12 Haziran’da medya, Norveç hükümetinin soğuklardan korunmak için örtülen örtü müstesna “okullar ve üniversitelerde” “Tamamen ya da kısmi yüzü örten” örtünün yasaklanması için bir yasa tasarısı sunduğunu bildirdi. Konuya ilişkin açıklama yapan Göç ve Entegrasyon Bakanı Per Sandberg, “Nikab ve burka gibi yüzü kapatan kıyafetler Norveç’e ait değil. Kadınlara baskı yapılmasına katkıda bulunuyor”dedi. Sağcı politikacılar öncülüğündeki bu tasarı, üniversite öğrencileri ve liderlerin protestosuna neden oldu. Liderler, böyle bir yasanın azınlık kadınlarını olumsuz etkileyeceğini ve eşit eğitim hakkının ihlali anlamına geleceğini söylediler. Bu yasalar ile Norveç, Avrupa’daki Müslümanların boynuna ip dolayan diğer Avrupa ülkelerinin izinden gidiyor. Hükümetin yasa tasarısı, İslami kavramların boynuna ilmek geçirmek, Müslüman kadınların kalbine korku salmak ve onları İslam öğretilerini terk etmeye zorlamak için beyhude bir girişimdir.

Belli ki Norveç’teki Müslüman kadınların İslami kimliği, bu baskıcı ağır yasaların doğrudan hedefidir. Norveç, Müslüman kadınları dini haklarından arındıran köhne laik liberal değerleri “zorla yedirmeye” çalışıyor. Ne kadar ironiktir ki İslam’ı kadına baskı uygulamakla suçlayan bu aşırı laikler, Müslüman kadınlara zorla kendi inançlarını kabul ettirmeye çalışıyorlar. Eğer Müslüman kadınların dini inançları kanaatten kaynaklı ise, o zaman onları eğitim haklarından mahrum ediyorlar. Müslüman kadının hakları gerçekten endişe konusu olsaydı, o zaman nasıl ayrımcılık ve nefret suçlarına maruz kalabilirlerdi ki? Ve topluma katılım için büyük fırsat olan eğitim ve sosyal hareketlilikleri nasıl sınırlana bilirdi ki? Ayrıca bu önerinin, ırkçı oyları kazanmak için fırsatçı politikacıların bir girişimi olduğu besbellidir. Çünkü 148 bin olan Müslüman nüfustan sadece 100 civarında kadın burka takmaktadır. Bu öneri, oyları artırmak için İslamofobiyayı kullanmaktan hiç çekinmeyen laik siyasetin moral yoksunu olduğunun apaçık bir yansımasıdır.

Batı devletleri arasında giderek yayılan İslami kıyafeti yasaklayıcı yasalar, Müslüman kardeşlerimiz için gerçekten büyük bir imtihan ve sınavdır. Norveç ve İslami kimlikleri saldırı altında olan diğer ülkelerdeki kardeşlerimize diyoruz ki, Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya itaatte sadık ve kararlı olun. Sizi İslam inançlarından uzaklaştırmaya çalışan hiç bir yasadan zerre kadar korkmayın. Hatırlayın, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve güzide ashabı gerçekten de aynı şekilde sınava maruz kaldılar. Ama dine ve inançlarına sımsıkı sarıldılar, zerre kadar ödün vermediler. Ayrıca Kuran’ın önemli tavsiyelerini de unutmayın. Allah Subhânehu ve Teâlâ, haktan ayrılmak için uygulanan baskılara asla boyun eğmememiz gerektiğini belirtiyor. Zira Allah Subhânehu ve Teâlâ, musibet karşısında dine sadık kalanlara rahmet, mağfiret, yardım ve bereketin erişeceği vaadinde bulundu. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

لَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِّنَ الْخَوفْ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِّنَ الأَمَوَالِ وَالأنفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ * الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ * أُولَـئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُولَـئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele! Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır.”^{[Bakara 155-157]}