Ruhsal sorunlar olan ve dört kız babası 42 yaşındaki kardeşimiz Hemed Salim'in son görülmesinin üzerinden iki hafta geçti. Musa Mescidi içinde işlenen cinayetler sırasında 2 Şubat 2014 Pazar günü polis tarafından tutuklandıktan sonra Hemed'in kederli ailesi hastane hastane, karakol karakol dolaştı. Ancak şuana kadar onun akıbeti hakkında hiç bir bilgi ve belgeye ulaşamadı. Polis, mahkeme önünde Hemed'in nerede olduğunu açıklayamadı. Bu da başka bir talihsiz konudur. Daha da ilginç olanı, polisin utanmadan Hemed'in gözaltında iken kaçtığı yönündeki iddialarıdır.

Hemed'in bu sancılı durumu, Kenya polisinin açı gerçeğini ve halkın güvenliğini sağlama konusunda nasıl bir sorumluluk üstlendiğini ortaya koymaktadır. Tüm bunlar polis departmanında reform yapılıyor ve şimdi kıdemli polis memurlarının güvenliği artırılıyor bahanesi altında olabiliyor. İnsan haklarını garanti altına alıyor iddiasıyla lanse edilen yeni anayasa beklendiği gibi çöp kutusuna atılan başka bir kâğıt parçası haline dönüşmüştür. Gerçek şu ki tüm bunlar, kapitalist hükümetlerin sürekli halka karşı güç ve şiddet kullanmaları için polis güçlerine verdikleri talimatları sona erdirmeyecektir. Bu kapitalist hükümetler halka karşı şiddeti emrederken, Suriye'de olduğu gibi vatandaşların kanını akıtan şeytani yöneticileri de kalkan oluyorlar. Unutulmamalıdır ki Bağımsız Polislik Gözetim Kurumu (IPOA) tarafından geçen yıl yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuca göre Kenyalıların çoğu zulüm ve polis tarafından yapılan işkenceden korkuyor.
Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika olarak biz, bazılarının ülke dışında haklarında soruşturmadan dolayı düşmana teslim edilmeleri, bazılarının da çirkince öldürülmeleri dâhil bu olayı, Müslümanlara karşı işlenen zulüm olaylarının bir parçası olarak görüyoruz. Elbette dünya çapında Müslümanlar, polis güçleri tarafından vahşet ve kötülüğe karşı büyük bir korku içinde yaşıyorlar. Hemed'in çektiği sıkıntılar, Kenya polisinin sözde köktendinciler ile mücadele kisvesi altında Müslüman gençlerin geleceğini tehlikeye atmalarına yeterli bir kanıttır. Ayrıca zenginlerin, uyuşturucu ile Kenya'daki gençlerimizi öldürdüklerini de unutmamamız gerekir

Sonuç olarak bu üzücü durum, ideoloji olarak İslam'a çağrı çalışmalarımızda bizi daha da çok motive etmelidir. Ancak Hilâfet Devleti kurarak hayatımızı İslam'a göre düzenleyebiliriz. Müslüman ya da gayri Müslim olsun tüm vatandaşlar, mülkiyet ve onurları dâhil bütün hakları korunarak Hilafet Devletinde barış içinde yaşayacaklardır. Hilâfet Devletinde polis, halkın güvenliğini sağlamak için en önlerde olacaktır. Bugün mevcut polis gibi kaosa neden olmayacaktır.

Şaban Muallim
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Temsilcisi