Eski İngiliz Dışişleri Bakanı ve başbakan adayı Boris Johnson’un Müslümanları ve İslam’ı hor gördüğü bir sır değil. Daha önce yaptığı açıklamada Boris, ırkçı olduğunu ve İslam’dan nefret ettiğini ifade etmişti. Açıkçası bu bakış açısına sahip olmayan biri, İngiltere’nin geçmişte ve günümüzdeki sömürgeciliğini okuyamaz. Dolayısıyla İngiliz medyasının, gittikçe artan sağ eğilimli seçmene hitap etmek için İslami değerlere yönelik saldırısı şaşırtıcı değil.

Bugün Müslüman kadını kolay bir hedef olarak gören Avrupalı politikacılar ve laik kodamanlar, erkeklerin Müslüman kadınlara zorla kıyafet dayattığını düşünüyorlar. Bu kadar çok Müslüman kadının niçin Batılı liberalizmi ve kadının “özgürleşmesini” reddettiğine inanamıyorlar. Anlamak istemedikleri şey şudur ki İslam, erkek ve kadınların zihinlerini kölelikten, laik liberal kültürün goygoycularından kurtarır ve yalnızca Yaratıcıya itaate yönlendirir. Gerçekten de laik elit, Müslümanların diğer yaratılmış varlıkların kapris ve arzularını hiçe saymasından nefret ediyor. Hem burada hem de yurtdışında Batılılaşmış “özgür” erkek ve kadınların köleleri olarak kalmaları arzusundalar.

Aynada gördüğünüz şeyler hoşunuza gitmiyorsa, münasip olan aynanın konumunu değiştirmektir. İşte Boris ve diğer politikacıların yaptıkları tam olarak da budur. Brexit, ekonomi ve yetersizliklerinden kaynaklanan bölünme ve nefret etme olsun yarattıkları karmaşa mide bulandırıyor. Boris, İngiltere’yi yöneten kapitalist elitin çıkarlarına sadık ve bağlı statükocu bir insandır. Gerçek bir muhafazakâr olarak Theresa May’ın batan gemisinin dümenine takılmak üzereydi ki Brexit fiyaskosu devam ederken hükümetin gemisinden ayrıldı. Şimdi İngiliz değerlerinin yeni mucidi olarak tezahür ettiğini görüyoruz. Yirmi yıldır hükümet ve medyanın yabancı düşmanı milliyetçiliğiyle beslenen İngiliz halkı arasında popülaritesini umutsuzca arttırmayı ümit ediyor.

Boris ve diğer politikacılar, popülerliklerini artırmak için Müslüman kadınlara yönelik ucuz ve korkakça saldırılarına devam edebilirler. Ama gerçekte, sadece laik liberal ideolojinin köhneliğini ifşa ediyorlar. Düşünceye düşünce ile karşılık veremiyorlar. İslam inancına dayalı İslami değerlerin, laik inanca dayalı liberal değerlere karşı doğruluğunu tartışamıyorlar. Bu tartışmada, ayakta durabilecek bir ayakları yok. Bu yüzden yetersizlikleri ve laik yaşam tarzlarını örtbas etmek umuduyla sözel ve fiziksel olarak Müslüman kadınların namusuna saldırıyorlar.

ABD Başkanı, Amerika’da yabancı düşmanı milliyetçilerin lideri haline gelmek için popülist saldırılarda bulunuyor. Görünüşe göre Boris de Trump’ın ideologlarından Steve Bannon ile görüşmesinden sonra aynı senaryoyu takip ediyor. Bazı Avrupa halklarında olduğu gibi Amerikalı seçmen de politikacıların entelektüel iflasından bıkmıştır. Popülist adayların zaferi, başkalarını suçlama temelinde seçimlerin kazanıldığını ortaya koydu. Ancak insanlar, yeni seçilenlerin ihtiyaç duyulan değişimi getireceğini düşünüyorlar. Ama hiçbir şeyin değişmediğini fark ettiklerinde fena halde hayal kırıklığına uğruyorlar.

Gün geçtikçe laik kapitalist sistem, insanlığa daha çok zarar veriyor. Amigo ve politikacılarının dünya için yarattıkları sonsuz sorunlar ve sefaletin hiçbir zaman çözümü yoktur. Öte yandan İslam, insanlığı bir araya getirme yeteneğine sahip olduğunu göstermiştir. Kolektif sorunlarımızı insan doğasına uygun insanca ve adaletli bir şekilde çözebilir.

Batılı politikacılar ve medyanın bu suiistimali karşısında Müslüman erkek ve kadınlar, şuan sıradan insanların mustarip olduğu laik ideolojinin korkunç yüzünü ifşa etmeli ve bu değerler kümesinin neden insanlığa dayatıldığını öğrenme talebinde bulunmalıdır. Bu ideolojinin hiçbir fikri dayanağı yoktur ve arzulanmış da değildir. Aksine zorla insanlara dayatılmış ve daha sonra da sahip olduğumuzun en iyisi diyerek yalan yere insanlara pazarlanmıştır. Müslümanlar, insanı mutmain eden üstün bir entelektüel inanca ve yaşam sistemine sahiptir. Bu sistem, insanlara adalet dağıtır, zulüm ve yolsuzluğu kökten yok eder. İşte bu, dünyada Boris ve benzerlerinin örtbas etmek istediği gerçektir. Bu gerçeği herkesin duyabileceği şekilde paylaşmaları Müslümanlara farzdır.

وَلاَ تَهِنُوا وَلاَ تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُّؤْمِنِينَ “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.”^{[Ali İmran 139]}