Hoş geldin Ey Ramazan! Hicri 1435 yılının Ramazan ayı, birkaç gün sonra gelecek. Ramazan ayı, iyilik ve bereket ayıdır, bir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Ramazan, gündüzleri orucu farz, geceleri de ibadeti nafile olan bir aydır. Kim Ramazan ayında bir farz yaparsa, diğer aylarda yetmiş farz yapmış gibi olur. Kim de bu ayda nafile bir ibadet yaparsa, diğer aylarda bir farz yapmış gibi olur.

Allah Subhânehu ve Teâlâ bu ayın başını rahmet, ortasını mağfiret ve sonunu da cehennem ateşinden kurtuluş kıldı. Her kim iman ederek ve Allah'tan sevabını umarak oruç tutarsa, Allah Subhânehu ve Teâlâ, onun günahlarını affeder ve onu cehennem ateşinden kurtarır. Ramazan ayı, itaat ve kişinin kendini kontrol etme ayıdır. O ayda Müslümanlar yiyip içmezler, oruçlarını bozacak şeylerden kaçınırlar. Allah'a itaat etmek için aç ve susuz kalırlar. Böylece bu mübarek ayda takva ulaşılmak istenen bir hedeftir. Bireysel takva tezahürleri, Allah'ın emirlerine itaat etmek ve yasaklarından kaçınmak olarak tezahür eder. Toplu takva tezahürü ise Hilafet gölgesi altında yaşamın her alanında Şeriatı uygulamak olarak tezahür eder. Eğer tamamen Şeriat uygulanmazsa mübarek Ramazan ayı boyunca Müslümanlar tarafından yapılan iyi işler, eksik kalır. Çünkü takvanın gerçek tezahürü budur.

Ramazan ayı vesilesiyle Hizb-ut Tahrir / Endonezya bir çağrıda bulunuyor:

1- Bütün Müslümanlar, Ramazan ayında oruçlarını güzel bir şekilde eda etmeli, iman ederek ve sevabını sadece Allah'tan umarak oruçlarını ifa etmeliler. Oruçtan gözetilen hikmeti gerçekleştirmek için de tefekkür ve tezekkür etmeliler. Ramazan ayı, cihat ayıdır. Özellikle Irak, Afganistan, Suriye, Filistin, Burma ve diğer Müslüman ülkelerdeki Müslümanların durumu hâlâ içler acısıdır. Bu durum bizi Şeriatın hükümlerine bağlanmaya, iyiliği emredip kötülükten nehyetmeye ve İslami Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmaya sevk etmelidir. Bu şekilde yapılırsa, İslam ve Müslümanlar zafer elde ederler ve İslam'ın rahmetinden dünya da nasibini alır.

2- Endonezya hükümeti, insanların işlerini ve çıkarlarını gözetmelidir. Özellikle de sosyal ve ekonomik olanları korumalıdır. Çünkü bunlardan dolayı Müslümanların, istenen şekilde oruçlarını tamamlayabilmeleri hâlâ çok zordur. Hükümet, gece kulüpleri de dâhil olmak üzere günah işlenen her mekânı kapatmalıdır. Çünkü bu mekânlar, Müslümanların duygularını rencide etmekte ve öfkelerini artırmaktadır. Aynı şekilde zimmete para geçirme, zina, zulüm ve benzeri günahlar ile mücadele etmelidir. Ayrıca Allah'ın Kitabı ve Rasûlü'nün Sünnetinde gösterilen taksirat ve gevşekliği sona erdirmek gereklidir. Bütün bunlar sadece Ramazan ayında değil, diğer aylarda da olmalıdır. Çünkü günahların ve günahkâr mekânların Şeriata göre Müslüman ülkelerde, özellikle de en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya'da varlıkları caiz değildir.

وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُواْ وَاتَّقَواْ لَفَتَحْنَا عَلَيْهِم بَرَكَاتٍ مِّنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ

"Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler(in kapılarını) açardık." ^{[Araf 96]} İnşaAllah