Yeni güvenlik yasa tasarısına karşı güçlü muhalefete rağmen Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Muigai Kenyatta sonunda yasayı imzaladı. Bunun sonucu olarak Hizb ut Tahrir / Doğu Afrika aşağıdaki hususlara vurgu yapmak ister:

Hızlı ve zorla yeni güvenlik yasa tasarısını imzalamak, açıkça hükümetin kötü niyetli hedeflerini ortaya çıkarır. İlgili güvenlik güçlerinin masum vatandaşlara özellikle Müslümanlara yönelik zulüm ve baskının devamı yönündeki amacını ifşa eder. Terörle mücadele bahanesi altında bu gaddar yasa tasarısının asıl hedefinin Müslümanlar olduğu konusunda hiçbir şüphe yoktur. Deriz ki bu yasa, onaylanmadan önceki zulmün devamı niteliğindedir. Müslüman topluluklar, terörle mücadele kisvesi altında güvenlik kurumları tarafından kardeşlerine yönelik vahşi katliamlara tanık oldular.

Bu yeni güvenlik yasa tasarısı, terörle savaş olgusunda yeni bir safhaya geçildiğini gösteriyor. Güvenlik güçleri tarafından işlenen vahşetin yayınlanmasına yasak konularak medya susturulmak isteniyor! Ne hazindir ki güvenlik kuruluşlarının bu vahşete karıştıklarını gösteren onca delillere rağmen hükümet, ilgili kuruluşların bu vahşete ortak oldukları iddialarını reddediyor.

Bu yasa, medyanın bilgi ve ifade özgürlüğü de dâhil olmak üzere özgürlüğü korumak gibi demokratik sloganların sahtekârlığını açığa çıkarır. Demokrat politikacılar, demokrasi ve demokratik yasaları korumak için yemin ettikleri halde bütün bu ve diğer pek çok olaylar olabiliyor. Anayasaya aykırı olan şeyler, asla kabul edilemez diye ileri sürdükleri iddialarını kendileri bir kenara atıyor ya da görmezden geliyorlar. En son yayınlanan işkence raporu, dünya çapında insan hakları savunucusu olmakla övünen Amerika'nın, CIA aracılığıyla terör zanlılarına gaddarca ve acımasızca işkence yaptığını gösterdi. Kısacası kapitalist ideoloji, sadece illüzyon ve safsatadan ibarettir, kapitalistlerin kendileri bile ona güvenmiyorlar.

Güvenlik, herhangi bir yasa çıkarılmadan da sağlanabilir. Dahası güvenliği ihlal eden kendileridir. Biz burada tekrar tekrar yineliyoruz ki kapitalist demokrasinin boyunduruğu altında güvenlik kurumları, her zaman politikacılar tarafından vatandaşları değil, kendi bencil çıkarlarını korumak için kullanılır. Bu yüzden sık sık uyuşturucu baronlarının, uyuşturucu konusunda güvenlik kurumları ile işbirliği yaptıklarını görüyoruz.

Son olarak biz, gelişmekte olan herhangi bir ülke tarafından terörizmle mücadele için çıkarılan yasaların, Batı rejimlerinin baskısı sonucu olduğuna inanıyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi Batı rejimleri, hem entelektüel hem de ideolojik olarak İslam ile mücadelede başarısız oldular. Bu yüzden İslam'a davet eden, adaleti yaymak, haksızlık ve zulmü ortadan kaldırmak için yakında adil ve dürüst bir Hilafet Devleti kuracak olan Müslümanlara karşı akla hayale gelmeyen zulüm ve işkence yollarına başvurdular.