Sekiz ay önce hükümetin sistemi yozlaşmaya başladığından bu yana, halk tarafından sonsuz grev ve gösterilere yol açan pek çok soruna tanık olduk. En son kargaşa, büyük şehirlere sıçradı. Bu sayede satıcılar ve işadamları, yerel yönetimler tarafından hayvanlar ve kümes hayvanları dâhil tüm mal ve hizmetlere vergi konulmasına karşı çıktılar. Bazı illerde morglardaki ölüleri bile görmek için vergi ödemek zorunda kalınacağı bildiriliyor. Politikacılar, yozlaşmış sistemi savunmakta güçlük çekiyorlar. Bazıları, görülen sorunların sistemin yetersiz ve eksikliğinden kaynaklandığını söylüyorlar. Bazıları ise ulusal hükümeti yeni sistemin istikrarını bozmakla suçluyorlar. Diğerleri ise çok erken olduğunu ve başarılı olmak için yeterli zamanın gerektiğini ifade ediyorlar.

İslami parti olarak Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika, mevcut durumun doğuşuna neden olan meselelerin şunlar olduğunu vurgulamak ister:

Birincisi: Bu kötü durumun, Kenyalıların işlerini yürüten iyi bir sistem eksikliğinden kaynaklandığı açıktır. Halkın karşılaştığı sorunlar, yozlaşmış sistem tarafından tedavi edilmek yerine yaraya tuz basıldığının kanıtıdır. Soruyoruz, sistem daha ne zamana kadar halkın işlerini deneme yanılma yoluyla güdecek?

İkincisi: Halka büyük vergiler koymak, karşı çıkılması gereken bir zulüm ve sömürü eylemidir. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır ki vergiler, Kenya da dâhil kapitalist sistemi uygulayan hükümetlerin en önemli gelir kaynağıdır. Vergiler, kapitalist hükümetlerin gelirlerinin %90'ını oluştururlar. Bu nedenle halkı sömürmek için yerel yönetimler tarafından vergi konulması şaşırtıcı değildir. Kenya toplumu, sömürü ve baskı sistemi olan kapitalist ideoloji tarafından yönetilmektedir. Şu bir gerçek ki kapitalist hükümetlerde yöneticilerin ceplerine giren paralar, vergi yoluyla halktan alınır.

Üçüncüsü: Anayasa değişikliği ve yeni yönetim mekanizmaları oluşturmak gibi sloganlar, kapitalizme zaman kazandırmak, ömrünü uzatmak ve insanların işlerini gütmedeki başarısızlığını örtmekten başka bir şey değildir. Bu sistemin başarısızlığına, Amerika ve İngiltere gibi büyük kapitalist ülkelerde bile tanık olunmaktadır. Onlar da zor yaşam koşulları hakkında şikâyet eden halk tarafından gösteriler ve şiddete tanık olmaktadırlar.

Son olarak bu duruma çözümünü kapitalizmde aramak yanlıştır. Aksine başka bir ideoloji de aranmalıdır. Tabii ki o da İslam'dır. Hizb-ut Tahrir olarak biz, İslam'ın Hilâfet Devleti tarafından uygulanan en iyi ekonomik sisteme sahip olduğunu söylüyoruz. İslam'ın ekonomik sistemi, kaynakların bütün tebaaya dağılım temeline dayalıdır. Böylece kaynaklar, bir kaç elitin kontrolü altında olmazlar. Hilâfet Devleti altında tebaa, tüm kaynaklardan yararlanır. İslami ekonomik sistemde kamu mülkiyetini özelleştirme politikaları yoktur. Bunlar ise Hilafet Devletine vergi koymadan tebaanın işlerini gütme olanağı verir. Beytülmalde gıda gibi tebaanın temel ihtiyaçlarına karşılayacak yeterlilik söz konusu olmaması durumunda, sadece zenginlere vergi konulur. Bu nedenle Kenya toplumunu uykusundan uyanmaya ve Hilâfet Devleti altında sorunlarını çözmek için sistem olarak İslam'ı incelemeye çağırıyoruz.

Şaban Muallim
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Temsilcisi