حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Bürosu
No: DAu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201320 |
H. 26 Şevvâl 1435 M. Cuma, 22 Ağustos 2014 |
Basın Açıklaması Terör Sanıklarının Uğradığı Kötü Muamele, Vahşet ve İşkence, İslami İnançları Nedeniyledir
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلاَّ أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
"Onlardan, sırf Aziz ve Hamid olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldılar." [Buruc 8]
Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika, sözde terör sorunu çerçevesinde din âlimleri, öğretmenler ve diğer İslamcı aktivistler başta olmak üzere Müslüman kardeşlerimize karşı uygulanan her türlü işkence, insanlık dışı muamele, hakaret ve aşağılama yöntemlerini esefle ve güçlü ifadelerle kınar. Son zamanlarda sanıklar, Dar es Selam mahkemesi önünde açıkça işkence ve kötü muamele gördüklerini dile getirdiler. Bu bağlamda bazı gazeteler de bu konuyu gündeme taşıdılar.
Hizb-ut Tahrir olarak biz, açıkça ve dobra dobra şunu vurgulamak isteriz ki, Tanzanya ve yeryüzünün her yerinde Müslüman kardeşlerimizin maruz kaldığı işkence, insanlık dışı muamele, baskı ve her türlü aşağılama girişimleri, sadece Müslüman oldukları içindir. Çünkü aslında sözde terörizm yasası, Müslümanlara baskı yapmak ve onları boyun eğdirmek amacıyla Amerika tarafından zorla tüm dünyaya empoze edildi. Bu vesileyle Hizb-ut Tahrir, cesaretle ve açıkça şunu sormak ister ki polis tarafından sorguya çekilip sık sık demir parmaklıklar arkasına atılan pederler ve Mtikila da dâhil olmak üzere kilise liderleri, Müslümanlar kardeşimize kıyasen neden bir gün bile işkence ve kötü muameleye maruz kalmıyorlar?
Dönüyor ve tekrar diyoruz ki, Amerika'nın talimatları ile özel güvenlik güçlerinin elleriyle Tanzanya'da Müslümanların vicdansızca uğradığı zulüm, vahşet ve kötü muamele, ne ilk ne de sondur. Guantanamo, Bagram ve Ebu Garip gibi dünyanın her yerinde esir kamplarında bu tür olaylara rastlamak mümkündür. Müslümanların mahkeme huzurunda dile getirdikleri işkence, Arusha, Mwanza, Kenya ve diğer yerlerde yanlışlıkla suçlanan Müslüman kardeşlerimizin karşılaştıklarına kıyasla buz dağının sadece bir yüzüdür. Bu işkenceler, Amerika'nın gözetimi altında gaddarlıklarından dolayı kamuoyu önünde şiddetle eleştirilen ve suçlanan anti-terör timleri olarak bilinen Özel Kuvvetler tarafından yürütülmektedir. Nitekim bir İnsan Hakları Örgütü, 18 Ağustos 2014 tarihinde Kenya'da ATPU hakkında bir rapor yayınladı. Bu rapora şu adresten ulaşılabilir.
http://www.hizb-ut-tahrir.info/info/index.php/contents/entry_38966
Bu ve benzeri diğer eylemler, kapitalist ideolojinin dayandığı temelin zayıflığının apaçık kanıtıdır. Bunun için şunu söyleyebiliriz:
Birincisi: Bu birimler, altyapı eksikliğinden dolayı delil ve kanıt toplamak için ağır işkenceye güveniyorlar. Tabii ortada bir altyapı varsa.
İkincisi: Güçlü delil ve kanıt eksikliğinden dolayı açıkça ilgili birimler, şüphelilere yönelik nefret ve öfkeyi dışa vuruyorlar. Çünkü onlar, masum sanıklar hakkında devam eden hiçbir davanın olmadığından emindirler.
Üçüncüsü: Efendileri Amerika'nın çocuksu hayalleri ve rüyalarının, Müslümanları işkenceye maruz bırakan kâfir sömürgeci ideolojinin, doğru ideolojiyi yayma konusunda Müslümanların kararlılığını zayıflatacağı ve onları korkutacağını sanıyorlar. Hâlbuki Amerika ve onun anti-terör olarak bilinen katil kadroları, cehalet uykusu içindeler. İslam tarihinin ve hakikatinin bilincinde değiller. İşte bugün İslam ve Müslümanlar, İmamları ve Hilafetleri hayatta olmadığı halde onca çaresizliklerine rağmen Allah'ın izniyle hâlâ dimdik ayaktalar. Yıllardır küfür ve dalâlet güçleri ile mücadele ediyorlar.
Dördüncü: Kapitalist ideoloji, hem entelektüel hem de olgusal olarak kendi ideolojisini korumaktan acizdir. Bu yüzden Müslümanlara işkence etmekten başka çareleri yoktur. Bu nedenle kapitalizm, ne ideolojik ne de entelektüel olarak kendini savunamaz ve asla savunamayacaktır, yok olmaya mahkûmdur. Allah'ın izniyle en kısa zamanda tarihin çöp kutusuna atılacaktır. Çünkü insanlığa zillet ve boyunduruk dışında hiç bir yarar sağlamadı. Aksine insanlığı sefalet ve mutsuzluğa sürükledi.
Kapitalizm, demokrasi iddiasına rağmen siyaseten başarısızdır. Çünkü demokrasi, aslında hile ve aldatmaya dayalı bir sistemdir. Kendi halkına karşı büyük kapitalistler ve yozlaşmış politikacılar ile ittifaka giren zalimlere hizmet vermektedir. Halkın çıkarlarına hizmet eden yeni bir anayasa koymak için çalıştıklarını iddia ederler. Ama ceplerinde saklı ve gizli başka bir anayasaları vardır. Kapitalizm, ekonomik anlamda da başarısızdır. Çünkü insanlar arasında yoksulluk sorununu daha da artıran sonsuz ve rastgele vergiler koymaktadır. Diğer yandan kapitalist şirketler, hilekâr sözleşmeler aracılığıyla hem de kapitalist politikacıların duaları eşliğinde kaynakları aşırmaktadır. Kapitalizm, sosyal açıdan da başarısızdır. Çünkü özgürlüklere ilişkin pis kavramlar, alkol bağımlılığı, kadın erkek karışımı, ensest ve zina gibi her türlü kötü alışkanlıklara olanak tanıyor. İğrenç homoseksüellik ve lezbiyenlik fiillerinin savunulmasıyla toplum çöküyor, uçuruma yuvarlanıyor. Bu insanlık dışı muameleler ve masum Müslümanları aşağılama, kendi anayasal düzenlerinin, hatta hukuk ve yargı kurumlarının başarısızlığının açık bir göstergesidir. Kendi kanlı elleri ile oluşturdukları aynı yasayı koruyamamaları çok büyük bir utançtır! Binaenaleyh gözyaşları dışında bu ideolojiden beklenen faydalı hiç bir şey yoktur!
Tüm bunlardan sonra Hizb-ut Tahrir, bütün Müslümanlara hedefini gerçekleştirmek için şiddete başvurmayan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in dosdoğru metoduna sarılarak korkmadan ideolojilerini yaymaya devam etmeleri gerektiğini vurgulamak ister. Müslümanlara yapılan zulüm ve baskıyı eleştirmek de unutulmamalıdır. Daha da önemlisi, tüm kâfir kapitalist politikalar yanı sıra anayasa ve seçimlerden de uzak durmalıdırlar. Çünkü Müslümanlara zarar veren hükümetler kurmak İslam'a göre haramdır.
Biz, gerçekten yaşadıkları hayvani muameleden dolayı kardeşlerimizi teselli etmek istiyoruz. Aynı zamanda biz, tüm Müslümanları İslam Devleti gölgesi altında yakında ümmete zaferin geleceğini müjdelemek isteriz. Raşidi Hilafet Devleti, zorbalar tarafından Müslümanlara karşı işlenen en küçük zulmü bile unutmayacak, aksine onlara haddini bildirecektir. Eğer zalimler Hilafet Devleti kurulmadan önce ölürlerse, hiç bir şeyi unutmayan ve zalimlerin yaptıklarından haberdar olan Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın gazabından ve ebedi cezasından asla kurtulamayacaklardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ
"Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." [İbrahim 42]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Doğu Afrika Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: Mob: +254(0737)606667 / +254(0717)606667 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: abuhusna84@yahoo.com |