11 Nisan 2015 Cumartesi günkü Times gazetesi, Hizb-ut Tahrir'in Nusret Cephesi ile bir bağı olduğunu ve "Nusret Cephesi savaşçılarının yardımıyla Halep şehrinin Kuzeyinde sivil aktivistlere yönelik saldırı" başlattıklarını iddia etti.

Bu iddialar, tamamen doğru olmadığı gibi kesinlikle güvenilir ve kanıtlanmış delillere de dayalı değil.

Bu yalanları yayınlamadan önce Hizb-ut Tahrir / Britanya ve Merkezi Medya Bürosu, bu iddiaları ortaya atan The Times gazetesinden bir gazeteci ile irtibata geçtiler ve bu iddialar, güçlü bir şekilde reddedildi.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu, gazetecinin iddialarına ilişkin yaptığı açıklamada "Hizb-ut Tahrir'in 100 üyesinin aktivistlere saldırdığını iddia etmenin zerre kadar gerçeklik payı yoktur" ifadelerini kullandı. Açıklamada ayrıca "Hizb-ut Tahrir yalnız çalışır. Hiçbir grup veya devlet veya rejimle hiçbir şekilde bağlantısı olmadı olmaz da. Bu söylenenler, diğer herhangi bir grup için geçerli olduğu gibi Nusret Cephesi için de geçerlidir." denildi.

Hizb-ut Tahrir / Britanya Medya Temsilcisi Taci Mustafa da, gazeteciye şu şekilde yanıt verdi: "Bilindiği üzere Hizb-ut Tahrir bağımsız bir partidir. Hizbin, Nusret Cephesi ya da diğer herhangi bir grup ile hiçbir şekilde ilişkisi yoktur. Hizb-ut Tahrir, hiç bir şekilde şiddet ya da silahlı eylemlere bulaşmadı, bulaşmaz. Aksine fikri ve siyasi mücadele yaparak Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodunu takip eder. Hilafeti yeniden kurmak için Hizb-ut Tahrir'in 50 yıldır yaptığı siyasi mücadele herkesçe bilinmektedir. Hizb, Batı tarafından desteklenen diktatörler ve zorbalar eliyle karşılaştığı acımasız baskılara rağmen hedefine ulaşmak için asla silah kullanmadı. Özbekistan, Suriye ve Pakistan hapishanelerinde hâlâ siyasi tutuklularımız var. Askeri saldırılara veya Suriye'deki yıkıma katıldığımıza dair bize atfedilen iftiraları kabul etmiyoruz. Hizb, silahlı eylemlerden ziyade Suriye halkını Esed rejimine karşı durmaya davet eder."

Hiçbir inandırıcı kanıt olmamasına rağmen ve Hizb-ut Tahrir / Britanya Medya Temsilcisinin ve Merkezi Medya Bürosunun açık beyanatlarına rağmen gazete bu iddiaları yayımlamayı tercih etti. Bu makalenin yayınlanmasını yorumlayan Hizb-ut Tahrir / Britanya Medya Temsilcisi Taci Mustafa, "Asılsız, mesnetsiz, umutsuz ve sözde gazetecilik kisvesi altında uydurulan bu yalanlar, Hizb-ut Tahrir'in çalışmasını bilen herhangi bir kimseyi asla kandıramaz. 50 yıldır Hizb-ut Tahrir, zulüm ve diktatörlüğü sona erdirmek için İslam dünyasında siyasi mücadele yapmaktadır. Bu süre zarfında, üyelerimiz herhangi bir şiddet veya militarist eylemlere katılmadı. Aksine sabrettiler. Neoconların yaptığı gibi dünyayı yakıp yıkmak için şiddete başvurmadılar.

İslam dünyası genelinde otoriter rejimleri destekleyen tüm Batılı hükümetler yanı sıra Murdoch yardakçıları da Hilafete yönelik genel İslami istek ile şiddet ya da silahlı eylemler arasını karıştırmayı ne kadar çok arzuluyorlar. Murdoch'un sahip olduğu gazete, iğrenç saldırılar başlatmak yerine 1990'lardan beri Batılı savaşlarda katledilen 4 milyon Müslümanı dile getirmelidir." diye konuştu.