حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Danimarka
Medya Bürosu
No: ISu2013BAu20132011u2013MBu2013TRu20130001 |
H. 3 Safer 1432 M. Cuma, 07 Ocak 2011 |
Hizb-ut Tahrir / İskandinavya'dan, Radikal Vinstra Partisinin Adli İşlerinden Sorumlu Resmi Sözcü Luna Dobqueir'e Açık Bir Mektup
Size, Afganistan işgali meselesi hakkında önümüzdeki günlerde düzenlenecek olan formumuza verdiğiniz tepkinizde geçen suçlamalara ilişkin olarak bu açık mektupla sesleniyoruz. Bu suçlamaları çürütmeden önce keyfi şekilde bu tür ağır suçlamalarda bulunulmasının adli işler sorumluluğunu üstlenen sizin gibi bir şahsiyete yakışmadığına belirtmek isteriz.
Açık formumuzda İskandinav ülkelerinin işgale iştirak etmesi konusu ve bu bağlamda da bu hükümetlerin işgal altındaki halkların kendilerini savunmaya hakkı olduklarını destekleyen bakış açısına karşı suç işlemelerini ele alacağız. Siz, en küçük bir delil veya kanıt olmadan şu açıklamada bulunuyorsunuz: "Adalet bakanı, bu hususun anayasa ile çelişkisi boyutuna bir bakmalıdır. Doğrusu ben, Danimarka'da silahlı devrime teşvik eden bir hareketin bulunmasını çirkin, son derece rahatsız verici ve zararlı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu kişiler, burada Danimarka'da savaşmaya çağrıda bulunuyorlar. Onların hedefi işte budur. Ancak onlar, bunun Afganistan'da olması gerektiği sözünün arkasına gizleniyorlar."
Adli işler sözcüsü olan bir kimse, nasıl bu tür mesnetsiz ağır bir suçlamada bulunabilir?! Yasal olarak yasaklı olmayan bir hizbi ve onun tutumlarını demagojik tehditkar bir dille ve delilden yoksun suçlamalarla suçlamaya çalışırken sizin ve arkadaşlarınızın bayraktarlığını yaptığı bu adalet, nasıl bir adalet? Sizin partiniz, yargısal hakların hiçbir kimsenin kanıtsız olarak suçlanmamasını içeren en önemli temel haklardan biri olarak korunması için çalışmakta ve tavsiye etmektedir. Şimdi varit olan soru şudur: Bu saldırınızla Radikal Vinstra Partisi, bir kez daha temel ilkelerinden geri adım atmış olmuyor mu?
Ayrıca sizler Radikal Vinstra Partisi olarak programınızda, "Her türlü silahlı saldırının suç sayılması ve sorumluların uluslararası mahkeme önünde hukuken kovuşturulması için çalışacağınızı" iddia ediyorsunuz. Ama siz, Afganistan'a yönelik silahlı saldırının eleştirilmesini ele alacak bir forumun düzenlenmesine karşı çıkıyorsunuz? Allah aşkına bu karşı çıkışınızın sebebi, partinizin bu saldırıyı desteklemesi mi yoksa partinizin liderliğinin bu saldırı için ordu hazırlayan Amerika'yı dost edinmesi midir?
İşgale karşı tutumumuza ilişkin hususa gelince; siyasi görüşlerin hatta silahlı eğilimlere ve halkların kendilerini savunmaya hakkı olduğuna ilişkin görüşlerin bile siyasi bir hizbi silahlı bir devrime çağıran militarist bir hizbe dönüştürmesi imkansızdır. Örneğin işte sizin partiniz, 2008 yılı Afganistan'a ilişkin stratejisinde oradaki Danimarka'nın askeri katılımını arttırmaya çağrıda bulunduğu gibi uluslararası çalışmalara askeri olarak katılmaya çağrıda bulunan aktif bir dış politika oluşturulması önerisinde bulunmaktadır. Ayrıca bu örnekler, tarafsızlık ve silahlı eğilimlerle mücadele etmekle belirginleşen partinizin temel ilkelerinden geri adım attığınızın göstergesidir. O halde sorarız: Şimdi bu siyasi tutumlar partinizi, silahlı bir devrime çağıran militarist bir partiye dönüştürmüyor mu?
Ayrıca siz, Hizb-ut Tahrir'in Afganistan sözünün arkasına gizlendiğini iddia ediyorsunuz. Buna cevaben deriz ki: Hizb-ut Tahrir, hiçbir şeyden korkmaksızın tutumlarını açık ve net olarak herkese açıklamakla tanınır. Ayrıca hizbin gayesi ve metodu, belli olup herkes buna kolaylıkla vakıf olabilir. Zira Hizb-ut Tahrir, yarım asrı geçkindir vardır, kırkın üzerinde devlete yayılmıştır ve hiçbir gün hizbin çalışmasında fikri ve siyasi olmayan şeylere tevessül ettiği sabit olmamıştır. Bu durumu ispat eden birçok ciddi araştırma vardır. Nitekim Danimarka başsavcısının 2004 ila 2008 yılları arasında sunduğu ve "Hizb-ut Tahrir'in hedeflerinde, eylemlerinde ve faaliyetlerinde hukuk dışı bir şey bulunmadığı" sonucuna varan araştırma bunlardan biridir. İşte gerçek budur ki birtakım mesnetsiz suçlamalarla bunları gizlemek imkansızdır. Sizin ilkelerinizin tersine bizim gayemiz ve metodumuzun hevaya göre değişmesi kesinlikle imkansızdır.
Varit olan diğer bir soru ise şudur: Bu suçlamalarının arkasında gizli niyetler mi var? Siyasilerin işgali desteklemesini ele alacak açık bir forma karşı kindar bir kamuoyu oluşturmadaki çıkarınız nedir? Allah aşkına sizin ve Danimarka parlamentosundaki diğer partilerin bu savaşa destek vermesinin yol açtığı mustazaf Afgan halkının sıkıntıları hakkındaki serbest bir tartışmadan mı korkuyorsun? Yoksa siz ve partiniz, insanlar sizin Danimarka'yı nasıl bir vahşi savaşın içine attığınızı ve bu savaşın arkasındaki gerçek nedenleri gördüğünde popülaritenizin daha fazla düşmesinden mi korkuyorsunuz? Yoksa gizli amacınız, İslam karşıtı açıklamaları ve tutumları olan diğer partilere kaçmalarının sıkıntısını çekiyorken kaybettiğiniz oyları geri kazanma girişimi altında İslam'a kin beseleyen seçmen kitlesine yaranmak mıdır? Yada bu demagoji, parlamento seçimlerinin arifesinde olduğumuz bir sırada partinizi kurtarmaya dönük umutsuz bir girişim midir?
Mesajımızı, "çirkin, son derece rahatsız ve zarar verici bir husus" olarak tanımlıyorsunuz. Sormak gerekir: Acımasız işgali eleştirmenin ve işgal altındaki halkların kendilerini savunmaya hakkı olduğunu ortaya koymanın neresi çirkindir? Çirkin olan, savaşın Afgan halkına hizmet ettiğini, onları güvene ve özgürlüğe kavuşturacağını söyleyerek halkı aldatmak değil midir? Oysa gerçek bunun tam tersinedir! Çirkinliğin, rahatsızlık ve zarar vericiliğin, partinizin Afganistan ve başka yerlerdeki işgali ve silahlı saldırıları desteklemesinde yattığını görmez misin? Mustazaf Afgan halkı için rahatsızlık ve zarar verici çirkin olan husus bu değil midir? Ayrıca vebali siyasilere ait olan akıtılan kanları gizlemek için mesajımızı çarpıtmak, yakışıksız ve kabul edilemez bir iş değil midir?
Sizler, bir taraftan Hizb-ut Tahrir'i bir güvenlik tehdidi gibi göstermeye çalışırken diğer taraftan Afganistan'daki silahlı saldırıları meşru görerek asker ve teçhizatla buna iştirak ediyorsunuz. Şimdi güvenlik tehdidi teşkil eden kimdir? İşgal altındaki halkların kendilerini savunmaya hakları olduğunu söyleyen Hizb-ut Tahrir mi yoksa bu acımasız işgale, toplu katliama, saldırılara, işkenceye, bozuk siyasilerden, uyuşturucu lordlarından ve savaş ağalarından oluşan ajan hükümetlerin kurulmasına ve desteklenmesine iştirak eden siz siyasiler mi?
Son olarak şunu vurgularız ki dikkatleri mesajımızın içeriğinden başka bir yöne çekme girişimleriniz değerlerinizin temelini ifşa etmekte, siyasi ve fikrî meydan okuyuşumuza iftiralar atmak, sık sık kovuşturma ve engelleme tehdidinde bulunarak karşı koymaktan başka bir şey yapmaktan aciz olduğunuz sözümüzü doğrulamaktadır. Sizler bu davranışınızla "Afganistan'ın işgali yalan kanıtlar ve kof gerekçeler üzerine inşa edilmiştir ve delile karşı delille karşılık vermekten acizsiniz" sözümüzü kanıtlamaktasınız. İşte tüm bunlar, savaş karşıtlarının güçlenmesi ve insanlık dışı iğrenç dış politikanızı ifşa etmek için işgal hakkında dürüst bir tartışmanın yapılmasına şiddetle ihtiyaç olduğunu teyit etmektedir.
Şadi Farica
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Medya Temsilcisi
İskandinavya
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Danimarka Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+45) 50 59 90 66 www.hizb-ut-tahrir.dk |
E-Mail: info@hizb-ut-tahrir.dk |