Sunday Telegraph yazarı, konuşmasını nefret suçu olarak görüp görmediğini sormak için Müslüman orduları Filistin’i kurtarmaya çağıran bir Müslüman ile temasa geçti. Müslüman, sorusuna şu cevabı verdi: “Cihat, Nübüvvet metoduna dayalı İslami sistemin dış politikasıdır. Gazetenizin sık sık yanlış betimlediği gibi cihadın sivillere yönelik şiddetle bir ilgisi yoktur. Filistin’in yasadışı işgaline karşı çıkmak antisemitizm değildir, çünkü Siyonizm, sömürgeci bir projedir. Üstünlükçü amaçları için Yahudi halkını utanmazca kullanmaktadır. Birçok Yahudi, askeri işgal ve baskı ideolojisi olduğu için Siyonizm’e karşı çıkıyor.”

Bir sonraki makalesinde Edward Malnick, Filistin işgaline karşı çıkılmasını antisemitizm olarak etiketlenmenin meşruiyetini sorgulayan yanıtın bazı bölümlerini kasıtlı olarak sansürledi. Daily Telegraph, sudan bahanelerle önceki makaleleriyle İngiltere’de korku uyandırmaya çalıştı. Antisemitizmin Müslümanları Filistin’in işgaline ve Siyonist varlığın Filistinlilere uyguladığı şiddete karşı çıkmaya ittiğini söyledi.

Önceki hafta Bay Malnick, video hakkında görüşümüzü almak için Hizb-ut Tahrir / İngiltere ile temasa geçti:

“Hizb-ut Tahrir’in işgal altındaki Filistin ile ilgili tüm açıklamaları ve eylemleri bu bağlamda değerlendirilmelidir. Biz, Siyonist ideolojiye ve Filistin işgaline temelde karşıyız; inanç ve etnik köken olarak Yahudiler ile kendisini ‘Yahudi devleti’ olarak adlandıran Siyonist askeri işgal arasında ayrım yapıyoruz. Aslında Siyonist işgal, sömürgeciliktir ve ateşli Siyonistlerin çoğu Yahudi değildir. Britanya’da biz, Siyonist varlık terimini kullanıyoruz, çünkü kendisine verdiği ismi tanımıyoruz. Arap ve çoğu İslam ülkelerinde, parti ve ana akım medya da dâhil olmak üzere diğer insanların çoğu, Filistin’in işgalini Yahudi varlığı veya Yahudi devleti olarak adlandırıyor. Yahudi halkına atıfta bulunmak için kullanılan bu iki terimi, Filistin’in işgalini savunanların sahte iddialarına rağmen hiç kimse yanlış anlamıyor.

Farkındayız, samimiyetsiz insanlar, gerçek anlamları tamamen farklı olmasına rağmen seçici yorumları veya açıklamaları hatta gösterilere katılanların ifadelerini / pankartlarını bağlamından çıkarıp, kendi anlatıları ve gündemlerine uyacak şekilde eğip büküyorlar. Bu, her zamankinden daha belirgindir, antisemitizm ile ilgili endişeler olduğunu görüyoruz. Saldırganın eleştirilmemesini sağlamak için bazıları bu terimi ya da sömürge sistemine bir alternatif çağrısında bulunanları susturmak için “aşırılık” söylemini kullanıyor. Bugün Müslüman dünyasında söz konusu olan budur.”

Tüm konuşmalara ve sorularına verilen yanıtlara kolayca erişebilmesine rağmen yazar, defalarca ve kasıtlı olarak açıklamayı bağlamından kopardı ve yalnızca Filistinlilere yönelik şiddeti savunanların gündemine hizmet eden kırpıntılara makalesine taşıdı. Aşırılık yanlısı hayır kurumu olan Community Security Trust örgütünden alıntı yaptı. Oysa bu örgüt, Filistinlilerin uğradığı zulme ve katliamına yönelik eleştirileri susturma girişimleriyle ünlüdür.

Dünyanın işgal altındaki Filistin’de ırkçı bir dile, Filistinlileri yok etme çağrılarına tanık olduğu aynı hafta, bu tür “gazeteciler”, propagandaları arasında Apartheid işgaline veya buna karşı çıkan İslami seslere yer vermiyorlar.

Bu nedenle Bay Malnick’i “gazetecilik” bağlamından kasıtlı olarak kopardığını kamuoyuna açıklamaya davet ediyoruz. Yasadışı Filistin işgali ve Siyonist işgalcilerin Filistinlilere uyguladığı şiddet karşıtlarını susturmaya çalışıyor. Acaba bunu nefret suçu olarak görüyor mu? Kışkırtıcı sözleri, aslında İngiltere’deki Müslümanlara karşı bir nefret söyleminde bulunma anlamına gelmez mi?