حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BRu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201301 |
H. 23 Rabi-ul Evve 1436 M. Çarşamba, 14 Ocak 2015 |
Basın Açıklaması Hizb-ut Tahrir / Britanya, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e Yönelik Hakaret İçerikli Karikatürlerin Yayımlanmasını Şiddetle Kınar
Biz, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e saldırmak amacıyla Charlie Hebdo'nın hakaret içerikli karikatürlerinin yeniden yayımlama kararını nefretle kınıyoruz. Bu gelişme ile ilgili olarak Hizb-ut Tahrir / Britanya Medya Temsilcisi Taci Mustafa, şunları söyledi:
"Politikacıların ve medyanın toplu kıyamına maruz kalan azınlık topluluğu aşağılayan, hakaret eden karikatürlerin yeniden yayımlama kararı ilkeli bir duruş değildir. Normal zamanda avukatların dava açma korkusuyla yaşayan gazetelerin bir topluluğu hedef alması cesurca bir hareket değildir. İfade özgürlüğü, iktidarda olanları hesaba çekmek ve devletin aşırılıklarını önlemek amacıyla Batı toplumlarında kutsal bir yere sahiptir. Avrupa çapında artan İslam karşıtı ve aşırı sağcılık ile birlikte basının "hakaret özgürlüğü", azınlıklara zulüm yapmanın ve kabadayılık taslamanın bir aracı haline geldi. Bu tahrik edici toplu hareket, geçmişte zenci ve Yahudilere karşı yapıldı. Sömürgecilik döneminde de dünya çapında Müslümanlara karşı uygulandı ve hâlâ da uygulanıyor. Sanki yazım sanatı tekerrür ediyor. Başkalarına hakaret ederek sosyal açıdan uyumlu bir toplumun temellerini atacağını düşünenler, yanılgı içindedirler. Toplumun diğer üyelerine yönelik alay ve hakareti teşvik etmek, nefret, ayrımcılık ve güvensizliğe yol açar. Hakarete maruz kalanlar müsamahakâr olsa bile.
Güya özgürlükçü olduğunu iddia eden medya, ifade özgürlüğü adına Charlie Hebdo'nun zencilere yönelik ırkçı ve bağnaz karikatürlerini yeniden yayımlama cesaretini gösterebilir mi? Elbette her toplumda olduğu gibi İngiltere'de de "özgürlük" kısıtlamalarının olduğunu hatırlamakta fayda vardır. Ne yazık ki bu kısıtlamalar Müslümanlara uygulanıyor. Müslümanlar, Önleyici Strateji kapsamında Kanal Projesine maruz kalmadan siyasi ya da dini görüşlerini özgürce ifade edemiyorlar. İslam'ın eleştiri ya da tenkit ile hiçbir sorunu yoktur. Ama Âdem, Musa ve İsa Aleyhisselatu ve's Selam'a ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakaret edilmesi karşısında da asla sessiz kalmaz. Müslümanlar için bu bir kırmızı çizgidir. Belki bu ilkeli yaklaşım, Yahudilerin geçmişte neden Avrupa'dan kaçıp İslam dünyasına sığındıklarını da açıklayabilir. İngiltere siyasetindeki bu dönüm noktası, hükümetin Müslümanları değerlerinden vazgeçirme girişimlerinin başarısız olduğunun açık kanıtıdır. Entegrasyon, toplumsal uyum ve Önleme Stratejisi başarısız oldu ve olmaya da devam edecektir. Müslüman toplulukların temel inançlarına hakaret furyası başlatarak artık bu başarısızlıkların dibe vurduğu görülüyor. Günümüzde Müslüman topluluklar "İngiliz değerlerini" benimsemeye itiliyor. Bu bozuk değerler, zorbalık ve düşünceler Politize edilmeksizin azınlıklar tarafından kabul edilemeyecek değerlerdir. Bu nedenle Müslüman toplulukların onları reddetmesi şaşırtıcı değildir. Çünkü fikri içerikten yoksundurlar. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e yapılan saldırılar ne kadar büyük olursa, Müslüman topluluklar da onun onurunu korumak için o kadar çok çaba sarf edeceklerdir.
"Biz, pespaye hakaret, yalan ve yanlış anlatılar üzerinde bizimle elbette olgun ve dürüst fikri tartışma yapacak birilerinin çıkacağı günü merakla bekliyoruz."
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |