler gibi Halep de açlık ve yetersiz beslenme belirtileriyle karşı karşıya kalacak. Halep merkezli Suriyeli bir yardım görevlisinin BBC’ye yaptığı açıklamaya göre kuşatmadan bu yana 5 adet ekmeğin iki ile on gün boyunca bir aileyi beslemek zorunda olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra Suriye ve Rus kuvvetleri, şehre yönelik amansız bombardımanlarını sürdürüyorlar. Kadınlar, çocuklar ve bebekler de dâhil olmak üzere şehir halkını katlediyorlar. Şehrin altyapısını tamamen tahrip ediyorlar ve halkı kırıp geçiriyorlar. BM’ye göre Doğu Halep’te 4 hastane ve bir kan bankası 23-24 Temmuz günlerinde hava saldırılarıyla birkaç kez vuruldu. Son günlerde kentin tek çalışan çocuk hastanesi 12 saat içinde 2 bombardımana maruz kaldı. Temmuz 29’da da bir doğum hastanesi bombalandı. Bombardıman sonucunda ölenler olduğu gibi yaralananlar da oldu.

Halep’in onurlu Müslüman kadın ve çocukları şu an imkânsız bir seçimle karşı karşıyalar. Ya kentte kalıp boğazlanacaklar veya açlıktan yavaş yavaş ölecekler. Ya da şehri terk ederken hükümetin keskin nişancıları tarafından avlanacaklar. Bu korkunç duruma karşın Halepli cesur Müslüman bacılarımız, mücahitlere destek protestosu amacıyla sokaklara döküldüler. Mücrim rejimin bombardımanı ve kurşunlarına aldırış etmediler. Gösteride “Halep ümmet adına savaşıyor”yazılı pankartlar taşıdılar. Hiçbir Müslüman ordusu bu görevi üstlenmediği için ümmeti savunma iradesini bu cesur Müslüman kardeşlerimiz ifade ettiler! Halep’in korkusuz çocukları da düşmanların bombardımanını önlemek için sokaklarda lastikler yakarak kara dumanlar oluşturdular. Bunlar olurken ümmeti savunmakla yükümlü olan ordular ise kışlada çakılıp kaldılar.

Dolayısıyla burada Müslüman ordularının her bir komutan, general ve askerine soruyoruz. Halepli bebekler açlık ve katliama maruz kalırken siz ne yapıyordunuz? Neden onları kaderlerine terk ettiniz? Silahsız çocukların ümmetin canını koruma görevini üstlenmelerini nasıl kabul edebiliyorsunuz? Allah Subhânehu ve Teâlâ, bu misyonu size verdi ve kıyamet günü de bundan dolayı sizi hesaba çekecektir! 5 yılı aşkın bir süredir kutlu Şam topraklarının yüzbinlerce kadın ve erkeğin toplu katliam sahnesine tanık olduğunu gördüğünüz. Ama yine de onları savunmak için harekete geçmediniz! 5 yıldır, Suriye’de kız kardeşlerinizin umutsuz çığlıklarını işittiniz, Esed’in köpekleri tarafından aşağılandıklarına ya da öldürülen çocuklar ve aileler üzerine ağıtlar yakıldığına tanık oldunuz! Ama gene de onların yakarışlarına yanıt vermediniz! 5 yıldır Suriyeli çocukların hava saldırılarıyla diri diri yakıldıklarını ya da hayatta kalmak için kedi ve köpek eti yediklerini gördünüz. Ama yine de onların bu acı durumunu sona erdirmek için seferber olmadınız! Bu büyük ihmalkârlığınızdan ötürü yarın âlemlerin Rabbine ne cevap vereceksiniz? Bunun için sizi acilen kardeşlerinizin çığlıklarına yanıt vermeye davet ediyoruz. Böylece ümmetin savunucuları olduğunuz için bu hayatta izzete, ahirette Rabbinizin rızasına ve büyük sevaba nail olabilirsiniz! Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için sizi bir an önce nusret vermeye çağırıyoruz. Hilafet, dünya çapında savunmasız Müslümanları savunmak, kurtarmak, dinin bekçileri olmak ve gerçek görevlerini ifa etmek için orduları bir an olsun seferber etmek için tereddüt etmeyecektir!

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا  “Size ne oldu da Allah yolunda ve «Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla! diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!”^{[Nisa 75]}