مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُمْ مَنْ قَضَىٰ نَحْبَهُ وَمِنْهُمْ مَنْ يَنْتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلاً

“Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir. Bir kısmı da beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.”^{[Ahzab 23]}

Hizb-ut Tahrir / Mübarek Toprak Filistin, ilk nesil Kudüslü bir dava erinin vefatını duyuruyor:

Hacı Salah Ahmed El Halebi - Abu İmad

Bu sabah 84 yaşında hakkın rahmetine intikal eden merhum, ömrünü Allah’a itaat ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak yolunda harcamıştır.

Dindar bir ailenin çocuğu olarak 1937 yılında Ebu Deys’te dünyaya gelen Hacı Salah, ^{(Rahimehullah)}, Hizb-ut Tahrir’in kurucusu Şeyh Takiyyuddin En Nebhani’nin ^{(Rahimehullah)} talebesiydi. Şeyh Takiyyuddin En Nebhani’nin halkalarını dinlemek için çocuk yaşlarında babasıyla birlikte mübarek Mescidi Aksa’ya giderdi. Gittiği her yerde Suudi Arabistan, Irak, Libya, Ürdün ve Filistin’de daveti taşıdı, açıkça hakkı haykırdı, güçlü bir duruş sergiledi. Sertliğin, kararlılığın ve özverinin esin kaynağı oldu. Yaşlılığında bile insanlar ve gençler arasında ışık meşalesi oldu, onları Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir ile çalışmaya çağırdı.

Hacı Salah’ın ^{(Rahimehullah)}, Ürdün kralı Hüseyin’in Hristiyanlara hediye etmesini engellemek için Kudüs’ün güneyindeki bir tepede kısa sürede bir caminin inşasında bariz rol oynadığı belirtiliyor. Kral Hüseyin, büyük bir kilise inşa etmek için Papa VI. Paulus’a Kudüs’ün banliyölerinden El-Eyzariya bölgesinde stratejik bir konumdaki bir tepeyi hediye etmişti. Hacı Salah ve Hizb-ut Tahrir’li kardeşleri, çok kısa sürede bir cami inşa ederek ve ibadete açarak kralın bu planını boşa çıkardılar.

Allah’tan merhumu geniş merhametiyle kuşatmasını, engin cennetine koymasını, bizi, İslam’ı ve Müslümanları en güzel şekilde ödüllendirmesini niyaz ediyoruz.

Canı veren de Allah, alan da Allah’tır. Herkesin belirli bir eceli vardır. Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz.