حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR-BA-2023-MB-TR-13 |
H. 28 Cumâde’l Ûlâ 1445 M. Salı, 12 Aralık 2023 |
Dünyanın Mazlumlarına Destek Çağrısında Bulunmak Suç Değildir!
Daily Mail, 10 Aralık 2023 Pazar günü internet sitesinde “Hükümet, İsrail karşıtı bir miting sırasında cihat çağrısında bulunan aşırı İslamcı grup Hizb-ut Tahrir’i yasaklamayı düşünüyor.” başlığı altında bir rapor yayınladı. Raporda, “İçişleri Bakanı James Cleverly’nin, İngiltere’deki İslami grubu 17 yıldır ilk kez yasaklamayı düşündüğü” belirtildi. Ayrıca raporda “Yetkililerin Ekim ayında Mısır büyükelçiliği önünde yapılan protestolar ve Hizb-ut Tahrir liderlerinin İsrail’e karşı cihat çağrısı yapması nedeniyle kamuoyunda oluşan öfkeyi gördükten sonra böyle bir karar aldıkları anlaşılıyor.” ifadeleri yer aldı.
Hizb-ut Tahrir / Britanya hem Britanya hem de yurt dışında yayınlanan söz konusu gazete ve kamuoyu için aşağıdaki konuları açıklığa kavuşturmak istiyor:
1- Hizb-ut Tahrir, 1953 yılında Kudüs’te kuruldu. O zaman Kudüs, İngiliz mandası altında olan Ürdün’ün bir parçasıydı. O zaman bile Hizb-ut Tahrir, kuruluş için İngiliz devletinden izin almamış, aksine izin veya ruhsat almadan çalışmalarına başlamıştır. Hizbin daveti İslami bir davettir. İslami hayatı yeniden başlatma ve Allah’ın indirdikleriyle hükmetmek için İslam Devletini kurma çağrısıdır. Bu çağrının herhangi bir ülke veya kuruluştan izin veya ruhsat almasına gerek yoktur. İslam’ı kabul etmek ve daveti taşımak, resmi veya gayri resmi olsun hiç kimseden veya kuruluştan izin almayı gerektirmez.
2- Milyonlar gibi Hizb-ut Tahrir’in son aktiviteleri de cezalandırmayı gerektiren bir suç değildir! Hizb-ut Tahrir, düzenlediği aktivitelerinde Siyonist varlığın suçlarını ve işlediği soykırımı kınamıştır. Müslüman ve gayrimüslim tüm dünya halkları, sözde özgürlükler ve insan hakları sevdalısı hükümetler de dahil olmak üzere herkesin gözü önünde Siyonist varlığın iki ayı aşkın bir süredir işlediği korkunç suçları inkâr etmeli ve kınamalıdırlar. Suçu reddeden kişi suçtan beraat eder. Ancak mazlumların bedenlerini parçalayıp yere atan zalim işgalcilere karşı mazlumları savunmayan herkesi utanç sarmaya devam edecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَن قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَاءتْهُمْ رُسُلُنَا بِالبَيِّنَاتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم بَعْدَ ذَلِكَ فِي الأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ“İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları’na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.” [Maide 32]
3- Siyonist varlığın yanında yer alan, ona para ve silah yardımı yapan ülkeler de onun menfur suçlarına ortaktırlar. Bu utanç verici desteği bırakmalı ve Mübarek Toprak Filistin’deki mazlumların yanında yer almalıdırlar. Mazlumların evleri, okulları, hastaneleri yıkılmış, çocuk, kadın yaşlı demeden insan kıyımı yapılmış, taşlar ve ağaçlar bile bu kıyımdan nasibini almıştır. Fıtrata tutunanlardan hesap sormak yerine işgale karşı takındıkları çirkin tutumu tartışmak İçişleri Bakanı ve hükümetin görevi değil mi? İngiltere’nin 1917’de Balfour Deklarasyonu ile işlediği tarihi günahı telafi etmek ve özür dilemek için hükümetiyle görüşmek İçişleri Bakanı’nın görevidir.
4- Zulme uğrayan kardeşlerini savunan ve İslam’ı insanlık için bir umut ışığı haline getirmek üzere çalışan Hizb-ut Tahrir’in yasaklanması çağrısı, Batı’nın İslam dünyasındaki diktatör kukla ülkelerinin çaresizliğinin bir göstergesidir. Batının bu ajan ülkeleri, İslam’ın geri dönüşünü engellemek ve hakka daveti ortadan kaldırmak için vardırlar. Hizbe yapılan her türlü zulüm veya yasak, çalışmalarını engelleyemeyecektir. Aralarında Almanya ve Rusya’nın da bulunduğu otoriter rejimlere rağmen Hizb-ut Tahrir faaliyetlerine kesintisiz devam etmektedir.
5- İngiltere dahil Batılı hükümetlerin, sözde özgürlükler ve insan hakları iddialarının çifte standartta dayandığını biliyoruz. Kendi çıkarlarına hizmet ettiği zaman ancak ilkelerini savunurlar, çıkarlarına aykırı olduklarında ilkelerini görmezden gelirler. Mübarek Toprak Filistin’deki mazlumlara karşı devam etmekte olan soykırım ile ilgili duruşlarında da bu açıkça görülüyor.
6- Yüce değerlere sahip çıkan, insanlığına önem veren herkesi, İslam’ın büyüklüğünü öğrenmeye ve ona uymaya çağırıyoruz. İslam yüce ilahi değerlere sahiptir, güçlünün zayıfı yuttuğu toplumlardan insanlığı kurtaracaktır. İslam, siyah-beyaz ya da Arap-Arap olmayan ayrımı yapmaksızın tüm insanlar için adaleti savunur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ * قُلْ إِنَّمَا يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَهَلْ أَنتُم مُّسْلِمُونَ“Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik. De ki: Bana sadece, sizin ilâhınızın ancak bir tek Allah olduğu vahyedildi. Hâlâ Müslüman olmayacak mısınız?” [Enbiya 107-108]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |