Bir kez daha anti-terör birimi, Müslümanlara karşı aşırı şiddet kullandıkları için eleştirilip kınandılar. 18 Ağustos 2014 Pazartesi günü insan hakları örgütleri, cinayet, adam kaçırma ve çok sayıda terör zanlılarının kaybolmasını eleştiren bir rapor yayınladılar. Örgütün yardımcı Komiseri Bayan Leslie Lefkow "Anti-terör birimi, masum insanları öldürüyor. Bazıları da üst düzey hükümet yetkilileri, elçilik ve hatta BM yetkililerin gözleri önünde kaçırılıyor..." dedi. Bu raporun ardından Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika aydınlatmak için aşağıdaki hususlara vurgu yapmak ister:

Bu haber, burada ve Kenya'daki Müslümanlar topluluğuna garip değildir. 2003 yılında ATPU adında bir oluşum, formüle edilip kurulduktan sonra insanlıktan nasibini almayan bu birim, güpegündüz menfur cinayetler işlemeyi kendisine adet edindi! Bu ayın başında Cuma namazından sonra Mombasa Majengo'da ikamet eden Süleyman Swaleh Salim'in gün ışığında yüzsüzce tutuklanması, bu birimin zulümlerinin tipik bir örneğidir. Bugüne kadar ailesi onun nerede olduğunu bilmiyor. Günahsız kadınlar dul, çocuklar yetim, evler de genç erkeklerden yoksun bırakıldı! Ne yazık ki ATPU birimi eleştirilip kınandığında, ajite oluyor ve böylece daha fazla günah işlemeye teşvik ediliyor. Bu cinayetler, Kenyalı Müslümanların maruz kaldığı baskının sadece bir parçası ve buzdağının bir yönüdür.

Bu zulümler, yalnızca ATPU birimi tarafından işlenmiyor, aksine diğer polis kuvvetleri de aynı zulme karışmış durumdalar. Örneğin, Eastleigh Nairobi'de GSÜ personeli, Somali kökenli Müslümanların evlerine baskın düzenleyerek onları dövüp terörize ettiler. Daha sonra da onları Kasarani cezaevinin en soğuk yerine attılar. Bu vahşet, bu yıl Nisan ayında sözde Usalama Watch Operasyonu bahane edilerek bu ad altında yapıldı. ATPU birimi, tüm bu iğrenç ve hayvani vahşeti, tüm dünyada Müslümanları linç etme gibi kötü geçmişe sahip olan Amerika'nın gözetimi ve koruması altında işledi. Terörizmle mücadele bahanesiyle çeşitli kuvvetleri eğiten Amerika, bir adım daha ileri giderek terörizmle mücadele etmek için ülkeleri ve güvenlik kuruluşlarını sponsor eder oldu. Adalet Girişimi Açık Toplumu ve Müslümanlar İçin İnsan Hakları örgütü tarafından hazırlanan rapora göre ATPU birimi bir yıl içinde kuruldu. Amerika tarafından 10 milyon dolarlık bir miktar teklif edildi. Bugüne kadar hâlâ kesinlikle Amerika'nın sponsorluğunda devam ediyor.

Sonuç olarak Müslümanlara karşı işlenen bütün bu kötülüklerin dünya çapında Müslümanların maruz kaldığı gerçek vahşetin sadece bir parçası olduğunu Müslümanlara hatırlatmak isteriz. Şüphesiz ki eğer biz, devam eden savaşta öldürülen masum Müslümanlara ilişkin bir rapor hazırlamak isteseydik, kesinlikle uzun bir zaman alır ve ciltler dolusu hacim kaplardı.

Bu savaşın dünyayı yönetmek için İslam'a karşı yöneltilen sinsi bir kampanyanın bir parçası olduğunu anlamak oldukça önemlidir. Çünkü bu savaş, entelektüel ve fiili olarak dünyayı sömürmesi için Amerika'ya olanak sunmaktadır. En önemlisi, Müslümanların bu savaşta gerçek hedef olduğunu anlamak çok önemlidir. Çünkü onlar, tüm dünyayı yönetebilecek ve Amerika'nın önderlik ettiği sömürgeci kapitalist ideolojiyi kökünden kazıyabilecek temiz bir ideolojiye sahiptirler. Ayrıca bu tür aşağılayıcı olaylar ve uygulamalar ile karşılaşıldığı zaman sesimizi avazımız çıktığı kadar yükseltmek de önemlidir. Bunun yanında insanın tüm hayatını Hilafet önderliğinde gütmek amacıyla yorulmadan, usanmadan ideolojimizi tüm hayata hâkim kılmak için de çalışmalıyız. Çünkü Hilafet, zalimlerin zulmünü durduracak ve tüm canlılara adalet dağıtacaktır.