Medyaya yansıyan haberlere göre ABD Başkanı Donald Trump, kendi nükleer düğmesinin daha büyük ve güçlü olduğu ile övündü ve ABD’nin nükleer görünümü gözden geçirme raporunu yakında kamuoyu ile paylaşacağını belirtti. Bu açıklamayla dünya kamuoyu, kapitalist güçlerin liderliğinde dünyanın insanlık için ne kadar tehlikeli olduğunu hatırladı. ABD, nükleer silah kullanımı üzerindeki kısıtlamaları gevşetmeyi planlıyor ve düşük verimli nükleer silahlar hazırlıyor. İddiasına göre bu yeni tip nükleer silahlar gelecekteki savaşlarda “daha kullanışlı” olacaktır. İddia edildiğine göre Amerikalıların, nükleer cephaneliklerinde bulunan kitle imha silahları kullanma konusunda isteksiz oldukları, küçük çaplı nükleer silahları konuşlandırmanın oldukça kolay olacağı tahmin ediliyor.

Bu, gerçeği gizleyen bir efsanedir. Kapitalist Batı, elitlerin çıkarını korumak için milyonlarca insanı öldürmekten hiç çekinmez. Batı, küçük çaplı nükleer silahları sadece savunma amaçlı kullanacağını iddia ediyor, ama aslında bu, askeri müdahaleye bir bahane bulmak için dünya çapında sayısız çatışmaların fitilini ateşleyecektir. Batı, uluslararası hukukun kutsal olduğunu iddia ediyor, ama hükümlerini istekleri doğrultusunda maniple etmekten de geri durmuyor ve ihlal edilmesi gerekiyorsa ilk ihlal eden de kendisi oluyor. Kapitalist Batı, yeri geldiğinde insan hakları savunucusu kesilir, ama çıkarını savunmak için dünyanın termonükleer savaşın eşiğine getirilmesi hiç umurunda olmaz. Hatta Batılı ülkelerce teşvik edilen Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmaları bile bu silahların kullanımını sınırlama hakkında değildir. Tersine egemen güçlerin tekelinde kalmasını sağlamak içindir.

Amerika, nükleer silahı ile Hiroşima ve Nagazaki’de kadın, erkek ve çocuk demeden her şeyi yok eden bir ülkedir. İngiltere halı bombası ile Almanya’nın Dresden kentinde ruh taşıyan her canlıyı katletmiştir. 1950’lerdeki Kore Savaşı sırasında Amerika, Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang imha etmek için benzer yıkıcı güç kullanmıştır. Churchill, bilinçli bir şekilde bölgede kıtlıkla mücadele olgusunu reddedince, 1943 Bengal kıtlığında Hindistan’da milyonlarca insan açlıktan ölmüştür. İngiliz sömürüsü altında milyonlarca sivil saldırıya uğramış, işkence görmüş ya da ölmüş veya ölüme terk edilmiştir. Çünkü insanlıklarının İngiliz elit için acımasız zenginlik peşinde koşmaktan başka hiçbir anlamı yoktur.

Yakın tarihte dünya kamuoyu, Burma, Suriye, Bosna, Filistin, Irak ve Yemen’de işlenen soykırım ve katliamlara duyarsız kalan, hatta bu suçları işleyen rejimleri destekleyip silahlandıran Batının zorbalığı karşısında dehşete düşmüştür. Böyle insanlık dışı olayları okumak gerçekten esef vericidir, ancak laik kapitalist ideolojiyi taşıyan bir liderlikten bu tür olaylar beklenmedik değildir. Bozuk laik inanç, özgürlükler ile haklar arasında denge kurma sistemine yol açar. Ancak bu sistem, sık sık mali çıkarlar tarafından baltalanır. Gerektiğinde insan hayatının devalüe edilmesini olanak sağlar. Kapitalist hegemonya, asla insanlığın yararına olmamıştır, olmayacaktır da. Sadece maddi kazanç için herkesi sömüren güçlü elite hizmet eder. Kitle imha silahları, daha önce olduğu gibi dünyayı tekrar kan gölüne çevirmek isteyen böyle sorumsuz ve duygusuz insanların eline verildiği zaman, sorumlu dünya düzenine olan acil ihtiyaç giderek daha belirgin hale gelmektedir. Kapitalizm ve diğer insan yapımı sistemlerin dünya üzerindeki kontrolüne son vermedikçe, âlemlerin Rabbi Allah’ın adil ve dürüst Raşidi Hilafet sistemi bu dünyaya egemen olup iyilik ve huzuru yaymadıkça dünya hiçbir zaman güven ve emniyette olmayacaktır. Sorumsuz düşman devletler, nükleer silaha sahip oldukları sürece Hilafet de nükleer silaha sahip olacaktır. Hilafet, tüm insanlıktan sorumlu bir devlet olacaktır. İnsanlığın iyiliği ve refahı için bu tehdidi sona erdirmek gerekiyorsa, gerçek küresel nükleer silahsızlanma çağrısına önderlik edecektir. Yaratıkları için neyin faydalı olduğunu en iyi yaratıcı bilir.

أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ  “Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.”^{[Mülk 14]}