حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Bürosu
No: DA-BA-2013-MT-TR-0012 |
H. 19 Zilka’de 1434 M. Çarşamba, 25 Eylül 2013 |
Basın Açıklaması Westgate Saldırısından Alınması Gereken İbret Nedir?
Nairobi'deki Westgate Mall saldırısı, onlarca insanın ölümüne yüzlerce insanın da yaralanmasına, sevdiklerini kaybeden insanların yas tutmasına neden oldu. Bu olayın ardından Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika ve ideolojisi İslam olan siyasi bir parti olarak, şoktayız, olaydan dolayı üzüntülüyüz. Bu yüzden aşağıdaki hususlara dikkat çekmek istiyoruz:
Birincisi: Saldırı açıkça Kenya'da bir güvenlik eksikliğinin olduğunu ortaya koydu. Saldırıdan önce de Mandear, Bungoma ve Garissa gibi çeşitli bölgelerde vatandaşların öldürüldüklerine şahit olduk. Ayrıca Kenya'nın büyük şehirlerinde yaşayanlar, suçlular tarafından her gün tacize maruz kalmaları alışıla gelmiş bir olaydır. Kuşkusuz bu, güvenlik teşkilatının halkı korumada başarısız olduğunun bir kanıtıdır. Çoğu insan hükümetin, ülkenin güvenliğini sağlamak için Somali'ye Linda Nchi operasyonu bağlamında asker gönderme adımının doğru olup olmadığını sorguluyor? Eğer doğruysa, bu saldırılar neden oluyor? Şüphesiz Hizb, hükümet tarafından atılan bu adımların batılı hükümetlerin, özellikle İngiltere ve Amerika'nın siyasi baskısı altında atıldığını çok iyi biliyor. Bu adım, Somali'ye ajanlarını yerleştirerek kaynaklarını yağmalamak ve her türlü şeytanlığı artırmak için atılmış bir adımdır.
İkincisi: Büyük medya kuruluşları, olayın seyrini değiştirdiler. Örneğin ilk önce saldırının gangsterler tarafından yapıldığını bildirdiler. Ancak bir kaç saat sonra el- Cezire televizyonu olayı eş-Şebab örgütünün üstlendiğini duyurunca, hikâye bir anda terör saldırısına dönüşüverdi. Bu olay, açıkça büyük medya kuruluşlarının Batılılar tarafından kontrol edildiğini, bu kuruluşları İslam'ı lekelemek ve Müslümanlar ile gayri Müslimler arasında nefret oluşturmak için kullandığını gösterdi. Ülkeyi dinsel şiddet döngüsüne atmak kolay olduğu gibi bir o kadar da tehlikelidir. Bazı Müslümanlar tarafından işlenen cinayetlere terörizm denildi. Ancak gayrimüslimler tarafından işlenenler ne dinle ne de terörizmle ilişkilendirilmedi. Bu bize Baragoi'da 42 polis memurunun öldürüldüğü 2012 Temmuz ayındaki saldırıyı hatırlatıyor. Bu saldırı, basın tarafından hiç bir zaman teröre nispet edilmedi ya da saldırganların kaderi hakkında bizlere bilgi verilmedi. Hizb, tüm terör ve haydutluk eylemlerinin İslam'a karşı olduğunu vurgular. Ancak Batı terörizme kendilerine uygun özel bir anlam verdi. Kapitalistlerin çıkarlarına karşı olan herkes, terörist olarak damgalandı. İngiltere'nin Mau Mau savaşçılarını, İngiliz sömürgeciliğin adaletsizliklerine karşı oldukları için teröristler olarak damgalaması bunun bir kanıtıdır. İslam, kapitalist ideoloji ile çatışan bir ideolojidir. Bundan dolayı onların şeytani ideolojilerinin adaletsizliklerine, yolsuzluklarına konuşarak bile olsa karşı çıkan tüm Müslümanlar terörist olarak damgalandı.
Üçüncüsü: Bu saldırı, Batılı liderlerin yalanlarını ortaya çıkardı. Elleri Irak, Pakistan, Yemen gibi ülkelerde milyonlarca masum kadın ve çocuğun kanıyla kirlemişken bugün kadın ve çocukların ölümüne sahte timsah gözyaşları dökmelerini ne kadar inandırıcıdır. Bu liderler, Müslüman ülkelerdeki uşaklarının halka karşı kimyasal silah kullanmalarına izin veren ve bizzat onları yetkilendiren kişilerdir. Kuklaları Beşşar Esed rejimi tarafından kullanılan kimyasal silahlar, ya bu devletlerin yeşil ışık yakmalarıyla ya da sessiz kalmalarıyla cereyan ettiğini bilmeyen yoktur. Bu liderlerin başka bir ikiyüzlülükleri ise, Kenyalılar yaralılar için kan bağışlamak amacıyla çeşitli kan merkezlerinde toplanırlarken, bu liderler kendi vatandaşlarına kalabalık bölgelerden kaçınmalarına ve güvenlik gerekçesiyle evlerini terk etmemelerine çağırıyorlardı. Kenya vatandaşlarının güvenliğinden değil de kendi vatandaşlarının güvenliğinden endişe ediyorlardı. Ayrıca vatandaşlarını güvenlik aksaklıklarına binaen Kenya'ya seyahat etmemeye yönelik uyarıyorlardı. Buna karşılık sürekli Kenya kaynaklarını yağmalayan çokuluslu şirketlere hiç bir seyahat uyarısında bulunmuyorlardı. Sonuç olarak Hizb, terörizmin Batı tarafından Kenya gibi Afrika ülkelerine girip kaynaklarını yağmalamak amacıyla kullanılan bir günah keçisi olduğunu ifade eder. Kapitalist ideoloji, tüm dünyaya barış ve güvenlik getirme konusunda başarısızdır. İnsanlar arasında particilik, dinsel ve aşiretler temeline göre bir ayırım yapan bu ideoloji, şuan dünyanın da tanık olduğu gibi dünya barışını istikrarsızlaştırmasını sürdürecektir. Terörizmle savaşın temel amacı, bir ideoloji olarak İslam'ın dünya liderliğine yükselişini durdurmaktır. İslam, bir yaşam biçimi ve tüm insanlığın sorunlarına çözüm ortaya koyan bir dindir. 13 asır boyunca İslam, dünyanın yarısına hükmetti, barış ve güvenlik yaydı. Din, ırk, kabile ya da konumuna bakmaksızın toplumu bütünleştirdi.
Şaban Muallim
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Temsilcisi
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Doğu Afrika Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: Mob: +254(0737)606667 / +254(0717)606667 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: abuhusna84@yahoo.com |