İnanılmaz bir kahramanlıkla iki yaşlı Müslüman erkek, 10 Ağustos Cumartesi günü ibadet edenlere yönelik yeni bir kitlesel katliam girişimini engelledi. Bu kez katliam, Norveç’in Bærum şehrinde gerçekleşecekti. Hizb-ut Tahrir / İskandinavya olarak biz, şunları vurgulamak isteriz:

- Her şeyden önce biz, kutsal Arife gününde sergiledikleri onurlu kahramanca davranış nedeniyle bu iki yaşlı Müslümanı canı gönülden kutluyoruz. Umarız Allah, en kısa zamanda onlara şifa verir, mükâfatlandırır, dünyada ve ahirette makamlarını yüceltir.

- Bir kez daha bilinmeli ki Batılı hükümetlerin, siyasetçiler ve medyanın sürekli İslam karşıtı anlatıları, cami katliamlarına zemin hazırlıyor ve motivasyon sağlıyor. Batı ürünü aşırı sağ canavarı, bugün İskandinavya dâhil olmak üzere Batılı ülkelerdeki popülist hükümetlerin yaygın olarak kullandıkları nefret söyleminin, ayrımcılığın, baskıcı politikaların ve Müslümanlara karşı çıkarılan özel yasaların kaynağıdır. Müslümanları izlemek, kontrol etmek ve dizginlemek için kendi ilkelerini eğip büküyorlar.

- Bu nedenle yaydıkları ve normal gördükleri nefretten Batılı hükümetler ve medya sorumludur. Siyasi partiler, Müslüman göçmenleri “işgalci” olarak görüyor ve Avrupa nüfusunun “yer değiştirmesinin” kaynağı olarak lanse ediyorlar. Christchurch teröristi ve Norveçli haçlı Anders Breivik’i rol modeli olarak gören Batı ülkelerindeki bireyler ve gruplar, 18 yıllık İslam karşıtı politikanın ve medya propagandasının meyvesini devşiriyorlar. Öte yandan Batıdaki güvenlik birimleri, büyük ölçüde uluslararası ağlarını büyüten ve geliştiren aşırı sağ milislere göz yumuyorlar.

- Dahası terörist sağ kanadın nefret ve soğukkanlılığı, Batılı aktörlere göre bir anormallik değil. Batılı askerlerin örneğin Irak ve Afganistan’da sivillere yönelik işledikleri katliamlar ve şehirleri yerle yeksan etmeleri onların davranış ve eylemlerini yansıtıyor.

- Norveçli politikacıların, Norveç’teki korkunç suçlar karşısında sağır kesilmeleri oldukça dikkat çekici ve semptomatiktir. İfade edilmese de Müslümanlara yönelik nefretin somut göstergesidir.

- Avrupa tarihindeki faşist rejimler, hâlâ hafızalarda ve hatıralarda tazedir. Bu devletlerin politikalarında görülen sağcı popülizm, İslamofobi ve ırkçılık Batıda yaşanan ideolojik krizin güçlü bir ifadesidir.

- Bu yüzden bu ülkelerdeki Müslümanların maruz kaldığı yakın tehditlerden hem ahlaki hem de politik olarak Batı ülkeleri ve medyası sorumludur. Toplumlarını radikalleştirmeyi ve kutuplaştırmayı derhal bırakmalılar. Müslümanlara yönelik taciz ve suçların motivasyonu olan nefret söylemini kışkırtmaktan vazgeçmeliler.