Bugün 12 Mayıs 2016’da, altinget.dk sitesinde parlamentonun, bundan sonra Hizb-ut Tahrir’e belediye salonlarının kiraya verilmesini yasaklayan bir yasa çıkardığını okuduk. Danimarka Halk Partisi’nden Kopenhag Kültür Belediye Başkanı Christian Ebbesen, uzun bir süredir bu yönde çağrıda bulunuyordu.

Bu bağlamda bilgilendirmemiz gereken bir kaç nokta var.

Biz, tedirgin değiliz, ama sıradan vatandaşlar tedirgin olmalıdır. Parlamentonun bu girişimi, değer ve sistemleri fikren tartışmaktan kaçmak değil, aynı zamanda kaygan zeminde oynamaktır. 

Yeni yasada örnek olarak bizim adımız geçti. Muhtemelen bu, Danimarkalıları teskin etmeye yönelik bir hamledir. Zira İslamofobi histerisi, patlama noktasındadır. Yasak, sadece Hizb-ut Tahrir için geçerli değil, diğer tüm “anti-demokratik kuruluşları” da kapsıyor. Bu elastiki yasa, daha kimleri kapsayacak ileride belli olacak. Bugün Hizb-ut Tahrir, yarın bakalım kim. Büyük olasılıkla parlamentonun değer ve yargılarına katılmayanlar olacaktır.

Hadi bugün salonları kiralamak yasak, önümüzdeki sonbaharda da görüşler ve anti-demokratik açıklamalar yasak olacak. Bu şekilde devam edilirse de totaliter rejimlere doğru yol alınacak.

Sözde “Aşırılık”la mücadele yeni yasa paketi, kapsamlı, geniş, gerçek etkiden uzak, bundan ötürü semboliktir ve yasağın hiçbir istisnası yoktur diye birçok çevre tarafından eleştirildi.

Fikir teatisini yasa ve yasaklarla durduramazsınız. Danimarka hükümetinin esinlendiği totaliter rejimler, zorba ve baskıyla yapmaya çalıştılar, ama nafile.

Danimarkalı politikacılara yönelik mesajımız şudur ki: Korku ortamı yaratma ve boş söylemlerle insanları teskin etmeyi deneyebilirsiniz. Çünkü laiklik, demokrasi, kapitalizm ve Batı “özgürlük değerleri” gibi modern dogmalara entelektüel olarak meydan okumamız karşısında çaresizsiniz. İkiyüzlülük ve düşmanca politikanızı, İslam ile yüzleşmekten kaçınmanızı onurlu bir şekilde deşifre etmemizi durdurmaya çalışabilirsiniz. İstediğiniz olsa bile, insanların düşünmelerine engel olamazsınız.

Bu ümitsizce savaş, zayıflık ve ikiyüzlülüğünüzü perçinliyor, kendi “özgürlüklerinizi” dinamitliyor. Ne yaparsanız yapın biz, yorulmadan, usanmadan çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Demokrasinin yalanlarını ifşa ederken ve alternatif sunarken onu baltalıyorsunuz diyebilirsiniz. Kuşkusuz temel değerinize karşı en büyük tehdit, zayıflığınız ve İslam’a karşı olan kininizdir. Liberaller Partisi’nden Kültür Bakanı Bertel Haarder, Altinget.dk sitesine yaptığı açıklamada, hükümet “aptal yerine konulamaz” dedi. Bu yeni yasa ile sadece hükümet değil, demokrasi de hükümetin aptallığı sayesinde budala yerine konulacaktır.