Gazze Şeridi olaylarını ve “yaşamak istiyoruz” hareketinin ardından yaşanan elim verici hadiseleri, Hamas’ın protestolara katılan masumlara karşı yaptığı saldırganlık ve tazyikini yakından izledik... Bu gelişmeler ışığında aşağıdakileri vurguluyoruz:

Birincisi: Halkın sıkıntıları ve fedakârlıklarını istismar etmek, onları grupsal çatışmanın ateşine atmak, bu grupların Filistin halkına karşı işlediği bir suçtur. Gruplar, bu suçla işgale ve projelerine hizmette katkıda bulunmuş oluyorlar.

İkincisi: Hamas güvenlik güçlerinin, silahsız insanlara saldırısı bir suç ve günahtır, Batı Şeria’daki güvenlik güçlerinin işlediği suçun aynısıdır.

Üçüncüsü: Hizipsel çekişmeler ve hareketler arasındaki çatışmalar, Filistin meselesine ilişkin doğru ve radikal çözümden sarfınazar eder. Düşmanlarımız ve onların ajan rejimler içindeki maşalarına, çıkarlarına hizmet etmek için bu hareketleri manipüle etme olanağı sağlar. Bu, Filistin halkına ve bu hareketler içerisindeki samimi kimselere Allah’ın ipine sımsıkı sarılmalarını farz kılar. Allah’ın ipi, kurtuluşlarının, birliklerinin ve kutsallarını kurtarılmasının yoludur.

Dördüncüsü: Filistin meselesi işgal edilmiş topraklar meselesidir ve çözümü de oraların kurtarılmasıdır. Kurtuluşa giden yol, tektir. O da Yahudi varlığını kökünden söküp atmak için orduların harekete geçirilmesidir.

Beşincisi: Biz bütün Batılı projelerin, uluslararası kararların, Arap ve Batılı girişimlerin, yüzyılın anlaşmasının ve iki devletli çözümün, sömürgecilik entrikası ve işgali perçinleme olduğunu vurguluyoruz. Bu saydıklarımızdan ve bunlara çağrı yapanlardan, sömürge gündemlerini uygulamak için çalışan İslam ülkelerindeki mevcut rejimlerden uzak durulmalıdır. Özellikle Mısır, Ürdün ve Suudi rejimlerine diyoruz ki, bu üçlü, ümmete karşı ihanet ve komplo üçlüsüdür ve Yahudi varlığının asıl koruyucularıdır.

Altıncısı: Filistin meselesi, inanç temeline ve İslam ümmetine döndürülmelidir. Şeri hükmün gereği budur. Batı ve ajanları, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü kollayıp gözettiler ve hain barış sürecini yasalaştırmak için Filistin halkının tek temsilcisi olarak dayattılar. FKÖ’nün önceliği kutsal topraklardaki Yahudi varlığını perçinlemektir.

Yedincisi: İnsanların zulmü def etme hareketi, meşru bir harekettir. İnsanlara yapılan en büyük zulüm, İslami yönetimin olmamasıdır. İslami yönetimin yokluğu, sefaletin, tefrikanın ve geçim sıkıntısının nedenidir... İnsanları sadece geçim sıkıntısı için harekete geçmeleri doğru değil... Aksine hareketlilikleri, İslam’ı desteklemek ve kendilerine iyi bir yaşam vaat eden dini ikame etmek için olmalıdır... Filistin halkının, özellikle de Gazze halkının hareketliliği, Hilafeti kurmak ve kutsal toprakları kurtarmak için İslam ümmeti ve ordularından yardım isteme amaçlı olmalıdır.

Ey mübarek toprakların halkı! Ey grup ve hareketler içerisindeki kardeşlerimiz!

Batılı ülkeler ve hain Arap ülkeleri, FKÖ’ye ihanet elbisesi giydirdiler. Yahudi varlığını ve kutsal topraklarda barış içerisinde yaşama hakkını tanımasını sağladılar. Filistin’deki hareketler ve hizipler, gafletlerinden uyanıp Arap devletleriyle olan bağlantılarını kesmeli ve Batılı projelerden beri olduklarını açıklamalıdır. İslam’ı hakem kılmalı ve Filistin meselesini, asli sahibi olan İslam ümmetine avdet ettirmelidir. Hilafetin kurulması ve daha önceki samimi komutanların yaptığı gibi Kudüs’ün kurtarılması için ümmet ve ordularından yardım çağrısında bulunmalıdır... Gafletlerinden uyanıp bunu yapmazlarsa, Arap ülkeleri ve arkalarındaki Batılı devletler, daha önce Filistin Kurtuluş Örgütü’ne ihanet giysisini giydirdikleri gibi onlara da ihanet giysisini giydireceklerdir... O zaman yaptıkları yüzünden Allah’ın azabını tadacaklardır. Dünyada rezil rüsva olacaklar, ahirette ise elim bir azap vardır...

Tüm hiziplere tavsiyemiz budur... El Fetih, Hamas, Cihad ve diğer gruplara diyoruz ki hain ajan Arap devletler ölümünüz olacaktır. Bu yüzden onların tuzaklarına düşmekten sakının. Birbirinize sarılın, İslam kardeşliği sizi birleştirecektir... İslam ümmeti ve dinin yanında yer alın. Aziz, güçlü ve kulları üzerinde söz sahibi olan Allah’tan yardım isteyin. Zafer O’nun elindedir. Size yalnızca Allah Subhânehu ve Teâlâ yardım edebilir. Allah’ı tasdik edin ki O da sizi tasdik etsin. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğunu çok iyi düşünün:

إِنْ يَنْصُرْكُمُ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ “Allah size yardım ederse artık sizi yenecek hiçbir kimse yoktur; eğer sizi yardımsız bırakırsa O’ndan sonra size kim yardım edebilir? Müminler yalnız Allah’a güvensinler.”^{[Ali İmran 160]} Eğer Allah’ın bu sözünü iyi düşünür, anlar ve onunla amel ederseniz, hem bu dünyada hem de ahirette kurtuluş yoluna erişmiş olursunuz. Ki biz de bunu istiyoruz.. Eğer yüz çevirirseniz, Allah da sizden yüz çevirir... La Havle ve La Kuvvete İlla Billah... Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz.